Ali: Canım ben hemen geliyorum
Ali Nazlı'nın konuşmasına izin vermeden masadan kalkar ve odadan çıkar. Odadan biraz uzaklaşır ve telefonundan Ferman'ı arar... Ferbel gecenin verdiği yorgunluk ile hâlâ uyuyorlardı, Ferman'ın telefonu çalar o sırada, Ferman ilk başta arayanın ismine bakmadan telefonu kapatır
Ali: (kendi kendine) Ferman senin yapacağın işe, aç lan şu telefonu
Ali Ferman'ı tekrar arar, Ferman ikinci kez telefonu kapatır
Ali: Sakin olacam sakin olacam, sinirlenmek yok
Ali üçüncü kez arar Ferman'ı, Ferman artık telefonu açar
Ferman: Ne var ya sabah sabah
Ali: Başlarım sana da, ne varına da. Niye bakmıyorsun şu telefona
Ferman: Ali
Ali: Ali ya Ali, bu saatte yatılır mı Ferman
Ferman: Yatılır Ali yatılır, sabaha kadar uyumasan yatı...( Ferman sonradan farkına varır ne dediğinin, sonra içinden) hay ağzımın ayarına
Ali: Bir dakika bir dakika, sabaha kadar uyumasan derken. Lan yoksa, oldumu lan sonunda
Ferman: Ali sus lan
Ali: Vay be, Ferman beyimize bak sen, ne cevherler varmış da haberimiz yokmuş
Ferman: Sen ne için aradın (konuyu değiştirmeye çalışıyordur)
Ali: (önce etrafını kontrol eder, kimsenin olmadığını anlar, sonra derin bir nefes alır) ben Nazlı'ya evlenme teklifi edecem
Ferman: (duyduğu şeyle gözleri kocaman olmuştur, birden yataktan fırlar) NE (Ali Ferman'ın bağırması ile telefonunu kulağından indirir, bir kaç saniye sonra tekrar kulağına koyar)
Beliz: (Ferman'ın bağırma sesine uyanır, hem yorgun, hem de uykulu bir ses tonu ile) Ferman ne oldu
Ferman: (Beliz'e döner) Yok bir şey canım, sen uyumana bak (Beliz'in alnından öper, sonra yerdeki kıyafetleri alıp odadan çıkar 😂😂)
ALİ: O sesini bir düşür abi ya, bendeki de kulak yani
Ferman: Lan oğlum boşver onu, sen şimdi ciddi ciddi Nazlı'ya evlenme teklifimi edeceksin
Ali: Evet abicim evet, Nazlı'ya ciddi ciddi evlenme teklifi edecem
Ferman: Peki varmı aklında bir şeyler, bir planın var mı
Ali: (yüzüne yandan bir gülümseme yerleştirir) Ferman sence ben plansız hareket eder miyim
Ferman: Benim sorduğumda soru sanki, sen sormadım say. Aklında ne var
Ali: Şimdi şöyle, siz bir şekilde artık ne yapıyorsunuz orasını bilmem, ama bir şekilde Nazlı ve benim geri dönmemi sağlıyorsunuz
Ferman: Bunun planla ne alakası var
Ali: Dinlersen anlatacam
Ferman: Tamam tamam hadi
Ali: Lan evlilik teklifi edecek olan benim, sen niye bu kadar heyecanlısın
Ferman: Eee sonuçta kardeşim dediğim insan evleniyor, bırak da heyecanlı olayım
Ali: Daha Nazlı'nın kabul edip etmeyeceği belli değil
Ferman: Her gün Ali Ali diye ölüp biten Nazlı'mı kabul etmeyecek, güldürme beni Ali
Ali: Her neyse konudan sapmayalım, işte bir şekilde bizim geri dönmemizi sağlayacaksınız
Ferman: Sonra
Ali: Sonra ben tekrardan Paris'e gelecem ve hazırlık yapacam, hazırlık bittiği zaman sizi aricam ve bir sorun çıktığını, beni havaalanından içeri almadıklarını söyleyecem ve sizde apar topar buraya geleceksiniz
Ferman: Evet
Ali: Hep birlikte Eyfel kulesinin olduğu yere geleceksiniz, önden bir video hazırlayacam, önce o yayınlanacak, sonra perde kalkacak ve ben perdenin arkasından çıkacam ve Nazlı'nın önünde diz çöküp
Ferman: Teklifi yapıştıracaksın
Ali: Ayynen öyle yapacam
Ferman: Eyfel kulesi bi de
