"AŞK EŞİTTİR BİZ" 1. SEZON 42. BÖLÜM (PARİS'E YOLCULUK)

423 31 0
                                    

Herkes kahvaltısını yapıp iş yerlerine geçmiştir, Ali hariç. Çünkü öğleden sonra Nazlı ile beraber yola çıkacaklardır. Sabah erkenden kalkıp rutinleri yapar, sonra kendi bavulunu hazırlar. Nazlı'da uyanmıştır, oda kendi bavulunu hazırlıyordur
Nazlı: Ali, biz şimdi gerçekten Paris'e mi gidiyoruz (hâlâ inanamıyordur)
Ali: Evet Nazlım, evet
Nazlı Ali'ye yaklaşır, ellerini Ali'nin boynuna dolar, dudaklarını Ali'nin dudaklarına yaklaştırır, milim kala durur, Ali göğüs kafesinden çıkacakmışcasına atan kalbini
durdurmaya çalışıyordur. Nazlı Ali'ye ne zaman böyle yaklaşsa, Ali kontrolü kaybediyor, kalp atışlarını yavaşlatamıyordu
Ali: B... Bunu yapmasan o... Olmaz mı
Nazlı: (kısık sesle) Neyi (bilerek yapıyordur, Ali'nin bundan etkilendiğini biliyordur)
Ali: Bunu işte. Bunu yapmasan olmaz mı
Ali'nin kalbi hâlâ çok hızlı atıyordu, güçlükle yutkunur
Ali: Bunun sonu hiç iyi bir yere gitmeyecek gibime geliyor (gerçekten kendisini zor tutuyordu)
Nazlı: O zaman bırak kendini (kısık sesle söyler)
Ali: Kendimi bırakırsam hiç iyi olmaz
Nazlı: (hızlı bir şekilde Ali'den ayrılır, Ali olduğu yerde kala kalmıştır, Nazlı bavulunu hazırlamaya devam eder. Ali'ye bakar ve kendine engel olamaz ve kahkaha atmaya başlar) Ya şu surat ifadesine bak
Ali: Sen, ne oldu az önce
Nazlı: Bunu yapmak hoşuma gidiyor du, bende yapmak istedim
Ali: Demek öyle Nazlı Gülengül
Nazlı: Evet öyle Ali Vefa
Ali: Sen şimdi görürsün
Ali Nazlı'yı yakalar ve gıdıklamaya başlar
Nazlı: A... Ali dur, t... Tamam dur (gülmekten konuşamıyor dur)
Ali biraz daha Nazlı'yı gıdıkladıktan sonra durur, Nazlı'ya bakar bir süre
Nazlı: Ne oldu, niye öyle bakıyorsun
Ali: Şu an seni öpmeyi o kadar istiyorum ki
Nazlı: Seni tutan yok Ali Vefa
Nazlı bunu dedikten sonra Ali'nin gömleğinin yakasından tutup kendine çeker ve alnaz'ın dudakları birbirini bulur... Ferda odasındadır, bir süre sonra ayağa kalkar, camın önüne gelir, bugüne kadar yaşanılanları düşünür. İyisiyle kötüsüyle bir çok şey yaşanmıştı. Ali'yi düşünür, evet Ali zor şeyler yaşadı, hiç kimsenin kaldıramayacağı bir şey yaşadı, ama dimdik ayakta durmayı da başarmıştı. Ferda'yı düşüncelerinden ayıran kapının açılma sesi olur, Ferda arkasını döner ve gelen kişiye bakar
Doruk: Canım
Ferda: Doruk
Doruk: (Ferda'nın yanına gelir ve ellerinden tutar) Canım iyimisin, neyin var senin
Ferda: (derin bir nefes alır) Hayat ne kadar da garip öyle değil mi. Ne zaman ne olacağını bilmiyoruz, her an her şey olabilir. Ali'yi düşünüyorum, geçmişte çok acı olaylar yaşadı, o hali gözümün önüne geldikçe hâlâ kendimi kötü hissediyorum
Doruk: Ama
Ferda: Ama Ali şu an iyi, çok iyi
Doruk: Hatta sevgilisi bile var. Kimden bahsediyoruz farkındasın değil mi. Ali çok değişti Ferda, iyi anlamda çok değişti, Nazlı sayesinde
Ferda: Nazlı sayesinde. Nazlı Ali'yi kabuğundan çıkarmayı başardı, bu kimsenin yapabileceği bir şey değil di
Doruk: Evet öyle. Evet hayat çok kısa ve garip, ne olacağını kimse bilemez
Ferda: Doruk, seni çok seviyorum
