"AŞK EŞİTTİR BİZ" 3. SEZON 75. BÖLÜM (VURULAN KİM)

379 23 1
                                    

(SABAH)

Güneş ışınları perdenin arasından geçerek Alnaz'ın odasına girer. Ali yüzüne gelen güneş ile kaşlarını çatar, biraz kıpırdanır sonra yavaş yavaş gözlerini açar. Göğsünde uyuyan Nazlısını izler bir süre, sonra elini Nazlı'nın saçlarına götürür ve okşamaya başlar yüzünde bir tebessüm oluşur.
Ali: (kendi kendine) Benim canım, melek yüzlü, güzeller güzeli Nazlım, ben seni çok seviyorum Nazlım. Çok ama çok seviyorum
Nazlı: Bende seni çok ama çok seviyorum Alim
Ali: Nazlım (Nazlı kafasını kaldırıp Ali'ye bakar) uyandırdım mı, özür dilerim uyandırmak istememiştim
Nazlı: Ben zaten uyanmıştım sevgilim (Ali'nin durgun olduğunu anlar) canın hâlâ çok sıkkın dimi
Ali: (bir süre konuşmaz) Merve'yi işe aldığım zaman, ailesine bir söz vermiştim. Sonucu her ne olursa olsun, Merve'yi hep koruyup kollyacağıma dair söz vermiştim. Bilmiyorum Nazlı, ben daha bana emanet edilen bir insanı koruyamıyorum (gözleri dolmuştur Ali'nin)
Nazlı: (Nazlı Ali'nin gözlerinin dolduğunu görünce kendisini kötü hisseder. Nazlı eliyle önce Ali'nin taşmak üzere olan gözyaşlarını siler sonra naif bir sesle) Ağlama... Ne desem moralini yerine getirir diye düşünüyorum ama, bir şey bulamıyorum. Artık ülkemiz öyle bir hâl aldı ki
Ali: Merve bir kaç gün bizde kalacak. Onunla ilgilenin Nazlım, olur mu
Nazlı: Koca yürekli sevgilim benim (Ali'nin dudağına küçük bir buse kondurur) seni çok seviyorum Ali Vefa
Ali: Bende seni çok seviyorum Nazlı Vefa
Alnaz böyle romantik dakikalar geçirirken herkes uyanmış, kahvaltı hazırlanmıştır. Açelya Alnaz'ın odasının önüne gelir ve kapıyı çalar
Açelya: Heyy, aşk kuşları hadi sizi bekliyoruz
Ali: Geliyoruz Açi
Açelya ordan uzaklaşır, Alnaz ise yataktan kalkar ve günlük işlerini halledip aşağıya inerler. 1 saat sonra herkes kahvaltısını yapıp iş yerlerine geçmiştir, Merve Ali'nin odasındadır
Ali: Ben sana bugün gelme demedim mi
Merve: Ali bey lütfen, çalışmak bana iyi geliyor
Ali: Peki, seni zorlamayacam bu konuda. Kendisi nasıl rahat hissediyorsan, öyle yap
Merve: Teşekkür ederim Ali bey
Ali: Bir şey daha, iş dışında bana Ali abi diyebilirsin. Çünkü ben seni sadece bir çalışan olarak görmüyorum. Her neye ihtiyacın olursa, bir derdin, sıkıntın olursa söyle tamam mı
Merve: (gözleri dolmuştur) Ben... Ben ne diyeceğimi bilemiyorum Ali bey. Her şey için çok teşekkür ederim size
Ali: Hadi bakalım, bu kadar duygusallık yeter işimizin başına dönelim öyle değil mi
Merve: Tâbi Ali bey, tâbi
Ali ve Merve Ali'nin odasından çıkar, tam toplantı odasına girecekleri sırada Mert gelir. Merve Mert'i görünce hemen Ali'nin arkasına saklanır ve Ali'nin koluna sarılır, Ali Merve'nin bu hareketinden ne kadar çok korktuğunu anlamıştır. Şu an Mert'i hastanelik etmek istiyordur, ama bunu yapmaz... Şimdilik...