Ali: Nazlı'nın unutamayacağı bir gün yaşamasını istiyorum
Ferman: Vay be Ali Vefa. Sen çok değiştin farkında mısın
Ali: Bunu iyi olarak mı algılamalıyım, yoksa kötü olarak mı (gülerek)
Ferman: İyi olarak algıla, iyi olarak
Ali: Neyse Nazlı'yı daha fazla bekletmeyim, görüşürüz sonra
Ferman: Görüşürüz kardeşim
Alfer telefonu kapatır, Ali gözlerini kapatır ve derin bir nefes alır, sonra odaya geri döner, tekrardan masaya oturur
Nazlı: Canım iyimisin, apar topar kalktın masadan
Ali: İyiyim Nazlım iyiyim, bir görüşme yapmam gerekiyordu
Nazlı: Önemli bir şey yok değil mi
Ali: Eğer önemli bir şey olsaydı zaten haberin olurdu Nazlım
Nazlı: Haklısın, hadi kahvaltımızı yapalım
Alnaz kahvaltısını yapıp otelden çıkar, biraz yürüdükten sonra bir bankta otururlar, Nazlı her zaman olduğu gibi başını Ali'nin omzuna koyar, Ali'de kendi başını Nazlı'nın başına yaslar
Nazlı: Burda geçirdiğim bu üç gün hayatımın en güzel günleriydi. Bana bu duyguyu yaşattırdığın için sana çok teşekkür ederim sevgilim
Ali: Asıl ben sana teşekkür ederim Nazlım. Ben tekrardan kimseye aşık olmam diyordum, kalbimi ve kendimi aşka kapatmış biriydim, ama sonra karşıma sen çıktın, öyle bir anda girdin ki hayatıma, beni o dipsiz kuyudan çıkardın. Bunun için sana çok teşekkür ederim Nazlım
Nazlı: Aslında biliyor musun, seni ilk gördüğüm andan itibaren bana bir şey oldu, anlam veremedim ilk başta, böyle sürekli aklımda sen vardın, bir türlü aklımdan çıkmıyordun, sonra bu durumu açiye anlattım, oda benim sana aşık olduğumu söyledi. İlk başta çok korktum, ilk başlarda aramız çok iyiydi, hatta olması gerekenden çok daha iyiydi, ama korkmuştum Ali, aramız iyiyken bozulmasından çok korkmuştum
Nazlı bunları anlatırken gözyaşlarını tutamamıştı, aklı o zamanlara gidince şimdi boş yere korktuğunu daha iyi anlıyordu. Sevgili değilken bile neler çekmişlerdi, ama onlar sabrettiler ve beklediler. Sabretmenin meyvesini de çok güzel bir şekilde almışlardı. Çünkü onlar Ali ve Nazlı değil, "ALNAZ'DI". Onlar her bir zorluğa, her bir engele rağmen yine de birbirlerinden kopmamışlardı. Ali kafasını kaldırır, Nazlı'ya bakar ağlıyordur
Ali: Nazlım sen ağlıyor musun
Nazlı: (kendisini toparlar ve kafasını Ali'nin omzundan kaldırır) Yok canım ne ağlaması, sana öyle gelmiş
Ali: Gözlerin kızarmış ama
Nazlı: (Nazlı kaçış olmadığını anlamıştır) Biraz şey oldum, duygulandım işte. O kadar çok şey yaşadık ki, bir an kendime engel olamadım işte
Ali: (kollarını iki yana açar) Gel buraya
Nazlı bu isteği geri çevirmez ve fazla beklemeden kendisini o huzur bulduğu Alisinin kollarına bırakır. Onlar ne yaşarsa yaşasınlar, her daim birbirlerinin yanında olacaklar ve her zaman birbirlerine destek olacaklardı
Tam o sırada Ali'nin telefonu çalar arayan Ferman'dır, alnaz birbirinden ayrılır ve Ali telefonu açar
Ali: Efendim
Ferman: Ali hemen buraya gelmeniz lazım
Ali: (oturduğu yerden kalkar) Ne oldu Ferman
Ferman: Ali anlatacak vakit yok, hemen gelmeniz gerekiyor
Ali: Tamam tamam, hemen geliyoruz
Nazlı: (görüşme biter) Canım bir şeymi oldu
Ali: Bilmiyorum Ferman aradı, hemen gelmeniz gerekiyor dedi
Nazlı: Halla halla ne oldu acaba
Ali: Bilmiyorum Nazlım, bilmiyorum. İnşallah kimseye bir şey olmamıştır
