Merak etme kardeşim intikamımızı alacağım deyip sarıldı bana.Kardeşim... bu kelimeyi duyduktan sonra kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Kelime binlerce parçaya bölünmüş hem kalbime hem beynime bıçak gibi saplanıyordu. Ellerim buz kesmiş vücudum titremeye başlamıştı. Hayır, doğru duymamıştım. Olamazdı sadece sıradanca söylenmiş bir kardeşim sözüydü bu. Ama o zaman neden böyle tepki veriyordum. "Ne intikamı ne kardeşi" diyerek bir adım geri attım bu komutuma sadece ayaklarım uymuş söylediklerim sese dönüşmemişti.
"aslı kardeşim canım korkutuyorsun beni iyi misin"? Doruk ondan kaçmama fırsat vermeyecek şekilde beni tutup mezar taşının kenarına oturttu. Kendi de karşıma geçmişti. Hala konuşamıyordum sadece kafamı salladığımın farkındaydım. "Hayır, olamazdı abim olamazdı" diye düşünüp kafamı sallıyordum. Sesim kaybolmuştu. O ise hala bana bir şeyler söylüyordu.
"Aslı kardeşim anlatacaklarımı iyi dinle" hala kardeşim diyordu. Sadece tamam der gibi kafamı salladım. Konuşacak gücü bir türlü bulamıyordum.
"Ben doğduktan altı ay sonra çok hastalanmışım annem ile babam doktorlara götürmüşler ama bir türlü nedeni bulunamamış o zaman Türkiye'de her şey çok zor sağlık gibi. iyi bir doktor bulmuşlar ve lösemi olduğum çıkmış ortaya tek tedavisi ilik nakliymiş ve oda ya Amerika'da ya da Almanya'da yapılıyormuş. Kabul etmişler para bulmuşlar uygun ilik aranmaya başlanmış ama bir türlü bulunamıyormuş. Ben hastalandıktan 8 ay sonra annem hamile olduğunu öğrenmiş Amerika'da ki doktor anneme doğurmasını söylemiş kardeşimden alınacak ilikle yaşayabilecekmişim. Kardeşimin doğmasına iki ay kala bir gece çok ateşlenmişim hastaneye götürmüşler bir hafta hastanede kalmışım ben hastanedeyken dedem olacak şerefsiz beni öldü gösterip Amerika'da bir aileye vermiş. Annemle babam öldüğüm için yıkılmış ama iki ay sonra kardeşim doğunca acıları biraz da olsa azalmış. Bense bu sefer beni evlat edinen ailenin dedem ile yaptığı anlaşma sayesinde kardeşimden alınan ilikle hayata dönmüşüm". Ne anlatıyordu bu adam bu hikâyenin bir kısmı neden çok tanıdıktı. Tüm bedenim işlevini yitirmişti. Abim yaşıyordu, doruk benim abimdi ve ben onun kardeşiydim.
"Aslı seni gördüğüm ilk an hissettim hayatımı kurtaran kardeşim olduğunu ama emin olamadım araştırdım ama bir türlü bulamadım. Sonra bir gece Kostas ile Andrea'nın konuşmalarına şahit oldum o an emin oldum kardeşim olduğuna". Kardeşim ne güzel bir cümleydi kulağa ne kadar iyi ama ne çok yabancıydı. Birden beynimde bir patlama oldu. Evlatlık olduğunu biliyor muydu hep. Biliyorsa neden daha önce gelmemişti.
"Ne zaman öğrendin". Sesim çıkmıştı nihayet. Oda bunu fark etmiş dudağının kenarı kıvrılmış gülümsemişti.
"Birkaç gün önce".
"Onu değil evlatlık olduğunu".
"Dört sene önce babam ölmeden önce anlattı".
"Neden kabul etmişler seni almayı neden geri getirmemişler ailene".
"Kemal efe çok para vermiş zaten senelerdir çocuk istiyorlarmış babası öldü annesi de çok hasta bebeği doğurup doğuramayacağı belli değil demiş öyle almışlar".
"Neden benim gibi yetimhaneye değil de bir aileye vermiş seni".
"Bilmiyorum ama babamı hiç bilmeyecek öğrenmeyecek öğrenirse öldürtürüm diye korkutmuş. Aslı seni çok aradım ama bir kayıt bile yoktu olanlarda kaza da öldüğünü gösteriyordu. İnanmadım bana böyle bir oyun oynayan sana kim bilir ne yapmıştır diye aramayı sürdürdüm. Geçen sene buraya ulaştım annemle babamın burada bir süre yaşadıklarını öğrendim gelmek istedim ama duyacaklarımdan korktum gelemedim. Bir yerden sonra seni ölü ya da diri bulmadan rahat edemeyeceğimi anladığımda çıktım geldim".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLI (Bir Kalp İki Aşk 1#) #wattys2020
RomanceBazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri ise sadece ıslanır. aslı hayatın ona gönderdiği tüm yağmur damlalarını yüreğinde hissetti. yağmurun getirdiği güvenle huzur buldu. güveni kaybettiğinde umuda sarıldı. hayat onunla inatlaştıkça o da hayata in...