Ekip uzun bir yolculuğun ardından bowling salonuna gelmiştir. Araçlardan inerler ve içeri girerler. Gerekli işlemleri hallettikten sonra salona geçerler
Ali: Evet, açılışı ben yapıyorum, itirazı olan (kimse bir şey demez) başlıyorum
Ali bowling topunu yuvarlar ve... Strike, 10 lobutun da hepsini devirir. Ali ekibe önünü döner
Ferman: Başlangıca göre iyi atış, ama benim atışımı görmedin Ali
Ekip: Ooooo
Ferda: İddia kokusu alıyorum sanki
Ali: Birileri yenilmek istiyor galiba. Beliz abla, kocanı yensem mi ne diyorsun
Beliz: Bir ifadesini al derim Alicim (gülerek)
Ali: Hay hay, memnuniyetle (Ferman'a döner) önden buyur
Ferman bowling topunu yuvarlar ve 10 lobutun 8'zini devirir. Sonra Ali geçer
Ali: Nazlım (yanağını gösterir) öpücüğümü alabilir miyim
Nazlı: Memnuniyetle Ali bey (Ali'nin yanağından öper)
Ali'de bowling topunu yuvarlar ve 10 lobutun 9'zunu devirir. Ekip bu şekilde güle eğlenmeye devam eder. Ali Nazlı'ya da nasıl yapıldığını göstermiştir
Nazlı: Sıra bende o zaman
Ali: Unutma Nazlım, gösterdiğim gibi
Nazlı: Merak etme Alim
Ali: (Nazlı bowling topunu atmak için hazırlanır. O sırada az ilerde bulunan bir masada oturan adam sürekli Nazlı'yı izliyordur. Nazlı dize kadar bir elbise giydiği için bacakları görünüyordu, ve Ali anlar adamın nereye baktığını. Bir hışımla masadan kalkar. Dordem ve Ferman ne olduğunu anlamamıştır. Ali o adamın yanına gider ve elini çok sert bir şekilde masaya vurur
Ali: Hayırdır, nereye bakıyorsun sen öyle (adamın adı Akın olsun)
Akın: Bu seni ilgilendirmez
Ali: (Yandan bir şekilde gülümser) Benim sevgilime bakacaksın ve bu beni ilgilendirmeyecek. Hayırdır birader neyin kafasındasın sen
Akın'ın diğer arkadaşları gelir yanına ve hepsi Ali'nin karşısında durur. Ama bu durum Ali'yi korkutmuyordur. Dordem ve Ferman hemen Ali'nin yanına gider ve Doruk elini Ali'nin omzuna koyar
Doruk: Ali bir sorun mu var
Ali: (önce dordem ve Ferman'a, sonra Akın ve adamlarına bakar) Bilmem, arkadaşlara sormak lazım. Var mı bir sorun
Akın: Yok, bir sorun yok
Ali: Ben de öyle düşünmüştüm
Erkekler masaya geri döner
Beliz: Canım bir sorun mu var
Ferman: Yok aşkım yok, her şey yolunda
Nazlı: Canım siz nereye gittiniz
Ali: Önemli bir şey değil Nazlım, boşver sen. Ne yaptın, kazandın mı
Nazlı: Eveeet, ben kazandım
Ali: İşte benim Nazlım
Nazlı: Senin sayende Alim (Ali'ye sarılır)
(10 dakika sonra)
Ali: Ben bir lavaboya gidip geliyorum
Ali ekibin yanından uzaklaşır ve lavaboya gider. O sırada Akın ve iki adamı Ali'nin peşinden gider. Ali işini hallettikten sonra lavabodan çıkar ve karşısında Akın ve iki adamını görür
Ali: Ne o beni mi döveceksiniz. Almışsın yanına iki hayvanını gelmişsin buraya
Akın: Bana bulaşmayacaktın, saldırın
Ali her ne kadar karşılık verse de ağır darbeler almıştır
(Bir saat sonra)
Ali'yi sedyeyle hastaneye getirmişlerdir. Sedyenin iki tarafında ekip vardır, Nazlı bir an olsun Ali'nin elini bırakmıyordur... Ali'yi ameliyata alırlar, Nazlı iki elini birleştirir ve kendi kalbine götürür ve gözlerinden akan yaşlara izin verir ve ağzından sadece şu kelimeler dökülür
Nazlı: Beni bırakma Alim
O sırada hastane kapısından adsel içeri girer ve ekibin yanına giderler, Selvi ağlamaktan harap olmuş durumdaydı
Adil: Ferda (Ferda Adil'i ve Selvi'yi görünce daha da çok ağlamaya başlar, hızlıca onlara doğru gider ve sarılır) D... Doğru mu
Ferda üzgün bir şekilde başını sallar
Selvi: Kim yapar böyle bir şeyi ya. Kim ne ister benim oğlumdan