Nazlı: Canım hemen kötüyü düşünme, hadi gel hazırlanıp çıkalım
Alnaz tekrar otele döner, hemen bavullarını hazırlarlar, sonra otelden çıkış yaparlar ve havaalanına giderler... Alnaz havaalanına gelmiştir, hemen uçağa binerler ve İstanbul'a dönüş yolculuğu başlar... O sırada ekip cafede toplanmıştır
Ferda: Geliyorlar mı
Ferman: Emin ol şu an uçaktalardır (gülerek)
Ferda: Kardeşime bak sen, Paris'te evlilik teklifi demek
Açelya: Tatlım biz ona boşuna mı Ali Vefa diyoruz
Beliz: Ben Nazlı'nın o anki surat ifadesini çok merak ediyorum (gülerek)
Doruk: Sarı fırtınam haklı, ona boşu boşuna Ali Vefa demiyoruz
Demir: Hiç kimse bir şey belli etmeyecek, Ali bize güvenip böyle bir yola başvurmuş. Ali'nin güvenini boşa çıkarmayalım
O sırada adsel içeri girer
Adil: Çocuklar
Selvi: Kızım (hem gülüyordur, hem de duygulanmıştır) doğru mu
Ferda: (gülerek) Doğru annecim doğru, bizim eşşek sıpası büyüdü, şimdi de evlilik teklifi edecek
Selvi: Allah'ım sana şükürler olsun, bana bugünleri de gösterdin ya
Adil: Nerdeler peki şu an
Ferda: Yoldalar baba, geliyorlar
Alnaz hala uçaktadır, Ali'nin kafasında yüzlerce soru vardır (plan gereği Ali böyle davranıyordur)
Nazlı: Canım sıkma kendini bu kadar, kimseye bir şey olmamıştır
Ali: Elimde değil Nazlım, ister istemez böyle olabiliyorum bazen
Nazlı: Ben senin kafanda ki düşüncelerini atabilirim istersen (göz kırpar)
Ali: Nasıl olacak o
Nazlı: Böyle
Nazlı yerinden kalkar ve Ali'nin yanına gelir, yavaş bir şekilde Ali'nin kucağına oturur, ellerini Ali'nin boynuna dolar, Ali vücudunun ona komut vermesine gerek kalmadan kendi ellerini Nazlı'nın beline dolar. Nazlı bedenini iyice Ali'ye yaklaştırır, Nazlı'nın o mest eden kokusu Ali'yi baştan çıkarıyordu
Nazlı: (kısık sesle) Nasıl, işe yarıyor mu
Ali: Beni deli ediyorsun be kızım, nasıl işe yaramasın
Nazlı: Daha da deli etmemi ister misin (kısık sesle söyler)
Ali: Off, Nazlı ben dayanamıyorum (Nazlı kısık sesle güler)
Nazlı: Bizi tutan yok Ali bey (Nazlı hep kısık sesle konuşuyordu)
Alnaz dudaklarını birleştirir, Ali Nazlı'nın alt dudağını, Nazlı da Ali'nin üst dudağını emiyordur, Ali Nazlı'nın göğüslerini sıkıyordur, tâbi Nazlı'nın elide boş durmuyordur, Ali'nin vücudunun her yerinde gezdiriyordu, Nazlı elini Ali'nin erkekliğine doğru götürür, Ali biraz geri çekilir
Ali: Nazlı uçaktayız (gülerek)
Nazlı: Doğru uçaktayız, (Ali'nin kucağından kalkar ve yerine oturur) nasıl işe yaradı mı (gülerek)
Ali: Beni böyle deli et deli et, sonra işe yaradı mı. Sen var ya çok fenasın, ben şimdi nasıl dayanacam
Nazlı: Bir şekilde dayanacaksınız artık Ali bey (göz kırpar)
Ali: Offf, yalnız bunun intikamı çok acı olur söyleyim
Nazlı: O zaman bir gelsin de bakarız (yine göz kırpar)
Alnaz sonunda İstanbul'a varmıştır, uçaktan inerler ve alnaz için gelen arabaya binip ekibin yanına doğru yola çıkarlar...
![](https://img.wattpad.com/cover/291126989-288-k532732.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)
AçãoGeçmişi yüzünden kendisini aşka kapatan bir adam. Ve o adamın hayatını değiştirecek bir kadın. Ali Vefa kendisini ve kalbini aşka kapatmış biridir, ama hayatına girecek olan kadın her şeyi değiştirecektir. Alnaz'ın aşk dolu hikayesini okumaya hazır...