Ali: Ne var (sert bir dille)
Mert: Ben Merve hanımdan özür dilemeye geldim, büyük bir hata yaptım. Bu yaptığımın affı yok biliyorum, ama yine de özür dilerim Merve hanım
Merve: (Ali'nin arkasından çıkar) Hatanızın farkına varıp, özür dilemeniz ne güzel. Ama mümkünse bundan sonra bir daha karşı karşıya gelmeyelim. O sergilediğiniz davranış bende büyük bir travma bıraktı, ve ne zaman geçer bu travma bilmiyorum. O yüzden özrünüzü kabul ediyorum, ama dediğim gibi. Bir daha karşılaşmayalım
Mert: Ben tekrardan çok özür dilerim
Tam o sırada Ezo gelir
Ezo: Alişko
Ali: Ezo, hoşgeldin
Ezo: Hoşbuldum Alişko
Ali: Hayrola, hangi rüzgar attı seni buraya
Ezo: Seni görmek için geldim
Ali: Gördüğün gibi Ezo, iş güç koşturmaya devam ediyoruz işte
Mert: Bu hanımefendi kim (Ezo'yu göstererek)
Ali: (sert bir dille) Sanane, kimse kim. Hadi şimdi git
Mert: Görüşmek üzere
Ali: Mümkünse hiç görüşmeyelim
Mert şirketten çıkar ve kapının önünde durur
Mert: (kendi kendine) Bunlar iyi günlerin Ali Vefa Erinç, tadını çıkar
Mert arabasına binip ordan uzaklaşır... O sırada Alez Ali'nin odasında sohbet ediyorlardı
Ezo: Alişko bir şey dicem
Ali: Ne geliyor acaba (gülerek)
Ezo: Kimdi o adam, adama karşı tavrın çok sertti
Ali: Sen o soysuzun ne yaptığını bir bilsen, bana hak verirdin
Ezo: Ne gibi bir şey yapmış olabilir ki, sen böyle bir tepki veriyorsun
Ali: Asistanım Merve, hatta asistanımda değil, kardeşim gibi görüyorum onu
Ezo: Ne olmuş Merve'ye
Ali: (gözlerini kapatır ve derin bir nefes alır, olanları hatırlamak bile Ali'yi deli etmeye yetiyordu) Mert Merve'yi (söylemeye dili varmıyordur)
Ezo: Ali Allah rızası için bilmece gibi konuşma, ne oldu söyle
Ali: Mert Merve'yi taciz etmeye çalıştı
Ezo: Ali sen ne diyorsun, nasıl böyle bir şey yapabilir
Ali: Şimdi anladın mı neden öyle bir tepki verdiğimi
Ezo: Ben... Bilmiyordum, canım benim şimdi ne haldedir
Ali: Ezo senden ricam, bu konuyu Merve'nin yanında açma lütfen. Destek olmak istersen ol
Ezo: Ali tâbi ki yanında olacam Merve'nin
Ali: Ben ona gereken cevabı fazlasıyla verecem. Benim kardeşimi taciz etmek ne demekmiş, gösterecem ona
Ezo: (tebessüm eder) Merve'ye çok değer veriyorsun anlaşılan
Ali: Tabiki de değer veriyorum Ezo, o nasıl laf öyle. Ailesi Merve'yi bana emanet etti
Ezo: Seni biliyorum Alişko. Sen sana emanet edilen bir insanı, iki elin kanda da olsa, yine de koruyup kollarsın.
Ali: Ama koruyamadım (gözleri dolmuştur Ali'nin)
Ezo: Ben öyle düşünmüyorum ama
Ali: Nasıl düşünüyorsun
Ezo: Ben karşımda öyle bir adam görüyorum ki, böyle mert, dürüst, saygılı, hoşgörülü, senden yardım isteyen kişiyi boş çevirmeyişi. Daha saymama gerek var mı Alişko
Ali: Teşekkür ederim Ezo
O sırada Ali'nin odasına Nazlı gelir
Nazlı: Sevgi...