Nazlı: (ağlamaktan kızaran gözleriyle) Benim yüzümden (ekip anlamsız gözlerle Nazlı'ya bakar)
Selvi: Ne diyorsun Nazlı, ne senin yüzümden
Nazlı: Biz oyun oynarken adamın biri sürekli beni izliyordu, Ali'de bunu anladı ve adamla tartıştı. Sonra Ali lavaboya diye yanımızdan uzaklaştı, sonra (daha fazla konuşamaz ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar)
Ferda Nazlı'nın karşısına gelir, ekip bir şey yapacağından korkar, ama beklemedikleri bir şey olur. Ferda Nazlı'ya sıkı sıkı sarılır
Ferda: Sakın kendini suçlama Nazlı, senin bir suçun yok
Nazlı: Ama Ali benim yüzü... (Ferda lafını keser)
Ferda: Senin yüzünden değil, Ali orda yapması gerekeni yapmış
O sırada Mehmet ameliyathaneden çıkar, herkes başına toplanır
Adil: Mehmet oğlum nasıl (Mehmet bir şey demez) Mehmet bir soru sordum, oğlum nasıl
Mehmet: Hayati tehlikesi hâlâ devam ediyor. Bu önümüzdeki iki gün çok önemli. Ali çok kötü darbeler almış, hala yaşaması bile bir mucize, onun yerinde bir başkası olsaydı bu kadar dayanamaz dı. Tek diyebileceğim... Her şeye hazırlıklı olun, geçmiş olsun
Mehmet ordan uzaklaşır, Selvi tepki vermiyordu. Sadece kafasının içinde "her şeye hazırlıklı olun" cümlesi yankılanıyordu. Sadece Selvi değil, ekip bu cümle ile adeta yıkılmıştı, her şeye hazırlıklı olun demişti Mehmet. Ne yani, Ali gidecek miydi şimdi... Oysa ki Ali, daha Nazlısına evlenme teklifi edecekti, balayına gideceklerdi, baba olduğu zamanları görecekti. Çocuğunu kucağına aldığı zamanları görecekti... Selvi kendini koltuğa bırakır, ayakları bedenini taşımıyordu artık
Ferda: Anne, anne iyimisin
Selvi: İ... İyiyim
O sırada ameliyathanenin kapısı açılır ve Ali, sedye ile çıkartılır, bembeyaz kesilmiş ve yara bere içinde olan suratı ve buz gibi elleri. Ekip bu manzara ile bir kez daha yıkılmıştı. Selvi bu görüntüye daha fazla dayanamaz ve orda bayılır, doktorlardan yardım alarak, Selviyi bir odaya alırlar. Ali'yi de yoğun bakıma almışlardır, ekip hep birlikte camın arkasından Ali'yi izliyordur. Bu manzara hepsi için çok ağırdır
Ferman: Ali, kardeşim, kalk lan ordan. Yakışıyor mu oğlum sana orda öyle yatmak. Uyan lan, yine deli et beni, ama bu sefer ağzımı açıp bir şey demem, sen yeter ki uyan Ali. Hadi lan. Oğlum sen kimlere kafa tuttun, şimdi bunda mı pes ediyorsun. Yapma Ali, yapma bunu bize
Nazlı: (elini cama yaslar ve durmak bilmeyeb gözyaşları içinde) A... Alim, hadi kalk ordan, b... Buraya gel, orda yatmak sana yakışmıyor, kalk ordan... Hani bana diyordun ya, ben bir boşluk içindeydim ama sen beni o boşluktan çıkarıp aldın diye... Şimdide o boşluğa ben düştüm Alim. Şimdi sıra sende, beni düştüğüm o boşluktan kurtar, çekip al beni yanına, niye orda yatıyorsun ki... Bırakma beni Alim, bırakma
Açelya: (Nazlı'nın yanına gelir) Nazlı, hadi biraz dinlen, bak harap ettin kendini. Hiç bir şey yemedin zaten, gel bir şeyler ye
Nazlı: H... Hayır bırakmam, gelmem bir yere, Ali'nin bana ihtiyacı var, onu bırakıp bir yere gitmem
Ferda: Nazlı, açi haklı. Gidip bir şeyler ye, bak biz burdayız
Nazlı: Açi (tekrar Ali'ye bakar. Onu hasta yatağında görmek o kadar ağır gelir ki Nazlı'ya) hemen gelecem sevgilim, hemen gelecem
Doruk: (Açnaz kantine iner, Ferda her ne kadar güçlü durmaya çalışsa da, başaramaz) Ferda, canım yapma böyle. Sen güçlü olmak zorundasın, zorundasın ki Nazlı'da senden güç alsın
Ferda: D... Doruk yapamıyorum. Ali orda öyle cansız bir şekilde yatarken (konuşmak o kadar zor gelir ki Ferda'ya, resmen kelimeler boğazına düğümlenir...
Kamera İzmir'de bir villayı gösterir, evin çevresi korumalarla çevrilidir... Kamera bu sefer evin içini gösterir, yavaş bir şekilde yukarı doğru çıkıyordur... Kamera bu sefer bir odayı gösterir, odada bir adam vardır, ellerini arkasından birleştirmiş, pencereden dışarıyı izliyordur. O sırada pat diye odaya biri girer
İbrahim: Yavaş, ne oluyor ya
Ömer: Patron (çok telaş içindedir)
İbrahim: Kötü bir şey olmuş. Ne oldu Ömer
Ömer: Patron
İbrahim: Lan söylesene
Ömer: (iç ses) Ben şimdi Ali'nin hastaneye kaldırıldığını nasıl söyleyecem
İbrahim: Ömer, beni yorma, ne oldu söyle
Ömer: Patron, önce sakin ol (derin bir nefes alır ve biraz bekler) Ali'yi hastaneye kaldırmışlar
İbrahim'in duyduğu şeyle gözleri kocaman olmuştur, hemen Ömer'in yanına gelir ve yakasından tutar
İbrahim: Lan sen ne dediğinin farkında mısın
Ömer: Patron bana gelen bilgi böyle
İbrahim: Lan Ali'ye kim yapar bunu
Ömer: Araştırıyoruz patron
İbrahim: Hazırlıklara başlayın... İstanbul'a gidiyoruz
Ömer: Tamam patron
İbrahim: (Ömer odadan çıkar) Dayan evlat, dayan geliyorum
Kamera tekrardan hastaneyi gösterir, ekip camdan Ali'yi izliyordur, tam o anda monitör ötmeye başlar
Ferda: B... Bir şey oluyor, bir şey oluyor
Hemen doktorlar ve hemşireler içeri koşar, ekip gözleri yaşlı bir şekilde camın arkasından Ali'yi izliyorlardır
Hemşire: Hocam satürasyon düşüyor, septik şoka girecek
Mehmet: Şok cihazı çabuk (hemşire şok cihazını getirir) 200 yap
Hemşire: Hazır hocam
Mehmet: Çekilin (herkes geriye çekilir) 3 2 1 şok (monitöre bakar düzelme yoktur) tekrar yükle
Hemşire: Hazır hocam
Mehmet: Çekilin (herkes geriye çekilir) 3 2 1 şok (monitöre bakar düzelme yoktur) 350 yap
Hemşire: Hazır hocam
Mehmet: Çekilin (herkes geriye çekilir) 3 2 1 şok (monitöre bakar ama düzelme yoktur)
O sırada Ali yemyeşil bir ormanın içinde bir ağacın altında uyanır, üstünde beyaz bir gömlek ve beyaz pantolon vardır. Etrafa bakınır ama kimse yoktur. Yürümeye başlar, bir taraftan sesleniyordu, ama aldığı cevap, sessizlik... Bir süre daha yürüdükten sonra birini görür, ona doğru yürür. Oraya varınca o kişi yüzünü Ali'ye döner
Ali: Nazlım
Nazlı: Beni bırakıp gidiyor musun Alim, hani her zaman yanımda olacaktın. Bana verdiğin sözü bu şekilde mi tutuyorsun
Ali: Nazlım
Nazlı: (elini uzatır) Bana geri dön Ali. Bana, bize geri dön Alim (Ali, Nazlı'nın uzattığı elini tutar, Nazlı gülümser) işte benim Alim
Nazlı Ali'yi kendine doğru çeker... Mehmet her ne kadar uğraşsa da hiç bir şekilde yanıt yoktur. Elindeki şok cihazını geri bırakır ve üzgün bir şekilde Adil'e bakar ve kafasını sağa sola sallar.
Mehmet: Ölüm saati 15:10...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)
AcciónGeçmişi yüzünden kendisini aşka kapatan bir adam. Ve o adamın hayatını değiştirecek bir kadın. Ali Vefa kendisini ve kalbini aşka kapatmış biridir, ama hayatına girecek olan kadın her şeyi değiştirecektir. Alnaz'ın aşk dolu hikayesini okumaya hazır...