Ali yolda giderken telefonu çalar, arayanın ismine bakmadan telefonu açar
Ali: Ne var ya
Ferman: Oğlum bir sakin, benim Ferman
Ali: Ferman, off özür dilerim ya
Ferman: Önemli değil... De sen iyimisin
Ali: Bilmiyorum ya. Sen bürodamısın, yanına gelim dertleşiriz
Ferman: Gel lan gel, sorman hata zaten, bekliyorum
Ali: Yarım saate ordayım
Görüşme biter, Ali yolunu değiştirir. Kamera dorferi gösterir. Ferda başını iki elinin arasına almış bir şekilde odasında oturuyordu. Sonra odaya Doruk girer, iki tane bardak vardı elinde, Ferda kafasını kaldırıp gelen kişiye bakar
Doruk: Sana bitki çayı getirdim, iyi gelir (elindeki bardağı Ferda'ya uzatır
Ferda: Sağol Doruk (Doruk'un elindeki bardağı alır ve bitki çayından bir yudum alır)
Doruk: Ali nasıl
Ferda: Nasıl olması gerekiyorsa öyle işte
Doruk: (Ferdan'ın sırtını sıvazlar) Merak etme canım, Ali bununda üstesinden gelecek ben inanıyorum. Ali'den bahsediyoruz Ferda (güler) bizim deli Ali'den (Ferda Doruk'un dediğine kahkaha atar) hıı şöyle ya, gül biraz
Ferda: Doruk çok teşekkür ederim sana, her zaman benim, Ali'nin yanında oldun
Doruk: Ali bana az destek olmadı. Bende ona aynı şekilde karşılık veriyorum işte
Ferda: Şu Buse nasıl bizim şirkete ortak olmuş, bir şey bulabildin mi
Doruk: Araştırıyorum. Değil Ali, ben bile şu kızın yüzünü görmek istemiyorum
Ferda: Bir şey bulursan
Doruk: Haber verecem
Kamera Ferman'ın yanına gelen Ali'yi gösterir. Ferman'ın odasını öğrenir ve odanın önüne gelir, kapıyı çalar ve içerden gel sesini duyunca içeri girer, Ferman Ali'yi görünce ayağa kalkar ve yanına gider
Ferman: Hoşgeldin Ali (Ali bir şey demeden direk Ferman'a sarılır, Ferman anlam veremez bu duruma, şaşkınlığını bir tarafa bırakır ve oda Ali'ye sarılır) Sen iyimisin
Ali: Bilmiyorum, inan nasıl olmam gerektiğini bilmiyorum (ayrılırlar ve karşılıklı olan koltuklara otururlar)
Ferman: Anlaşılan mevzu derin. Ben kahve söylüyorum (Ali tamam anlamında başını sallar, Ferman telefondan odasına iki kahve göndermesini ister) Eee anlat bakalım, seni bu hale getiren konu ne
Ali: Hangisinden başliyim
Ferman: Sen başla bir yerden, devamı gelir
Ali: Offf (başını iki elinin arasına alır, bir süre öyle durur, sonra doğrulur. Tam lafa girecekken kahveler gelir, kahveleri getiren kişi kahveleri verdikten sonra odadan çıkar) Nazlı'nın babası geldi bugün (Ferman'ın gözleri irileşir)
Ferman: Bir şey yaptı mı Nazlı'ya
Ali: Yapamadı, çünkü ben engel oldum... Nazlı babasını görünce tir tir titremeye başladı Ferman. Ne yapacağımı bilemedim o an, elim kolum bağlanmış gibi hissettim kendimi. Çok kötüydü Ferman
Ferman: Nazlı şimdi nasıl
Ali: İyi, yani bize iyiyim diyor... Ferman ben kendimi kaybettim o an
Ferman: Nasıl lan
Ali: Bilmiyorum. Kendimi kontrol edemedim o an
Ferman: Ama Nazlı şu an iyi öyle değil mi (Ali evet anlamında başını sallar) e o zaman bu halin ne oğlum
Ali: Tek sorun o değil
Ferman: Başka ne var
Ali: Buse
Ferman: Yine mi karşına çıktı
Ali: Keşke sadece karşıma çıkmış olsaydı
Ferman: Ne yaptı lan
Ali: Şirkete ortak oldu
Ferman: (gözleri irileşir) Ali sen ne dediğinin farkında mısın. Peki nasıl ortak olmuş
Ali: Bilmiyorum. Ama ben bu işin peşini bırakmayacağım
Kamera Erinç ailesinin evini gösterir, Selvi istemsiz bir şekilde huzursuzdur ve bu durum Adil'in dikkatini çeker
Adil: Selvim sen iyimisin, neyin var
Selvi: Bilmiyorum Adil, içim bir huzursuz. Aklım sürekli Ali'de, ne yapıyor, dikkat ediyor mu kendisine, yemeğini yiyor mu. Yani bilmiyorum (kalbini gösterir) sanki buraya bir şey batıyor sürekli
Adil: İçin rahat edecekse ara istersen
Selvi Ali'yi arar. Kamera arabanın içinde olan Ali'nin telefonunu gösterir. Telefon bir kaç kez daha çalar ama açan olmaz, bir kaç dakika sonra da telefonun şarjı biter ve tamamen kapanır
Selvi: (gözleri dolmuştur) Adil kesin bir şey oldu, telefonunu açmıyor
Adil: Canım bir sakin ol, hemen kötüyü düşünme (telefonunu çıkarır) Ben Ferda'yı arıyorum (Ferda'yı arar, bir süre sonra telefon açılır) Ferda, kızım
Ferda: Ne oldu baba
Adil: Ali orda mı
Ferda: (şaşırmıştır) Ali eve gelmedi mi
Adil: Nasıl yani, eve mi gelecekti
Ferda: Bugün Ali için biraz kötü geçti, eve gidip dinlenecem dedi
Adil: Yok kızım, eve gelmedi (aklına Nazlı gelir) kızım sen Nazlı'yı ara, bende çocukları arayim
Ferda: Tamam baba (görüşme biter, ferda ise kendi kendine) Ah Ali ah, nerdesin sen ya
Adil önce Demir, sonra Doruk'u arar ama ikisininde verdiği cevap aynıdır. Kamera Nazlı'yı arayan Ferda'yı gösterir, telefon bir süre çalar sonra açılır
Ferda: Nazlıcım Merhaba
Nazlı: Merhaba Ferda, bir şey mi oldu
Ferda: (iç ses) Şimdi nasıl dicem ki (normal tonda) Iıı şey dicektim ben sana
Nazlı: Ferda ne oldu söyler misin
Ferda: (derin bir nefes alır) Nazlı önce sakin ol
Nazlı: Korkmaya başlıyorum artık
Ferda: Korkmanı gerektirecek bir durum yok
Nazlı: O zaman ne oldu
Ferda: Ali yanında mı
Nazlı: Ali en son şirkete gelmişti
Ferda: Evet geldi, sonra eve diye çıktı ama bir türlü haber alamıyoruz kendisinden
Nazlı: Na... Nasıl yani. Haber alamıyor musunuz
Ferda: Nazlı sakin ol, henüz bir şey yok
Nazlı: Ali yok diyorsunuz bana, ben nasıl sakin olim
Kamera alferi gösterir. Alfer sohbet etmeye devam ederken Ferman'ın telefonun çalar, arayan Adil'dir
Ferman: Efendim Adil amca
Adil: Ferman, Ali yanında mı
Ferman: Evet yanımda
Adil: (derin bir oh çeker) Telefona niye bakmıyor
Ferman: (Ali'ye bakar) Telefonun nerde senin
Ali: (üstünü arar) Off ya, arabada kalmış telefon. Şimdi hepsi nasıl meraklanmıştır
Ferman: Adil amca endişe edilecek bir durum yok, Ali bana uğradı, lafladık biraz
Adil: Eve gelsin kulağını çekecem onun
Ferman: Tamam Adil amca, tamam (görüşme biter Ferman Ali'ye bakar) fena kızmışlar
Ali: Kafam yerinde değil ki... Neyse ben eve gidim, daha fazla merak etmesinler
Ferman: Dikkat et kendine ve topla kendini. Ben gerçek Ali'yi görmek istiyorum
Ali sadece kafa sallamakla yetinir ve Ferman'ın yanından çıkar... Arabaya biner ve telefona bakar, şarjı bitmiştir. Telefonu şarja takar ve açar, gelen cevapsız aramalara bakar, herkes aramıştır. Derin bir nefes alır ve arabayı çalıştırır, sonra arabayı sürmeye başlar. Yolda giderken telefon bir kez daha çalar, arayan Nazlı'dır
Ali: (derin bir nefes alır ve telefonu açar) Efendim Nazlım
Nazlı: (ağlayarak) Ali sen nerdesin ya, niye bakmıyorsun şu telefona. Boynuna asacam artık o telefonu
Ali: Özür dilerim Nazlım, telefonun şarjı bitmişti, arabada kalmıştı telefon
Nazlı: Çok korktum sana bir şey oldu diye
Ali: Merak etme Nazlım, ben iyiyim. Hem, benden öyle kolay kolay kurtulamazsın (gülerek)
Nazlı: Kurtulmak istiyen kim şapşal
Ali: Tamam, hadi üzme kendini bu kadar, bak sen üzülünce bende üzülüyorum ama
Nazlı: Ali (sesi titrer)
Ali Nazlı'nın sesinin titrediğini anlar, tuttuğu direksiyonu sıkar ve zor bela yutkunur
