"AŞK EŞİTTİR BİZ" 3. SEZON 79. BÖLÜM (VUSLAT KOZOĞLU 😎😎)

347 24 1
                                    

Vuslat: (sekreter Ali'nin kaldığı yeri söyler) Teşekkürler
Vuslat ve adamı ekibin yanına gider
Vuslat: Sen burda kal Kamer
Kamer: Emredersiniz Vuslat hanım
Vuslat ekibin yanına gelir, Adsel'i görür. Nede çok özlemişti Adsel'i, Vuslat ekibe iyice yaklaşır. O sırada ise Selvi başını yan tarafa çevirir ve Vuslat'ı görür. Selvi Vuslat'ı görünce neye uğradığını şaşırır, çünkü uzun zamandır görmediği için beklemiyordu
Selvi: Vuslat
Selvi'nin sesi ile herkes Selvi'nin baktığı yere bakar
Vuslat: Selvi (Selvi'ye sarılır, Selvi bir kaç saniye sonra kendine gelir ve Vuslat'a sarılır, bir süre sonra ayrılırlar)
Selvi: Senin ne işin var burda, ne zaman geldin. Niye haber vermedin geldiğini, seni almaya gelirdik
Vuslat: Ali'nin haberini alınca, çıktım geldim
Selvi: Sen nerden (aklına Ezo gelir) tâbi ya. Ezo arayıp haber verdi değil mi
Vuslat: İyiki de haber vermiş Ezo. Niye haber vermiyorsun bana Selvi. Böyle bir durumda ben sizin yanınızda olamayacaksam, nerde benim kardeşliğim, nerde benim arkadaşlığım
Adil: Hoşgeldin Vuslat
Vuslat: Hoşbuldum (Adil ve Vusla birbirine sarılır, bir süre sonra ayrılırlar) Ali nasıl
Selvi: Yoğun bakımda şu an, uyuyor
Vuslat: (Vuslat yoğun bakım ünitesinin önüne gelir, Ali'yi hasta yatağında görmek o kadar ağır gelir ki Vuslat'a, Vuslat gözlerinin dolmasına engel olamaz) Ali oğlum, ne işin var orda, niye ordasın, gelsene yanımıza. Bak ben geldim, Vuslat teyzen geldi (ekibe döner) nasıl oldu bu olay, kim bu hale getirdi Ali'yi
Doruk: Bir akşam Nazlı ile birlikte vakit geçirmeye gitmişlerdi
Vuslat: Nazlı kim
Selvi: (buruk bir şekilde gülümser) Benim gelinim olur
Vuslat: (Vuslat'ta buruk bir şekilde gülümser) Demek gelinin öyle mi. Bak sen bizim huysuz kıvırcığa. Sonunda kabuğundan çıkmayı başardı hıı
Doruk: Neyse işte, eve dönerken karşılarına 3 kişi çıkmış. Tâbi Ali'de direnmiş onlara karşı, sonra boğuşma yaşanmış, en son adamlardan biri silah çekip Ali'yi... (Devamını getiremez, kelimeler boğazına düğümlenir)
Vuslat: Kim yaptırmış bunu. Belli ki Ali'yi çekemeyenler var yine
Doruk: Mert Kıran
Vuslat: Kamer
Kamer: Hemen Vuslat hanım
Vuslat: Kamer Ali'nin odasının önüne iki koruma yerleştir, bizden, hemşire ve doktorlardan başka kimse girmeyecek anlaşıldı mı. Hatta gerekirse başka yerden başka doktorlar getiririz
Kamer: Emredersiniz Vuslat hanım
Vuslat: Artık ben burdayım
Ferman: (Kamer ordan uzaklaşır) Selvi teyze (Selvi Ferman'a bakar) hadi sizde eve gidin. Beklemekten başka yapabilecek bir şey yok zaten
Selvi: Hayır, hiç bir yere gitmiyorum
Ferman: Selvi teyze lütfen, ayakta zor duruyorsunuz hepiniz. Kaç gündür ne yemek yediniz, ne uyku uyudunuz
Adil: Ferman haklı Selvi, gidip dinlenin
Ferman: Adil amca sende
Adil: Ferman
Ferman: Lütfen Adil amca
Vuslat: Ayyy, ne uzattınız ya. Hadi herkes eve. Bir şey olursa ben size haber veririm
O sırada açnaz ekibin yanına doğru geliyordur
Vuslat: Siz kimsiniz
Nazlı: Asıl siz kimsiniz, ben Ali'nin karısıyım
Vuslat: Demek o meşhur Nazlı Vefa sensin
Nazlı: Pardon
Vuslat: Ali senden çok bahsederdi Nazlı
Açelya: Siz Ali'yi nerden tanıyorsunuz
Vuslat: Ben Vuslat Kozoğlu, Ezo'nun annesiyim
Nazlı'nın duyduğu şeyle gözleri kocaman olmuştur, Ezo'yla araları hâlâ bozukken, annesinin çıkıp gelmesi
Nazlı: Siz şimdi Ezo'nun... Ezo'nun annesi oluyorsunuz öyle mi, ben yanlış duymadım