Doruk: Bende seni çok seviyorum Ferdam
Dorferin dudakları birleşir... Demir işini bitirmiş ve cafeye gelmiştir, açiye haber vermemiştir geldiğini, içeri girer ve bar bölümünün olduğu yere gelir
Demir: Benim güzelim ne yapıyor acaba
Açelya: Demir hoşgeldin, hayırdır hangi rüzgar attı seni buraya
Demir: Bir düşünelim, böyle sarı saçlı, biraz deli dolu, biraz hırçın, ama güzeller güzeli bir sevgilim var, onu görmeye geldim (arkasında sakladığı gülü çıkarır) bu da o güzelliğe güzellik katmak için
Açelya: Yaa Demir, çok teşekkür ederim
Demir: Ama böyle kuru kuruya teşekkür olmaz
Açelya: Hmmm, ne istiyormuş acaba benim odunum
Demir: Ya açi, şu güzel ortamı bozmasan olmaz mı
Açelya: (kahkaha atar) Ya tamam tamam, şaka yaptım (Açelya etrafı kontrol eder, kimsenin görmeyeceğini anlayınca Demir'e yaklaşır, Demir'in yanağından öpecekken, Demir hızlı bir şekilde kafasını çevirir ve dudaklarını Açelya'nın dudaklarına bastırır. Açelya ilk başta şaşırsada, sonradan karşılık verir, kısa bir öpüşmeden sonra ayrılırlar
Açelya: Demir ne yapıyorsun, ya bir gören olsaydı
Demir: Sevgilimi özledim öpmek istedim, ne var ki bunda
Açelya: Canım, beni istediğin zaman öpebilirsin, ama kimse yokken. Dua et kimse görmedi
Demir: Görsünler ya ne olacak, sevgilimi öpemez miyim
Açelya: Tamam tamam kızma, bir şey demedim
Açdem gülerek köyü bir sohbete dalmıştır... Adsel evin bahçesinde keyif kahvesi yapıyordu
Selvi: Adil
Adil: Selvim
Selvi: Ben çok mutluyum
Adil: Bu mutluluğunuzun sebebini öğrenebilir miyim acaba Selvi hanım
Selvi: Sen yanımdasın, çocuklarım yanımda, onların arkadaşları, sevgilileri, biz kocaman bir aile olduk Adil, bunun için çok mutluyum
Selvi başını Adil'in omzuna koyar ve o şekilde vakit geçirmeye devam ederler... Ferbel Beliz'in odasında oturmuş hem kahve içiyorlardı, hem de sohbet ediyorlardı
Ferman: Ali'nin dünkü hali neydi öyle ya (gülerek)
Beliz: Kocamın odasına gelmek için beyefendiden izin alacam sanırım
Ferman: Sen kocanı çok mu seviyorsun (Beliz'e yaklaşır)
Beliz: Ferman yapma, şimdi bir gelen olur
Ferman: Kimse gelmez merak etme (Beliz'e yaklaşmaya devam eder)
Beliz: Ferman, yapma şunu
Ferman: Ben karımı özledim ama
Beliz: Bende seni özledim aşkım
Ferbel öpüşür, adeta birbirlerinin dudaklarını vakumlarlar... Alnaz şirkete gelmiştir, gitmeden önce son kez görünmek isterler, alnaz el ele içeri girer, herkes alnaza bakıyordur. O sırada Merve geçiyordur ve alnazı görür
Merve: Hoşgeldiniz Ali bey
Ali: Hoşbulduk Merve, ablam odasında mı
Merve: Evet odasında Ali bey (Nazlı'ya bakar) siz Nazlı olmalısınız galiba
Nazlı: Evet, Nazlı ben (elini uzatır)
Merve: Memnun oldum Nazlı hanım (Nazlı'nın uzattığı elini tutar)
Nazlı: Nazlı yeterli, hanımı pek samimi bulmuyorum o yüzden
Merve: (tebessüm eder) Alışkanlık işte
Ali: Kızlar hani bende burdayım ya (gülerek)
Nazlı: Kız muhabbeti seni niye ilgilendiriyor acaba
Merve: Nazlı ne yapıyorsun
Ali: Merve kurtar beni
Merve: Ali bey çok isterdim ama (gülerek) kusura bakmayın
Ali: Vay be, asistanım bile bana karşı
