Bazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri ise sadece ıslanır. aslı hayatın ona gönderdiği tüm yağmur damlalarını yüreğinde hissetti. yağmurun getirdiği güvenle huzur buldu. güveni kaybettiğinde umuda sarıldı. hayat onunla inatlaştıkça o da hayata in...
Turkcellin hediyesi tablet ile her şeye çözüm buldum. Pc gelene kadar bununla idare edeceğim artık. İyi okumalar... bol yorum lütfen..
Bir ay çok hızlı geçmiş melek ile kadirin düğün zamanı gelmişti. Kına gecesinden sonra kızlar bizde toplanmış hep birlikte eğlenmiştik. Düğün sabahı telaş içinde uyanıp düğünün yapılacağı Sait halim paşa yalısına gittik. Kuaför ve makyöz buraya gelecekti ve yalının muhteşem manzarasında fotoğraflar çekilecekti. Gelinin hazırlıkları bitmiş melek çok güzel olmuştu. Bu arada bizimde saçlarımız yapılmış ve kıyafetlerimizi giymiş damadı bekliyorduk. Kapı çalındığında içeri önce benim yakışıklı oğlum ve kocam girdi ardında kadir ve diğerleri geldi. Oğlum ve babası bir örnek smokinlerinin içinde çok yakışıklı görünüyorlardı. Kerem bana doğru yaklaştı "aslım çok güzel olmuşsun" deyip beni öpmeye başladı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu elbisenin modelini gördüğümde çok beğenmiş sırtı çok açık olmasa da açık kalan kısımlarda yaralarım olduğu için diktirmekten vazgeçmiştim. Tuğba ise ısrarla bu elbiseyi diktirmemi istemiş sırtım içinde bir planı olduğunu söylemişti. Her ihtimale karşı başka bir elbise daha alsam da bu elbiseyi diktirmiştim. Elbisem şarap rengi ilk kat straplez ikinci kat bir ton daha koyu boynumdan arkalı önlü iniyor arkada baklava şeklinde bir açıklıkla öndense göğüs kısmımı kapatıp omuzlarımı ve straplez görüntüyü bozmadan bir şekilde aşağıya iniyordu. Bel kısmında elbise ile aynı renk ince bir kemerle bel oyuğumu belli edip yere kadar iniyordu. Elbisenin tamamı pileli olmasına rağmen bu görüntü belimden aşağısından sonra belli oluyor ve tamamen şifon kumaştan oluşuyordu. Tabi elbisenin asıl sırrı sol bacağımın kasığının bir karış altından başlayan yırtmacıydı.
Ayağıma elbisenin resmini gördüğüm ünlünün ayağında gördüğüm açık dört sıra taşlarla hem parmak hem de bilek kısmında dizili gümüş rengi bir ayakkabı giymiş uzun saçlarımı da tıpkı modelde ki gibi sık bir örgü ile tependen toplatmıştım. Keremin doğumda aldığı pırlanta taşlı küpelerimi takmış çok hafif ama yeşil gözlerimi belli eden bir makyaj yaptırmıştım. Ben hazırlanırken de Tuğba mucize kremi sırtıma ve tüm vücuduma sürmüş böylelikle yaralarımı tamamen kapatmıştı.
Kadir ile melek odadan çıktıktan sonra bizde çıkıp fotoğrafların çekileceği yere geçtik. Kerem sırtımı fark edip "aslım yaralar" dedi "mucize krem" diyerek onu cevapladım. Kocam dışarıya çıktığımızda yırtmacımı da nihayet fark etmişti ki esen rüzgârla fark etmemesi mümkün değildi. "Yok, yok karım benim bugün katil olmamı istiyor kızım o yırtmaç ne ya" diye söylenince "kızım deme bana" dedim. "Güzel karım, melek karım, o yırtmaç ne" diye tekrar sordu. Bende "yırtmaç işte aşkım ne var ki bunda" deyip onu tam dudağının kenarından öptüm. Ömer'e dönüp "yağız efendi ben sana anneni emanet ediyorum sen nasıl izin veriyorsun böyle bir elbise almasına. Bu geceki görevimiz o yırtmacın açılmaması oğlum anlaşıldı mı" dedi. Henüz bir yaşına bir ay önce basan oğlumuza o kadar komikti ki kerem evli ve çocukluydum ama hala beni kıskanıyordu.
