Tüm anlatacaklarını anlatmış konuşmamı bekliyordu. Sanırım şok geçiriyordum tepki veremiyordum. Anlattıkları dokuz koca sene beni seviyor olması, keremin ona gitmesi, Ömer'in ona babası demesi. Bunca şeye rağmen aklımda tek sorunun neden gittin olması ise ayrı bir saçmalıktı. Kesinlikle şoktaydım.
"neden gittin peki". Onca soru varken ben yine neden gittiği seçmiştim.
" İstanbul'a gitmeyeceğim deyince ben götürdüm. İşten çıkarttım bir daha karşımıza çıkmamasını iyice anlamasını sağladım. Bırakır bırakmaz geri döndüm zaten".
"Anladım eve dönebilir miyiz yağız".
"Bir şey demeyecek misin"?
" Hayır, düşünmem lazım yağız anla lütfen duyduklarımı sindirmem lazım. Bu aşk çok fazla ben... Ben korkuyorum yağız".
"Aslı ben artık sensiz yapamam dün geceden sonra senin kokun olmadan uyuyamam. Ömer, masal olmadan yapamam".
"Yağız bak ben sana karşı..." dedim ama konuşamıyordum kafamda cümlelerimi toparlayamıyordum sekiz dil bilen ben tek bir dilde bile söyleyeceklerimi bulamıyordum.
"Yağız eve götür beni".
"Peki, aslı peki" dedi ve kalktı. Arabaya doğru omuzları düşmüş bir şekilde yürüyordu. Onu böyle görmeye dayanamıyordum sarılmak istedim ama yapamadım. Arabaya bindim ve eve kadar tek kelime etmeden geldik. Arabadan inerken bana dönüp "aslı" dedi. Ona doğru döndüm "yapamam yağız özür dilerim" deyip eve girdim.
Kereme ihanet edemem onun aşkını unutup yeni bir tene evet diyemem yapamazdım. Evde herkes uyumuştu yağız içeri girmemişti odama geçip üstümü değiştirdim. Ve saatlerdir tuttuğum gözyaşlarımı bıraktım. Yağıza âşık olmuştum biliyordum beni öptüğü an farkına varmıştım aylardır inkâr ettiklerimin ama itiraf etmekten korkuyordum kereme ihanet ediyormuş gibi hissetmekten kendimi alamıyordum. Affet beni kerem diye ağlıyordum.
Sabah uyandığımda çok yorgun ve hasta gibiydim. Duyduklarımı yeni yeni sindiriyordum ve hepsi çok zor şeylerdi. Belki o gün yağız gitmemiş olsa ertesi gün onunla tanışacak ve ona âşık olacaktım diye düşündüm bir an. Ah hayır bu mümkün değildi ben keremi gördüğüm onunla çarpıştığım ilk an âşık olmuştum. Eğer yağız yazılı olsaydı kaderimde kerem ile hiç tanışmazdım. Benim tek gerçeğim keremdi. Onu sonsuza kadar sevmeye söz vermiştim ben. Peki, neden yağızı düşünüyor onun kokusunu özlüyordum. Alışmıştım ona hemen, Ömer'in ona sevgisi masalın ilgisi beni de ona ısındırmıştı. Bir insan ömründe iki kere âşık olur muydu bilmiyorum olmazdı olamazdı değil mi?
O anda hatırladım kerem ile Alaçatı da konuştuklarımızı hatırladım. "Mutlu olmanı oğlumun babasız kalmamasını isterdim" demişti. Yağıza da bu yüzden gidip bizi emanet etmişti belki de. Ah kerem, ah kerem benim adımda aslı ise öbür dünyada bunun için yakana yapışacağım. Yıllardır her rüyamda bana bunu hatırlatmaya çalıştın daha ölmeden ölümü kabul etmiştin sen içimdeki kızgınlık ile kereme de yağıza da saydırdım. Biri beni hiç tanımadığım bir adama emanet etmiş diğeri de hiç tanımadığı uzaktan gördüğü kadını emanet almıştı. İçimde ki bu duygu neydi bilmiyorum yine içimde ki canavar dışarı çıkmak için damarlarımı zorluyordu. Tüm kızgınlığımı kereme dökmek yağızı ateşimle yakmak istiyordum.
Odamdan çıkıp yağızın odasına gittim ve kapıyı açtım. Oda boş yatağın ortasında da bir kâğıt vardı. Gidip açtım "sen bana gelene kadar İstanbul da bekleyeceğim seni" yazıyordu. Kâğıdı parçalara ayırıp çığlık atmaya başladım sinirlerim bozulmuştu oda da elime geçen her şeyi fırlatıyordum abim odaya girmiş "aslı dur yapma çocukları korkutuyorsun" diyordu ama dedikleri hiç umurumda değildi. Yeter diye bağırıyordum yeter. Elime aldığım vazoyu fırlattıktan sonra abim arkamdan beni tuttu ve kollarının arasına sıkıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLI (Bir Kalp İki Aşk 1#) #wattys2020
RomansaBazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri ise sadece ıslanır. aslı hayatın ona gönderdiği tüm yağmur damlalarını yüreğinde hissetti. yağmurun getirdiği güvenle huzur buldu. güveni kaybettiğinde umuda sarıldı. hayat onunla inatlaştıkça o da hayata in...