Merve: Ali bey sizin aranızda olan bir mesele, benim karışmam doğru olmaz
Ali: Ben senin en çok bu yönünü seviyorum işte, tarafsızsın
Merve: Teşekkür ederim Ali bey
Nazlı: Hadi hadi, daha sizinkilerle vedalaşacağız (Merve'ye bakar ve tekrar elini uzatır) tekrardan memnun oldum
Merve: (Nazlı'nın uzattığı elini tutar) Bende
Nazlı: (Merve alnaz'ın yanından uzaklaşır, Nazlı ise Ali'ye bakıyordur) Kıza niye öyle diyorsun
Ali: Neyi
Nazlı: Senin en çok bu yönünü seviyorum diye
Ali: Nazlı Merve benim asistanım, öyle bir şey düşünme sakın
Nazlı: Ali
Ali: (Nazlı'ya yaklaşır) Sen bana inanmıyor musun
Nazlı: (Ali yaklaştıkça Nazlı geri geri gider) Ali ne yapıyorsun, şirketteyiz
Ali: Kimin şirketi acaba (göz kırpar)
Nazlı'nın kalbi çok hızlı atmaya başlamıştır, Ali duyuyordur. Nazlı'nın Ali'ye yaptığını, Ali'de Nazlı'ya yapıyordur. Ali biraz daha Nazlı'nın üzerine yürüdükten sonra birden geri çekilir ve Ferda'nın odasına gitmeye başlar, giderken kendi kendine gülüyordur
Nazlı: Ben sana yapacağımı bilirim Ali Vefa
Nazlı'da Ferdan'ın odasına gider... Alnaz herkesle konuşup vedalaşmıştır, ekip hep birlikte şirketin kapısına gelir
Ali: (dordeme bakar) Ben gelene kadar şirket yerinde durur değil mi (biraz ciddi bir ses tonu ile söylemiştir)
Ferda: Sen hiç merak etme kuzum, ben varken hiç bir şey olmaz
Ali: Zaten sen varsın diye merak etmiyorum ablam
Doruk: Ali ayıp oluyor ama. Hem merak etme
Demir: Gittiğin de nasılsa, geldiğin zaman da aynı şekilde duruyor olacak, hiç merak etme
Ali: Eyvallah, güvenimi boşa çıkarmayacağınızı biliyorum
Adil: Oğlum hadi, daha fazla geç kalmayın
Alnaz ekip ile tekrardan vedalaşır ve Ali'nin arabasına birer ve havaalanına doğru yola çıkarlar, ekip alnaz'ın arkasından bakıyordur
Selvi: Allah'a emanet olun oğlum (her ne kadar Ali'nin iş için gittiğini bilse de, gözlerinden akan yaşlara izin verir)
Nazlı: Ali
Ali: Nazlım
Nazlı: Biz şimdi Paris'e gidiyoruz, gerçekten gidiyoruz yani
Ali: Nazlı bu kaçıncı soruşun. Evet gidiyoruz (gülerek)
Nazlı: Ali, bu şu an bana rüya gibi geliyor. Senle beraber Paris'e gidiyorum
Ali: (boşta olan eli ile Nazlı'nın elini tutar ve öper) Bu bizim rüyamız Nazlım
Nazlı: (tebessüm eder) Bu bizim rüyamız
Alnaz sonunda havaalanına gelmiştir, arabadan inerler ve bavullarını alıp uçağa binip eşyalarını yerleştirirler... Uçak yavaş yavaş hareket etmeye başlar, bir süre sonra hızlanır ve havalanır ve gökyüzünde bulutların arasında giderek gözden kaybolur. Alnaz karşılıklı koltuklara otururlar, Ali eli çenesinde camdan dışarıyı izliyordur, Nazlı ise Ali'yi izliyordur, yüzünün her bir detayını ezberler gibi... Uçak sonunda Paris'e gelmiştir, yavaş yavaş havaalanına iniş yapmıştır. Alnaz uçaktan iner ve alnaz için gelen özel araca binerek otele giderler... Alnaz otel odasına çıkmıştır, eşyalarını yerleştirirler, sonra duş alıp (duşu sırayla alıyorlardır, sonra adımı çıkarmayın 😂😂) alnaz sırayla duşunu almıştır, yatağa girerler, Nazlı başını Ali'nin göğsüne koyar, alnaz birbirine sımsıkı sarılarak huzurlu bir uykuya teslim olurlar...

"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin