Selam benim tatli ve her gecen gun cogalan okuyucularim. Yeni bolum geldi nihayet. Biliyorum biraz uzun suruyor ama inanin yetistirmek icin caba sarf ediyorum.
Bolum sarkimiz yalin bir bahar aksamiİyi okumalar...
Gözlerimi açtığımda yatağımda uyuyordum tek başıma. Etrafıma bakındım yağız yoktu. Gitmişti beklide hiç gelmemişti yine o çok gerçekçi rüyalarımdan birini görmüştüm galiba. Saate baktığımda sekizi gösteriyordu. Rüyamı gerçek mi bilmediğim ya da bilmek istemediğim bu garip geceyi unutmaya çalışarak yataktan kalktım. Duş aldıktan sonra üstümü değiştirip aşağıya indim. Bahçede ve mutfakta da yoktu, rüya olduğuna inanmaya başlamıştım. Kesinlikle artık doktora gitmeliydim bu kadar gerçekçi rüyalar hayra alamet değildi. Kahvemi hazırlarken bunları düşünüyordum. Ön kapıya çıkıp birde arabasını kontrol edeyim ki kafayı yediğimden iyice emin olayım diye kendi kendime kızdım. Yalnız olduğumu hissettiğim her sabah yaptığım gibi merdivenlere oturup kahvemi yudumlamaya başladım. Tabi ki kafayı yemiştim çünkü yağızın arabası da kendi gibi yoktu. Kahvemi bitirmiş hangi doktora gitmem gerektiğini düşünüyordum. Sonuçta gerçeğe yakın rüyalar görüyordum. Kesin beynimle alakalı bir sorun vardı. "İnşallah akıl hastanesine kapatmazlar beni" deyip kalkmak için hareketlendim ve yağızın yanımda oturduğunun bilincine varıp hafifte olsa korktum.
"Sen..." deyip elimi omzuna koydum sonra "dünde sarılmıştın gerçeklik testi böyle değil kendini çimdikle" diyerek sesli bir şekilde konuştum. Yağız ya da halüsinasyon yağız bana gülüyor ve "gerçeğim bahçedeydim" diyordu. Bu arada kendimi çimdiklemiştim. Canım yanınca rüya olmadığına inandım.
"ben her yere baktım neredeydin."
"Salıncakta uzanıyordum."
"Araban nerede."
"Gökhan tamire götürdü." Kafayı yemediğime yağızın gerçekliğine emin olduktan sonra asıl sormam gereken soruyu sordum.
"Neden gittin neden geri döndün."
"Gel" deyip bana doğru elini uzattı tutsam o eli bırakamazdım biliyorum sadece baktım ve yürüdüm ona doğru elini tutmayınca sinirlendi ve bu burada olmayacak deyip beni kolumdan tutup dışarı doğru yürüdü. Dur ne yapıyorsun desem de dinlemedi. Arabaya bindirip kendi de sürücü koltuğuna geçti.
"Yağız herkes kalkacak birazdan çocuklar beni arar evde konuşalım ne konuşacaksak".
"yok aslı bir kere daha benden kaçmana izin vermeyeceğim." Ne dediysem ona dinletemedim. Artık vazgeçtim gittiğimiz yer adanın diğer ucunda bir bağ eviydi. Arabadan inmeyince yine beni zorla eve soktu.
"böyle zor kullanarak ne yapacağını zannediyorsun ayrıca tamam dinleyeceğim dedim seni". Yağız beni tutup koltuğa oturttu. Tam konuşacaktım ki "sus be bir kadın" deyip dudaklarıma yapıştı. Bana verdiği tepkiye mi yoksa beni öpmesine mi hangisini şaşıracaktım bilmiyorum. Yağız öyle öpüyordu ki bir süre ona karşılık vermesem de artık daha fazla dayanamayıp ne olacaksa olsun deyip bende ona karşılık verdim. Kızgındım ve kırgındım ama yine de ona karşılık veriyordum. Nefeslerimiz tükendiğinde benden uzaklaşıp "tam dokuz yıldır bu anı bekliyordum umduğumdan daha da büyüleyiciymiş" deyip tekrar öpmeye başladı. Beni kucağına çekip bir süre daha öptü sonra uzaklaşıp "anlatacaklarımı sonuna kadar dinle aslı" dedi ve konuşmaya başladı...
Yaşadığımız anın şokundan ona cevap dahi verememiş sadece kafamı sallamakla yetinmiştim.
YAĞIZ
Dokuz sene önce
"Yağız hadi kalk bugün son gün babam hala kayıt yaptırmadığımı duyarsa beni öldürür" diyen denizin sesi ile gözümü açtım. Deniz amcamın oğluydu ailemizi kaybettikten sonra amcam bizi bırakmamış sahip çıkmıştı. On iki yaşında annesiz babasız kalmıştım yedi yaşındaki kız kardeşim derin ile birlikte. Bir yandan onunla ilgileniyor bir yandan da bize sahip çıkan amcamı mahcup etmemek onun pişman olmaması için hep çok çalışıyor yaşımın hoş göreceği yaramazlıkları dahi yapmıyordum. İçine kapanık sessiz sakin bir insan olmuş yaşımdan fazla olgunlaşmıştım. Deniz iki yıldır okuduğum üniversiteyi kazanmıştı artık aynı okulda okuyacaktık. Denizde benim için kardeş, arkadaş, sırdaş olmuştu ve amcamın ona kızmaması için hemen çok sevdiğim uykumdan uyanmıştım. O gün hava çok güzeldi sıcak olmasına rağmen nem az olduğu için bunaltmıyordu. Kayıt bürosuna girdiğimizde burnuma ulaşan bahar kokusu başımı döndürmüştü. Etrafıma bakıp kokunun sahibini aramaya başladım. Evet, akıllı usluydum ama çapkındım da. Ama bir türlü bulamamıştım kokunun kimden geldiğini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLI (Bir Kalp İki Aşk 1#) #wattys2020
RomanceBazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri ise sadece ıslanır. aslı hayatın ona gönderdiği tüm yağmur damlalarını yüreğinde hissetti. yağmurun getirdiği güvenle huzur buldu. güveni kaybettiğinde umuda sarıldı. hayat onunla inatlaştıkça o da hayata in...