Vuslat: Bu kadar şaşırmanı gerektirecek bir durum olduğunu sanmıyorum güzelim. Hepinizi tek tek tanıyorum. Kim neyi sever, neyi sevmez, kahveyi nasıl içer, saat kaçta yatar, kaçta uyanırsınız, hepsini biliyorum ben
Ferman: Açelya, Nazlı'yı da al eve gidin dinlenin, perişan oldunuz kaç gündür burda
Nazlı: Hayır, ben Ali'yi bırakıp hiç bir yere gitmem
Ferman: Nazlı lütfen. Hem bir gelişme olursa size haber veririm
Nazlı biraz düşünür, dinlenmesi gerektiğini kendiside biliyordur
Nazlı: Ama Ali
Vuslat: Merak etme sen, artık ben burdayım
Açelya: Hadi Nazlış
Nazlı: Tamam (Nazlı camın önüne gelir ve elini cama yaslar ve Ali'ye bakar) geri gelecem sevgilim, geri gelecem. Beni bırakıp hiç bir yere gitmek yok kıvırcık (buruk bir şekilde gülümser, sonra Nazlı elini dudağına götürür ve elini öper, sonra Ali'ye doğru uzatır elini)
Açelya: Hadi gidelim
Adsel, Açnaz Beliz ve Ferda eve gider. Demir ise şirkete gider, sadece Doruk ve Ferman kalır ekipten. Vuslat ise Kamer'i arar
Vuslat: Kamer
Kamer: Buyrun Vuslat hanım
Vuslat: Şu Mert nerde kalıyor, nerde çalışıyor, kaçta yatar, kaçta kalkar, hangi saatte kahvaltı yapar, nereye gider, içtiği suya kadar hepsini bilmek istiyorum
Kamer: Emredersiniz Vuslat hanım
Vuslat: Bana Mert'in adresini gönder, bir ziyaret edelim kendisini
Kamer: Tâbi Vuslat hanım
Vuslat: (görüşme biter, Vuslat ise tekrar Ali'yi izler) Seni bu hale getiren kişilerden hesap soracağım Ali, sen sadece çabucak iyileş (o sırada Vuslat'ın telefonuna mesaj gelir, Mert'in iş adresi vardır) artık zamanı geldi
Vuslat hastaneden çıkar ve Mert'in iş yerine doğru yola çıkar... Vuslat bir süre sonra gideceği yere varmıştır, şoför arabadan iner ve Vuslat'ın kapısını açar, Vuslat asil duruşunu bozmadan arabadan iner. Vuslat içeri girer ve Mert'in odasını öğrenir, Vuslat bir süre yürüdükten sonra Mert'in odasının önüne gelir
Vuslat: (kendi kendine) Artık tanışma vakti
Vuslat sekretere döner ve durumu anlatır. Sekreter ise Mert'in odasının kapısını çalar ve içeri girer, bir hanımefendinin kendisi ile görüşmek istediğini söyler. Mert'te içeri almasını söyler, sekreter odadan çıkar ve Vuslat'a içeri girmesini söyler. Vuslat asil duruşu ve yüzündeki keskin ve sert bakışları bozmadan içeri girer, sandalyeye oturur ve ayak ayak üstüne atar
Mert: Buyrun hanımefendi, benimle görüşmek istediğinizi söylemişsiniz
Vuslat: Ben buraya konuşmaya değil, uyarmaya geldim
Mert: Anlamadım
Vuslat: Şöyle anlatim o zaman... Ben Vuslat Kozoğlu. Ali'den, eşinden, sevdiklerinden uzak duracaksınız. Ali'ye yaptığınız şeyden haberim var
Mert: (pişkin pişkin) Demek haberiniz var, saklama gereği duymuyorum zaten
Vuslat: Ben Ali'yi iyi tanırım, o bir iyileşsin, size gereken cevabı elbet verecektir bu konuda bir şüphem yok... Ama bu yaptığınız yanınıza kalmayacak, kollayın kendinizi. Bundan sonra karşınızda ben varım
Mert: Korkmalı mıyım bu durumdan
Vuslat: Orası size kalmış bir durum... Ben uyarımı yaptım, gerisi sizde bitiyor
Mert: (Vuslat oturduğu yerden kalkar ve kapıya yönelir, tam odadan çıkacakken) Bana kendinizi kollayın diyorsunuz, sizde kendiniz kollayın Vuslat hanım. Ali şu an yoğun bakım ünitesinde tedavi görüyor haberim var. Dikkat edin kendinize, her an her şeyi yapabilirim
Vuslat: (Vuslat Mert'e döner) Yazık, acıyorum size. Kin, nefret ve öfke kalbinizi mühürlemiş... İstediğinizi yapabilirsiniz, hodri meydan...