Ali: (Ali'de kendi sesinin titremesine engel olmaya çalışır) Nazlım, güzelim bak ben iyiyim tamam mı
Nazlı: Nerdesin
Ali: Eve geçiyorum şimdi... Nazlım ben araba kullanıyorum, trafikteyim sonra konuşalım mı
Nazlı: Dikkat et kendine
Ali: Tamam Nazlım, ederim
Nazlı: Seni seviyorum
Ali: Bende seni seviyorum
İkiside telefonu kapatmak istemese de, kapatırlar... Ali artık eve gelmişti, arabayı park eder, ve emniyet kemerini çıkarır ve arabadan iner, kapının önüne gelir. Derin bir nefes alır ve zili çalar. Selvi, zilin sesini duyunca kapıya koşar ve kapıyı açar, karşısında Ali'yi görünce artık sinir boşalması yaşar ve ağlamaya başlar ve Ali'ye sarılır. Bir süre sonra ayrılırlar ve içeri girerler, Ali elini yüzünü yıkadıktan sonra aşağı iner
Selvi: Evet Ali bey, anlat bakalım nerdeydin
Ali: Ferman'a uğramıştım, sohbet ettik biraz
Selvi: Telefon niye yanında değil Ali efendi
Ali: Yanıma almayı unutmuşum, özür dile... (Selvi lafını keser)
Sevli: Özür dileme, sana ulaşamayınca aklımdan neler neler geçti, sen biliyor musun. Kaçırıldı mı, yoksa bir şey mi oldu, neler neler geçti aklımdan. (sesi titrer) Ali sen ne yapmaya çalışıyorsun
Ali: (Ali ne dediyse Selvi susmaz, Ali hemen Selviye sımsıkı sarılır, Selvi Ali'nin ona sarılması ile durur ve oda Ali'ye sarılır) Annem, güzel annem, canım annem, sultanım aynı şeyi söylemekten çok sıkıldım ama, ben iyiyim, gerçekten çok iyiyim ben. Sizleri üzdüysem çok özür dilerim
Selvi: Böyle yaparak kurtulamazsın söyleyim
Ali: Tamam... Şimdi izniniz olursa Nazlı'nın yanına gitmem gerekiyor, kız perişan oldu
Adil: Git oğlum sen
Selvi: Akşam geç kalmıyorsun Ali
Ali: Merak etme sultanım
Ali evden çıkar ve cafeye doğru yola çıkar. Kamera açnazı gösterir
Açelya: Nazlış, bak Ali iyi işte, konuştun, sesi de iyi geliyordu. Niye bu kadar dalgınsın
Nazlı: Bilmiyorum açi, Ferda Ali'den haber alamıyoruz deyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ben o an kendimi ölmüş gibi hissettim (Ali cafeye varmıştır, arabadan iner ve koşarak cafeye girer, kızları görür ve yanlarına gider, tam o sırada Nazlı'nın söylediklerini duyar) Açi ben ne yapacağımı bilemedim. Ali beni yeniden hayata bağladı açi, onun yanında kendimi çok güvende hissediyorum, her yer çiçek açıyor, heryer rengarenk oluyor. Sana rüyamı anlattım ya (açelya evet der gibi bakar) işte o gün, benim en mutlu günüm olmuştu açi. Hâlâ düşününce içimde kelebekler uçuşuyor, kalbim hızlanıyor, yerinden çıkacak gibi hissediyorum (bunları dinleyen Ali'nin gözünden bir damla yaş yanağından çenesine doğru yola çıkar) Ali benim her şeyim, sadece sevgilim değil, yol arkadaşım, gelecekteki eşim, çocuklarımın babası... Eğer birini hayatıma katacaksam, o Ali'den başkası olamaz açi
Ali bu sözler karşısında ne yapacağını bilemez durumdaydı. Hızlı adımlarla cafeden çıkar ve arabaya biner, ve içinde tuttuğu gözyaşlarını serbest bırakır
Ali: (kendi kendine ve ağlayarak) Seni çok seviyorum Nazlım, seni çok ama çok seviyorum...
![](https://img.wattpad.com/cover/291126989-288-k532732.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)
ActionGeçmişi yüzünden kendisini aşka kapatan bir adam. Ve o adamın hayatını değiştirecek bir kadın. Ali Vefa kendisini ve kalbini aşka kapatmış biridir, ama hayatına girecek olan kadın her şeyi değiştirecektir. Alnaz'ın aşk dolu hikayesini okumaya hazır...