Nazlı'nın lafı yarıda kalmıştır, çünkü Ezo'yu görmüştür Nazlı
Ali: Hoşgeldin Nazlım
Nazlı: Sende mi burdaydın
Ezo: Ali'nin yanına gelmek için izin mi alacam
Nazlı: Evet izin alacaksın
Ali: Iıı, kızlar sakin mı olsanız
Tam o sırada kapı çalar gelen Doruk'tur
Ali: Ne oldu Doruk
Doruk: Ali bi gelsene
Ali: Kötü bir şey yok değil mi
Doruk: Yok yok merak etme, sen gel sadece
Ali: Tamam (Nazlı'ya döner) seni çok seviyorum Nazlım (Nazlı'nın yanağından öper ve odadan çıkar)
Nazlı: Bana bak kızım, Ali'den uzak duracaksın tamam mı
Ezo: Halla halla, niye
Nazlı: Ben öyle istiyorum çünkü
Ezo: Niye, Ali senin tapulu malın mı
Nazlı: Evet tapulu malım (parmağındaki yüzüğü gösterir) işte buda tapusu, oldu mu
Ezo: Nazlı, Ali benim çocukluk arkadaşım. Ali'nin bana olan hisleri arkadaşlıktan öteye geçemez, buna adım kadar eminim. Evet, Ali ile samimiyetim var, ama dediğim gibi Ali ile çocukluk arkadaşıyız, yani içini ferah tut. Ali'nin sana nasıl baktığını gördüm, Ali bana o gözle bakmaz emin ol. Sakın aklına o tür düşünceler getirme
Ali: (o sırada Ali içeriye girer) Nazlım benimle gelir misin, seni bir yere götürecem
Nazlı: Nereye gideceğiz
Ali: Sürpriz (göz kırpar)
Nazlı: Yaaa, ama ben merak ederim
Ezo: O zaman bana müsade, ben gidim artık. Yapacak işlerim var
Ali: Görüşürüz
Ezo: Güle güle
Ezo odadan çıkar, Nazlı ise Ali'ye yaklaşır ve ellerini Ali'nin boynuna dolar. Dudaklarını Ali'nin dudaklarına yaklaştırır, milim kala durur. Ali göğüs kafesinden çıkacakmışcasına atan kalbini durdurmaya çalışıyordur, Nazlı ne zaman Ali'ye böyle yaklaşsa, Ali kontrolü kaybediyordu
Nazlı: Hâlâ söylemeyecek misin (kısık sesle söyler)
Ali: Yapma şunu, kendimi kontrol edemiyorum
Nazlı: (Nazlı önce Ali'nin boynunu öpmeye başlar, çok yavaş ve tahrik edici bir şekilde öpüyordu. Sonra yanaklarına gelir. Ali vücudunun baştan aşağı yandığını hissediyordur) Söylememekte ısrar mı edeceksin
Ali: Nazlım eğer şimdi durmazsan, bunun sonu çok farklı yerlerde bitecek
Nazlı: Bende farklı yerlerde bitmesini istiyorum zaten
Ali: Ama o zamanda sürprizi göremezsin
Nazlı: Söylemeyeceksin yani
Ali: Hayır
Nazlı Ali'nin bu huyunu çok iyi biliyordu. Nazlı kaybedeceği bir savaşa girmek tense, paşa paşa kabul etmek zorunda kalır
Nazlı: Peki, öyle olsun
Nazlı Ali'den ayrılır, kapıya yöneldiği sırada, Ali nazik bir şekilde Nazlı'yı kendine çevirir. Ali bir elini Nazlı'nın beline, diğer elini ise, Nazlı'nın başına koyar ve yavaş bir şekilde kapıya yaslar, sonra hiç vakit kaybetmeden Ali, kendi dudaklarını Nazlı'nın dudaklarıyla birleştirir. İlk başta yavaş başlayan öpüşme, giderek daha da sert bir hal almaya başlar. Ali Nazlı'nın alt dudağını, Nazlı da Ali'nin üst dudağını emiyordur. Nazlı yine kendini öyle bir kaptırır ki, yine Ali'nin dudağını ısırır. Alnaz nefes almak için ayrıldıklarında, Ali gülerek konuşur
Ali: (gülerek) Leoparım iş başında
Nazlı: Leoparın iş başında evet, ama bende panterimi istiyorum, böyle nazik olmasını değil
Ali: Ama ben sana kıyamam ki
Nazlı: Sadece bana ayak uydur yeter
Ali: Memnuniyetle leoparım
Alnaz tekrar öpüşmeye başlar. Uzun ve tutkulu bir öpüşmeden sonra yavaşça ayrılırlar ama hala burun burunalardır. Ali Nazlı'nın burnundan öper
Ali: (Nazlı'nın öne düşen saçlarını kulağının arkasına yatırır, sonra Nazlı'nın saçlarını okşamaya başlar) Belki bu kelime basitleşti, hep söylüyorum. Ama yine söyleyecem. Ben seni çok seviyorum Nazlım
Nazlı: Bende seni çok seviyorum Alim
Ali: Hadi gidelim
Nazlı: Gidelim kocacım
Alnaz el ele şirketten çıkar ve arabaya biner. Ali'nin dediği yere doğru yola çıkarlar... Alnaz uzun bir yolculuğun ardından gidecekleri yere gelirler, Alnaz arabadan iner.
Ali: Hadi gel (elini uzatır)
Nazlı ise kendisine uzatılan eli boş çevirmez ve Ali'nin elini sıkıca tutar. Alnaz kısa bir yürüyüşün ardından bir yere gelir. Nazlı gördüğü şeyle olduğu yerde kala kalır, hep hayaliydi buraya gelmek
Nazlı: (Ali'ye döner, gözleri dolmuştur Nazlı'nın) A... Ali
Ali: Sürprizimi beğendin mi
Nazlı: Çok... Çok beğendim sevgilim
Ali: Bugün sadece ikimiz olacağız, bugün ikimiz çocuk olacağız, çocuklar gibi eğleneceğiz
Ali'nin sürprizi lunaparktı. Alnaz el ele lunaparkın içine girer
Ali: Şimdi söyle bakalım, benim sevgilim ne yapmak ister
Nazlı: (bir süre etrafa göz gezdirir) Buldum, gondola binelim mi
Ali: (Nazlı'nın ellerini tutar ve dudaklarına götürür. Ali Nazlı'nın her iki eline de çok narin bir öpücük kondurur) Sen yeter ki iste Nazlım
Nazlı: Hadi o zaman
Alnaz birlikte gondolun yanına gelir, gerekli işlemleri hallettikten sonra, gondola binerler. Gondol bir süre sonra hareketlenir, sonra hızlanmaya başlar. Ali Nazlı'ya bakar, Nazlısı şu an ne kadar da mutludur. Böyle eşsiz, böyle güzeller güzeli bir kadının çocukluğunu yaşayamamış olması, Ali'yi çok üzüyordu... Alnaz gondol macerasından sonra çarpışan arabalara binerler. Çarpışan arabalardan sonra, dönme dolaba binerler. Nazlı'nın şu an küçük çocuklardan farkı yoktur. Küçük çocuklar gibi eğleniyordu.