Vuslat Mert'in tepkisini beklemeden odadan çıkar ve arabaya biner, Kamer'i arar
Vuslat: Kamer
Kamer: Buyrun Vuslat hanım
Vuslat: Bu adamı takip ediyorsunuz, ne yapıyor, nerelere gidiyor, kiminle görüşüyor. Her şeyden haberdar olmak istiyorum
Kamer: Merak etmeyin Vuslat hanım
Vuslat: Ali'yi bu hale getirenlerden intikamımı alacam... Neyse bir şeyler bulabildin mi
Kamer: Dosyası oldukça kabarık Vuslat hanım. Uyuşturucu kaçakçılığı, yasa dışı silah sevkiyatları, daha neler neler
Vuslat: Bizim bu adamın açığını bulmamız gerekiyor Kamer
Kamer: Elbet bir şekilde açık verecektir Vuslat hanım. Siz merak etmeyin
Vuslat: Sen hastaneye dön, benim işlerim var
Kamer: Emredersiniz Vuslat hanım
Vuslat: Korumaların sayısını arttır Kamer, ne olur ne olmaz. Biz işimizi sağlama alalım
Kamer: Tamam Vuslat hanım
Vuslat: Haber bekliyorum
Görüşme biter, Vuslat ise şoföre gitmesi gerektiği yeri söyler... O sırada ekip eve gelmiştir, ekip kapıdan içeri girince, gözlerinin önüne Ali'yle geçirdiği o güzel anlar gelir. Ablasını sinir edişi, sonrasında ise hemen gönlünü alması, evin içinde ki o neşeli, çocuksu hâlleri. Ekibi bu düşüncelerinden ayıran Beliz olur
Merve: Hoşgeldiniz
Ekip: Hoşbulduk
Merve: Var mı bir gelişme
Adil: Durumu hâlâ aynı, bekliyoruz
Nazlı: Ben biraz uyuyacağım
Adil: Tamam kızım
Nazlı odasına çıkar, eline en çok sevdiği Ali'nin gömleğini alır. Sonra yatağa girer, gömleği burnuna götürür ve koklar. Aynı Ali gibi kokuyordu, Nazlı Ali'nin gömleğine sımsıkı sarılır ve geçmişi düşünmeye başlar. Aklı ilk tanıştıkları zamana gider, Açelya sayesinde tanışmıştır Alnaz. Sonra Ali Nazlı'nın doğum gününe gelmişti, Nazlı'nın en çok isteyip de alamadığı o elbiseyi almıştı Ali. Nazlı o akşam anlamıştı Ali'ye aşık olduğunu. Ali'nin zor zamanlarında hep yanında olmuştu Nazlı. Sonra Ali'nin yürütmüş olduğu iş projesi elinden alınmıştı. Ama Ali her zaman ki gibi yine cevabını vermişti. Ali o konferans salonunda Nazlı'ya olan aşkını itiraf etmişti, Nazlı olmayacağını düşünürken, Ali'nin itirafı onu kendine getirmişti. Sevgili olduklarından beri, Ali onu hep el üstünde tutmuş, saçının teline zarar gelmesine izin vermemişti. Sonra birlikte evlilik kararı almışlardı, sonra hazırlık, kız isteme derken, düğün günü gelip çatmıştı. İkiside birbirlerine ömür boyu evet demişti. Hastalıkta, sağlıkta, iyi günde, kötü günde, her daim birbirlerinin yanında olmuştu Alnaz
Nazlı: (kendi kendine) Sakın beni bırakma Alim, beni sensizliğe mahkum etme, beni limanından, evimden ayırma Alim. Bana geri dön sevgilim, sana çok ihtiyacım var, keşke şu kapıdan içeri girsen, "ağlama Nazlım, bak ben burdayım" desen. Sıkı sıkı sarılsam sana, içime çeksem o eşsiz kokunu
Nazlı'da bu düşüncelerle birlikte kendisini olabildiğince uykuya bırakır...

"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin