Ali bahçede düşünmeye başlar. Bu Mert'in amacı ne, özellikle Ali'yi seçmesinin amacı ne. Ali bu düşüncelerle boğuşurken Selvi bahçeye gelir ve Ali'yi görür
Selvi: Oğlum
Ali: (Selvi'nin sesi ile arkasını döner) Annem
Selvi: Hayrola oğlum
Ali: Odanın içinde otur otur sıkıldım, bende bahçeye çekip hava almak istedim
Selvi: İyi yapmışsın oğlum (Ali ve Selvi bahçede bulunan koltuğa otururlar) daha iyimisin oğlum, ağrın sızın var mı
Ali: İyiyim annem iyiyim, hafif bir sızlama oluyor ama, onun dışında gayet iyiyim
Selvi: Canım oğlum (Ali başını Selvi'nin dizine koyar ve yüzünü Selvi'ye döner, Selvi ise oğlunun kıvırcık saçlarıyla oynamaya başlar)
Ali: Annem
Selvi: Söyle oğlum, söyle paşam
Ali: Ben vurulduğum zaman...
Selvi: (Selvi Ali'nin lafını keser) Oğlum
Ali: Anne lütfen (Selvi susar ve Ali'yi dinlemeye başlar) ben vurulduğum zaman, çok ağladınız mı
Selvi: Boşver oğlum, geçti gitti zaten
Ali: Anne soruma cevap verir misin, lütfen
Selvi: Hepimiz perişan olduk Ali, en çok da Nazlı perişan oldu, kendini yedi bitirdi kız, hep seni bekledi, senden gelecek güzel haberi bekledi hep. Tâbi bizde bekledik. Nazlı hiç umudunu kaybetmedi, hep inandı, güvendi. Ali uyanacak dedi. Nazlı'nın dayanacak gücü kalmamıştı Ali, ama hep bileğindeki bileklikten güç aldı, ona tutundu (Selvi'nin bunları anlatırken bile, gözleri dolmuştur, Ali'nin de gözleri dolmuştur. Ali bırak Nazlısının canının yanmasını, Nazlı'nın gözünden düşen bir damla yaş için bile her şeyi yapmayı göze alırdı)
Ali: (gözleri dolmuştur) Hepinizden çok özür dilerim, özür dilerim. Benim yüzümden bir sürü acı çektiniz
Selvi: (Selvi önce Ali'nin düşmek üzere olan gözyaşını siler, sonra Ali'nin kıvırcık saçlarını okşamaya başlar) Şşş deme öyle, senin hiç bir suçun yok canım oğlum, sakın kendini suçlama bu konuda. Olacağı varmış Ali, biz imtihan dünyasında yaşıyoruz. Elbet zorluklar, acılar yaşanacak, mutlu da olunacak, sen sakın kendini üzme güzel oğlum
Ali: Tamam sultanım
Selvi: (Selvi Ali'nin dudağında ki yarayı görür) Ali
Ali: Sultanım
Selvi: Senin dudağına ne oldu
Ali: Ne olmuş
Selvi: Yara olmuş oğlum, bir şey mi oldu
Ali'nin aklı geceye gider, yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamaz, tâbi bunu Selvi fark eder
Selvi: Bana baksana sen (Ali'nin gözlerinin içine bakar) dün gece Nazlı'yla aranda bir şeyler mi oldu (imalı imalı)
Ali: (başını Selvi'nin dizinden kaldırır, utanmıştır) Iıı şey, y... Yok annem, bir şey o... Olmadı
Selvi: Ben oğlumu tanıyorum, hem Ali bunda utanılacak bir şey yok ki. Bu gayet normal bir durum, evlisiniz siz.
Ali: Anne
Selvi: Ali, ben senin annenim oğlum
Ali: (utanarak) Yani, öyle büyük bir şey olmadı, sadece biraz yakınlaştık
Selvi: Artık nasıl bir yakınlaşmaysa bu, Nazlı kızım dudağını yara yapmış
Ali: Biraz kaptırdı kendini
Selvi: O belli oluyor canım (gülerek)
Ali: Anne
Selvi: Tamam canım tamam. Eee oğlum, bak Beliz hamile, ablan hamile, siz ne zaman düşünüyorsunuz
Ali: Nazlı'da, bende zamanı gelince bu konu hakkında konuşuruz sultanım. Ben onu hazır olmadığı, ya da henüz istemediği bir şeye zorlayamam... Ki bu benim tek başıma alabileceğim bir karar da değil. Ben senin kadar bilemem tâbi, sen daha tecrübelisin, bu öyle ha deyince olacak bir şey değil ki, ikimizde kendimizi ne zaman hazır hissederek o zaman bu konu hakkında konuşuruz Nazlı'yla
Selvi: (Ali'nin konuşmasından oldukça etkilenmiş, hatta Ali'nin bu yaklaşımından dolayı oldukça gururlanmıştı. Ali gibi bir oğlu olduğu için Allah'a şükrediyordu Selvi. Selvi Ali'ye sarılır ve bağrına basar) Oy benim oğlum, canım oğlum, kalbi temiz oğlum. Nazlı senin gibi bir eşe sahip olduğu için çok şanslı. Allah'a bana senin gibi bir evlat verdiği için şükrediyorum
Ali: (Selvi ile sarıldıktan sonra ayrılırlar) Bana doğruyu, yanlışı, haklı olana haklı, haksız olana haksız, merhameti, şefkati, yardım istiyeni eli boş göndermeyişi siz öğrettiniz sultanım. Ben hâlâ yarımım, daha sizden öğrenecek çok şeyim var. Senden, babamdan. Daha sizin tecrübelerinizden yararlanacam
Selvi: Sen bu zamana kadar hep bizi gururlandırdın oğlum. Bizi küçük düşürecek bir davranışta bulunmadın... Ki öyle bir şey yapmayacağını da gayet iyi biliyorum, biliyoruz
Ali: Öyle bir şey söz konusu bile olmayacak sultanım
Selvi: Hadi bakalım, bu kadar duygusallık yeter. İçeri geçelim de, şöyle seninle anne oğul kahve içelim
Ali: Bu güzel teklife hayır diyebileceğimi sanmıyorum
Selvi: Hadi o zaman
Ali: Teşekkür ederim annem, konuşmak çok iyi geldi
Selvi: Sen ne zaman istersen, ben hep burdayım oğlum
Ali: Sizin gibi bir ailem olduğu için çok mutluyum, Allah'ıma sonsuz kez şükürler olsun ki, sizin gibi bir ailenin evladı oldum
Selvi: Hadi Ali hadi, ağlatacaksın şimdi beni
Alsel bahçeden çıkar ve içeri girer... Açnaz cafede işlerinin başındadır. Cafede olması gerekenden daha fazla müşteri vardı
Açelya: Nazlış
Nazlı: Açi
Açelya: Allah'ım bozmasın da, bu kadar kalabalık olması, hayra alamet mi
Nazlı: Valla Açi en az senin kadar bende şaşkınım
Açelya: Aman aman maşallah, nazar değmesin
Nazlı: O zaman ne yapıyoruz
Açelya: En iyi bildiğimiz işi yapıyoruz (göz kırpar)
Nazlı: Hadi
Açnaz gelen müşteriler ile ilgilenmeye başlar, siparişten siparişe koşarlar... Gel zaman git zaman akşam olmuştu herkes işlerini bitirmiş ve eve geri dönmüşlerdir, ekip yemek masasına oturmuş yemek yiyorlar dı
Nazlı: (Ali'nin kulağına fısıldar) Kızlar hâlâ trip atıyor çocuklara
Ali: Yani
Nazlı: (naif bir sesle) Ali
Ali: Evet, bu ses tonu geldiğine göre kesin bir şey istenecek, söyle Nazlım
Nazlı: Kızlara söylesen de affetseler
Ali: Nazlım sen ciddi misin
Nazlı: Şaka falan yapmıyorum Alicim
Ali: Bir daha desene
Nazlı: Neyi
Ali: En son söylediğin şeyi, ağzına çok yakıştı
Nazlı: Bir şartla
Ali: Söyle Nazlım
Nazlı: Kızlara söyle, affetsinler
Ali: Nazlı
Nazlı: Bak bir daha (vurgulayarak) Alicim demem
Ali: Ama hep bel altı vuruyorsun sevgilim ya (gülerek)
Nazlı: Bizde böyle Alicim 😏
Ali: Tamam (masaya döner) abla, Beliz abla ve Açi
Açelya: Kesin bir şey istiyecek, göründe bakın
Ali: Yuh Açi ya, nerden anladın
Açelya: Çünkü sabahtan beri Nazlı'yla fısır fısır konuşuyorsunuz
Ali: Çok mu belli ettik
Beliz: Biraz
Ali: Neyse konuya dönelim. Nazlı erkekleri affetmenizi istiyor
Doruk: Naziko sen var ya birtanesin sen birtanesin
Nazlı: Bu sadece tek seferlik Doruk, bir daha olursa bu sefer sizi ben bile kurtaramam
Ferman: Beliz, karıcım
Beliz: Siz yatın kalkın Nazlı'ya dua edin, o olmazsa affetmezdim
Açelya, Ferda ve Beliz erkekleri affeder. Güzel bir sohbet eşliğinde yemeklerini yerler, yemekler yendikten sonra masayı toplarlar, Alnaz hariç ekip aşağıda kalır ve Alnaz kendi odasına çıkar, Ali üstüne rahat bir şeyler giyer ve yatağa girer. O sırada Nazlı ise giyinme odasında Ali'nin en çok sevdiği geceliğini giyiyordur
Ali: (içerden seslenir) Nazlım hadi
Nazlı: Geliyorum aşkım (aynadan kendine bakar ve kendi kendine) biraz aklını başından alalım Ali bey (dudağını ısırır)
Nazlı odaya girer, Ali Nazlı'yı görünce nutku tutulur, hiç bir şey diyemez, sadece Nazlı'yı baştan aşağı süzer. Nazlı bu bakışları üzerinde hissetsede rahatsız olmaz, Ali'yi etkilemek Nazlı'nın çok hoşuna gidiyordu, Nazlı yatağa girer ve Ali'ye sarılır, başını evi bildiği Ali'nin göğsüne koyar, bir bacağını ise, Ali'nin bacağının üstüne atar
Ali: Na... Nazlım
Nazlı: (tahrik edici bir ses tonu ile) Efendim aşkım
Ali şu an resmen soğuk terler döküyordu, yaraları olmasaydı, çoktan geceleri başlamış olurdu
Ali: Nazlı ne yapıyorsun
Nazlı: Kocama sarılıyorum
Ali: Nazlı tehlikeli sularda yüzüyorsun, bak yapma şunu
Nazlı: Sende hemen etkileniyorsun Ali
Ali: Nazlı beni tahrik eden sensin, ben rahat durmaya çalışıyorum, ama sen maşallah yerinde duramıyorsun (gülerek)
Nazlı: Ne yapim Ali, çok özledim seni. Yaraların bir an önce iyileşsin istiyorum. Ben seninle birlikte olmak istiyorum, seni içimde istiyorum
Ali: Biz en iyisi yatalım, yoksa ben kontrolümü kaybedecem, iyi geceler Nazlım
Nazlı: (iç ses) Kaç bakalım, acaba benden daha ne kadar kaçabileceksin
Alnaz birbirine sımsıkı sarılarak huzurlu bir uykuya bırakırlar kendilerini
(1 HAFTA SONRA)
Günler günleri kovalamış ve büyük gün gelip çatmıştı, Ali'de büyük oranda kendisini toparlamıştır. Mert bu bir hafta içinde hep saldırı girişimde bulunmuş, ama hepsi Vuslat tarafından bertaraf edilmiştir. Ekip kahvaltı yapıyordur
Açelya: Büyük gün geldi, ay ben çok heyecanlıyım
Nazlı: Sen mi ben mi Açi
Ali: Kızlar bir sakin olun ya (gülerek)
Nazlı: Tâbi senin için hava hoş, sen alışıksın
Demir: (saate bakar) Hadi geç kalmayalım, saat yaklaşıyor
Ali: Hadi
Alnaz ve Açdem kahvaltılarını yaptıktan sonra evden çıkarlar ve arabaya geldiklerinde
Ali: Nazlım, Açi (Açnaz Ali'ye bakar) bakın biz burdayız, yanınızdayız. Heyecan yapmayın, hep birlikte gideceğiz, ödülünü alacaksınız, siz sadece sakin olun. Merak etmeyin, biz yanınızda olacağız
Demir: Ali haklı, siz sadece sakin olun. Gideceğiz ödülünüzü alacaksınız
Nazlı Ali'ye, Açelya Demir'e sarılır. Onlar her zaman ve her daim birbirlerinin yanında olacaklardır, çünkü onlar kocaman bir ailedir. İyi günde, kötü günde her zaman birbirlerinin yanında olacaklardır
Açnaz Aldem'e sarıldıktan sonra ayrılırlar, hepsi arabaya bineceği sırada yanlarına iki araç gelir. Aldem hemen kızları arkasına alır. Öndeki aracın içinden Kamer iner
Kamer: Ali bey
Ali: Dur tahmin edim, Vuslat teyzem gönderdi sizi
Kamer: Gideceğiniz yere kadar size eşlik etmemiz istendi
Ali: Gidelim o zaman
Alnaz ve Açdem arabaya biner
Nazlı: Ben bu Vuslat hanım'ı sevmeye başladım
Ali: Öyledir Vuslat teyze
Alnaz ve Açdem güzel bir sohbetin eşliğinde seminerin yapılacağı yere doğru yola çıkarlar....
![](https://img.wattpad.com/cover/291126989-288-k532732.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)
ActionGeçmişi yüzünden kendisini aşka kapatan bir adam. Ve o adamın hayatını değiştirecek bir kadın. Ali Vefa kendisini ve kalbini aşka kapatmış biridir, ama hayatına girecek olan kadın her şeyi değiştirecektir. Alnaz'ın aşk dolu hikayesini okumaya hazır...