Nazlı: Ali, iyiki varsın Ali, iyi ki seni tanımışım Ali, iyiki seni sevmişim ben (gözleri dolmuştur)
Ali: (Ali önce Nazlı'nın gözünden taşmak üzere olan gözyaşlarını siler) Ağlamak yok Nazlım, bugün istediğimiz kadar gülüp eğleneceğiz. Bugün çocuk olacağız
Nazlı: (Nazlı Ali'ye sarılır) Seni çok seviyorum Alim
Ali: Bende seni çok seviyorum Nazlım
Alnaz birbirine sarılmaya devam ederken, dönme dolap ise tam tepeye geldiği zaman durur
Nazlı: A... Ali ne oluyor, neden durdu
Ali: Sakin ol Nazlım, korkma hallederler şimdi. Hem şu manzaranın tadını çıkaralım, öyle değil mi (Ali Nazlı'dan ayrılır ve eliyle gökyüzünü gösterir, yıldızlar tüm güzelliğiyle kendilerini belli ediyordu. Ay zaten bir şaheser di. Nazlı'nın az önce ki korkusundan bir eser kalmamıştı, zaten korkmasına da gerek yoktu ki. Ali yanında olduktan sonra Nazlı dünyanın en mutlu insanı oluyordu. Nazlı başını Ali'nin omzuna koyar ve o muhteşem gökyüzünü izlemeye başlar. Ali'de kendi başını Nazlı'nın başına yaslar ve oda manzaranın tadını çıkarır... Alnaz ne kadar süre öyle durduklarını bilmiyorlardı. Makinenin tekrar çalışma sesini duyunca, ikiside kendine gelir
Nazlı: Offf, niye çalıştı bu makine şimdi. Hayır şurda Alimle iki dakika romantik bir an yaşıyoruz, ama ona da izin vermiyorlar
Ali: Üzülme Nazlım, ben seni daha nerelere götürecem
Nazlı: Gerçekten mi (heyecanlanmıştır)
Ali: Gerçekten Nazlım, gerçekten
Dönme dolap aşağıya indiği zaman, Alnaz'da içinden çıkar. Alnaz lunaparkta saatlerce eğlenirler ve lunaparktan çıkarlar ve sahil kenarında yürümeye başlarlar. Nazlı o sırada az ileride bir pamuk şekerci görür
Nazlı: (küçük bir çocuk gibi) Ali pamuk şeker alalım mı, ne olur alalım Alim, lütfen alalım
Ali: (Nazlı'nın bu hâlleri Ali'ye çok tatlı geliyordu, bıraksalar günlerce haftalarca Nazlı'nın bu hâllerini izleyebilirdi. Ali için Nazlı eksik kalan bir yapboz parçasının son parçasıydı. Ali için Nazlı, amansız bir hastalığın panzehiriydi. Bir tek Ali'ye aitti bu panzehir) Alalım Nazlım, sen ne istiyorsan alalım
Ali pamuk şekercinin yanına gider ve iki tane pamuk şeker ile geri döner, birini Nazlı'ya uzatır. Nazlı büyük bir mutlulukla pamuk şekeri yiyordur, bir an Ali'ye dönünce, Ali gülmesine engel olamaz, çünkü pamuk şeker Nazlı'nın dudağının kenarına bulaşmıştı
Nazlı: Niye öyle gülüyorsun
Ali: (gülerek) Dudağının kenarına pamuk şeker bulaşmış
Nazlı: (eliyle dudağının kenarını temizler, ama yanlış tarafı temizler) Geçti mi
Ali: Aslında benim daha iyi bir fikrim var
Nazlı: Neymiş o
Ali önce etrafı kontrol eder. Kimsenin olmadığını anlayınca Nazlı'nın dudaklarına bırakır kendini. O sırada Nazlı'nın dudağının kenarına bulaşan pamuk şekeri temizlemeyi de ihmal etmez tâbi. Alnaz kısa bir öpüşmeden sonra yavaşça ayrılırlar
Ali: Şimdi oldu işte (gülerek)
Nazlı: Pamuk şekeri temizleme bahanesiyle dudağımı da yedin
Ali: Ben o kiraz dudaklarına doyamıyorum ama
Nazlı: O zaman enerjini geceye saklamanı öneririm (göz kırpar)
Ali: Anlaşılan bu gece ikimize de uyku yok (gülerek)
Nazlı: Şansını zorlama istersen
Ali: Tamam tamam, sustum
Alnaz pamuk şekeri bitirir, el ele sahil kenarında yürümeye devam ederler. O sırada karşılarına üç kişi çıkar
Ali: (Nazlı'yı arkasına alır) Hayırdır beyler, bir sorun mu var
Serseri1: Sana haber getirdik Ali Vefa Erinç
Ali: Benim ismimi nerden biliyorsunuz siz
Serseri3: Boşver senin ismini nerden biliyoruz. Şu kadarını bil yeter
Serseri2: Mert beyin sana selamı var
Ali: Hangi Mert lan bu
Serseri3: Mert Kıran
Adam böyle deyince Ali'nin gözleri kocaman olur
Ali: Bakın, olay çıkmadan gidin. O Mert soysuzuna da söyleyin, eğer karşıma çıkarsa, onu yaşatmam
Serseri1: O biraz zor Ali Vefa Erinç
Nazlı: (sesi titrer) A... Ali
Ali: Sakin ol Nazlım sakin ol, hiç bir şey olmayacak. Çıkacağız burdan
Serseri3: O arkana sakladığın güzel bayan kim
Ali: Basın gidin burdan, elimden bir kaza çıkmasın
Serseri2: Kızı bize ver, gitmene izin verelim
Ali: (yüzüne yandan bir gülümseme yerleştirir) Çok film izliyorsunuz herhalde. Benim böyle bir şey yapacağımı nerden çıkardınız
Serseri3: Güzellikle olmazsa zorla, saldırın
Ali: Nazlım saklan
Nazlı hızlı bir şekilde hemen bir ağaca saklanır... Ali önce her iki elini birleştirir ve öne doğru uzatarak çıtlatır, sonra boynunu sağa ve sola doğru yatırarak çıtlatır.
Ali: Gelin soysuz herifler
Adamlar Ali'nin üzerine doğru gelir. İlk adam Ali'ye yumruk atar ama Ali gayet rahat bir şekilde engeller ve adamın boğazına bir darbe indirir. Adam aldığı darbeyle sendeler, bir kaç adım geriye gider. İkinci adam ise Ali'nin boşluğunu yakalar ve Ali'nin yüzüne yumruk atar, Ali'nin bu aldığı darbeyle kaşı açılmıştır. Ama Ali bunu umursamaz ve kendi üzerine doğru koşan adamı görür, Ali ise kendine doğru koşan adamın karnına tekme atar ve onuda kendinden uzaklaştırır. Geriye ise bir adam kalmıştır, bu diğerlerine göre biraz daha iri yarı bir adamdı. Adam Ali'nin üzerine yürür, Ali'ye yumruk atacağı sırada Ali çevik bir hareketle kurtulur. Bu sefer Ali adama doğru koşmaya başlar, adam ise Ali'nin ne yapacağını anlar ve Ali'nin karnına çok sert bir tekme atar. Ali aldığı darbeyle sendeler
Nazlı: Alim
Ali eliyle Nazlı'ya durmasını söyler, sonra hızlı bir şekilde kendini toparlar. Bu sefer adam hamle yapar ama Ali izin vermez ve adamın çenesine çok sert bir sağ kroşe atar, adam aldığı darbeyle sendeler. Ali bunu fırsat bilerek adamın üzerine doğru koşmaya başlar. Sonra Ali havaya zıplar ve adamın yüzüne çok sert bir yumruk daha atar ve adam yere düşer. Ali hızlı bir şekilde Nazlı'nın yanına geri döner
Ali: Nazlım, Nazlım iyimisin
Nazlı: Ali sen iyimisin, kaşın açılmış
Ali: Önemli değil Nazlım, pansuman yaparız geçer. Hadi gidelim burdan
Alnaz tam gidecekleri sırada adamlardan biri yerden kalkar ve belindeki silahı çıkarır
Serseri3: Yolun sonuna geldin Ali Vefa Erinç
Ali adama doğru döner, adam silahını Ali'ye doğrultmuştu
Ali: Şansın varken o tetiği çekersin, aksi halde seni yaşatmam
Serseri3: Boş laflar bunlar Ali Vefa Erinç, yolun sonu
Adam bunu dedikten sonra 2 el silah sesi duyulur....

"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin