AlFer yol ayrımına gelir (ikisi de kendi arabasıyla) ve dururlar
Ali: (arabanın camını indirir) Eve'mi geçiyorsun
Ferman: (oda aynı şekilde arabanın camını indirir) Evet, hem karımı, hem çocuğumu özledim (gülerek)
Ali: Vay be Ferman
Ferman: Ne oldu lan
Ali: Hayat çok garip, baba oldun lan
Ferman: Kaderimiz de varmış demek ki
Ali: Neyse ben kaçar, Nazlım beni bekler
Ferman: Git hadi git, hanım köylü seni (gülerek)
AlFer ayrılır ve yola devam ederler. Ali yolda giderken aklına bir fikir gelir, hemen Doruk'u arar, telefon bir süre sonra açılır
Doruk: Efendim Ali
Ali: Doruk senden bir şey isteyebilir miyim
Doruk: Ayıp ettin abi, tabi ki
Ali: Doruk bana en güzel, ama en güzel tatil yerlerini araştırabilir misin. Olanlardan haberin var dimi
Doruk: Var var, haberim var
Ali: Nazlı'yı biraz buralardan götürmek istiyorum, tatil yapmak ona da iyi gelecek, hem biraz kafasını toplar
Doruk: İyi düşünmüşsün abi, ben araştırır sana haber veririm
Ali: Eyvallah Doruk. Ben kızların yanına gidiyorum, sonra gelirim şirkete
Doruk: Burası bizde, sen yorma kafanı
Görüşme biter, Ali ise yoluna devam eder... Ali bir süre sonra cafeye gelmiştir, arabayı park edip arabadan iner ve cafeye girer ve bar bölümünün olduğu yere gelir. Nazlı'nın arkası Ali'ye dönük olduğu için Ali'nin geldiğini görmez, ama Açelya Ali'yi görür. Ali Açelya'ya sessiz olması için işaret eder, Ali ise yavaş yavaş Nazlı'ya yaklaşır ve Nazlı'nın kulağına fısıldar
Ali: Prensesim
Nazlı kendisini o mest eden ses ile arkasını döner, sevdiceği karşısında duruyor ve elinde de Nazlı'nın en çok sevdiği çiçekler vardı
Nazlı: Alim
Ali: (elindeki çiçekleri Nazlı'ya uzatır) Benimle olan birlikteliğinin bu çiçekler kadar renkli geçmesi dileğiyle... Sana verdiğim bu çiçekler güzelliğinin karşısında solmazlar umarım. Seni ne kadar çok sevdiğimi çiçeklere sor, çünkü onlara fısıldadım aşkımızı...
Nazlı: (Nazlı bir kez daha eridiğini hissediyordu, bu adam daha kaç defa benim kalbimi fethedecek diye düşünüyordu Nazlı) Her halükarda beni mutlu etmek için çabalıyorsun ya, her geçen gün sana daha da çok aşık oluyorum
Ali: Buda Ali Vefa farkı olsun güzelim (göz kırpar)
Açelya: Yalnız Alicim ego tavan (gülerek)
Ali: Açi öyle şeylerden hoşlanmadığımı biliyorsun
Açelya: Tamam canım, bir şey demedim
Nazli: Açi karışma benim Alime
Açelya: Ay hemen savun zaten sevgilini
Nazlı: Onu savunacam tâbi, başka kimi savunacam
Ali: (Nazlı'ya omzundan sarılır) Eee Açi hanım, benim arkamda dağ gibi karım var, ona göre yani (göz kırpar)
Açelya: Yaaa, ama siz böyle çok güzelsiniz. Maşallah maşallah, nazar değmesin
Ali: İltifatların için çok teşekkür ederim Açi. Ama artık benim gitmem gerekiyor
Nazlı: Yaa, ama ben özlerim seni
Ali: Duygularımız karşılıklı hanımefendi
Nazlı: Gitmesen olmaz mı
Ali: Şirkete kim bakacak (gülerek)
Nazlı: Demir ve Doruk halleder
Ali: Nazlım güzelim, benim başında olmam gerekiyor. Evet onlar da halleder, ama şirketin patronu benim
Nazlı: O zaman kapıya kadar eşlik edim sana
Ali: Bu güzel teklife hayır diyebileceğimi sanmıyorum güzelim
Nazlı: Açi
Açelya: Git hadi git
AlNaz dışarı çıkar, Ali kollarını iki yana açar
Ali: Gel buraya
Nazlı'da bu isteği geri çevirmez ve kendisini Alisinin kollarına bırakır. Ali kendisini mest eden o eşsiz kokuyu ciğerlerine kadar doldurur, şu an AlNaz için dünya durmuştu zaten
Nazlı: (Ali'ye sarılı bir vaziyette konuşur) Şu an dünya dursun istiyorum, bu an hiç bitmesin istiyorum
Ali: (elini Nazlı'nın saçlarına götürür ve bir tutamını alır ve burnuna götürür ve koklar) Kokun, kokun beni benden alıyor Nazlım, aynı cennet bahçesinde ki çiçekler gibi kokuyorsun
AlNaz uzunca süre birbirine sarıldıktan sonra ayrılırlar ama hala burun burunalardır
Nazlı: (Ali'nin gözlerinin içine bakar) Seni çok seviyorum Alim
Ali: (Ali o güzel bakışların etkisine çoktan girmiştir, hızlı bir şekilde gözlerini kaçırır) Yapma şunu Nazlım
Nazlı: Neyi yapmiyim
Ali: Bakma bana öyle
Nazlı: Niye
Ali: Öyle güzel bakıyorsun ki, o gözlerde kayboluyorum, dengem bozuluyor, aklım başımdan gidiyor
Nazlı: Hmmm demek dengeni bozuyorum öyle mi (Ali'nin yüzünü çevirir ve kendisine bakmasını sağlar) sende tek bir kelime, tek bir cümlen ile beni büyülüyorsun. Sen bana aşkı öğrettin, sevip sevilmeyi öğrettin.
Ali: Nazlım, seni anlatmak istiyorum, ama seni anlatıcak kelimeler bulamıyorum. Öyle güzel, öyle eşsiz, öyle özel, öyle naif bir kişiliğe sahipsin ki, sana layık kelimeler bulamıyorum. Daha önce de söylediğim gibi, belki bu kelime basitleşti, hep söylüyorum bunu, ben seni çok seviyorum Nazlım
Nazlı: Bende seni çok seviyorum Alim
Nazlı daha fazla dayanamaz ve adeta avına atlayan bir leopar gibi Ali'nin dudaklarına yapışır, Ali ilk başta afallasada sonradan kendine gelir ve karşılık verir. AlNaz uzun ve tutkulu bir öpüşmeden sonra yavaşça ayrılırlar ama hala burun burunalardır, Ali Nazlı'nın burnundan öper
Ali: Artık gitmem gerekiyor
Nazlı: (Ali'nin dudağına küçük bir buse kondurur) Akşam geç kalma
Ali: Emrin olur Nazlım
Ali arabasına binip şirkete doğru yola çıkar, Nazlı ise arkasından bakar, sonra içeri girer... Ali bir süre sonra şirkete gelmiştir, arabayı park edip arabadan iner ve şirkete girer, kendi odasına doğru giderken Doruk ile karşılaşır
Ali: Hıı Doruk ne yaptın abi
Doruk: Ali ben bir kaç yer buldum, sen onlara bak, aklına yatan olursa halledersin
Ali: Aslansın sen Doruk, eyvallah
Doruk: Ne demek abi, Nazlı bizim her şeyimiz, başımızın tacı o.
Ali: Eyvallah Doruk
Ali odasına gider ve bilgisayarını açar, o sırada Doruk seçtiği tatil yerlerini Ali'ye atar, Ali'de gelen mesaja bakar, Doruk'tan gelmiştir. Hemen görsellere bakar, hepsi birbirinden güzeldir
Ali: (kendi kendine) Ben şimdi hangisini tercih edecem, hepsi birbirinden güzel (Ali bir süre daha görsellere baktıktan sonra gözüne en güzel gelen tatil yerini seçer) işte bu, Nazlım çok sevinecek
Ali hemen gerekli işlemleri halleder ve iki bilet satın alır, sonra işinin başına döner... Gel zaman git zaman akşam olmuştu herkes işlerini bitirmiş ve eve dönmüşlerdir, herkes yemek masasına oturmuş yemek yiyorlar dı
Adil: Oğlum işlerle ilgili bir sıkıntı var mı
Ali: Yok baba yok, her şey yolunda
Demir: Ali unutmadan
Ali: Ne oldu
Demir: Yeni bir müşterimiz var, ortak olmak istiyor bizimle, ama ortak olacağı şirketi tanımak istiyor. Bu yüzden bir şirket yemeği düzenliyorlar
Ali: Peki ne zaman bu şirket yemeği
Demir: Şu an yurt dışındalarmış, geldikleri vakit yapmak istediklerini söylediler
Ali: Tamam, onlardan haber beklediğimizi söyle
Demir: Tamam
Ekip yemek yemeye devam eder, yemekler yendikten sonra çay faslına geçilir. Selvi Ali'yle konuşmak için ekibin yanına gider, ekip Selvi'ye görünce hepsi ayağa kalkar (saygıdan dolayı)
Selvi: Oturun çocuklar oturun, rahatınızı bozmayın (Ali'ye döner) oğlum bir gelir misin (Nazlı'ya döner) Nazlı oğlumu kaçırıyorum senden, biraz da biz sohbet edelim
Nazlı: (gülerek) Estağfurullah anne
Ali: Anne bir şey mi oldu
Selvi: Gel benle Ali
Alsel ekibin yanından uzaklaşır ve eve girerler, ekip sohbete kaldığı yerden devam eder
Ali: Anne
Selvi: Otur Ali (Ali koltuğa oturur, Selvi'de yanına oturur) anlat bakalım, evlilik nasıl gidiyor
Ali: İyi gidiyor annem, çok iyi gidiyor
Selvi: Maşallah nazar değmesin evliliğinize
Ali: Teşekkür ederim anne... De başka bir konu var (Selvi yanında getirdiği yüzük kutusunu açar ve yüzüğü çıkarır. Selvi'nin yüzüğü idi bu, Adil Selvi'ye bu yüzüğü almıştı) anne
Selvi: Baban bana bu yüzükle evlenme teklifi etmişti oğlum. Bende sonra kendime bir söz verdim, ilerde doğacak çocuğum evlenir ise, bu yüzüğü gelinime takacam diye
Ali: Annem
Selvi: (Selvi Ali'nin lafını keser) Sözümü bitirim, bak oğlum. Şu an evlisin, sorumlulukların var, yürütmen gereken evliliğin var, koruman gereken ailen var. Şimdi senden istediğim, bu yüzüğü gelinim Nazlı'ya takman oğlum (Ali bir şey diyeceği sırada Selvi izin vermez) Ali beni dinle.
Ali: Anne bu çok değerli, ben bunu kabul edemem
Selvi: Sana kabul edip etmediğini sormuyorum Ali, alıyorsun dediysem alacaksın (Ali tereddütte kalır) için rahat olsun oğlum. Bu yüzüğü gelinim takacağı için ben çok mutluyum
Ali: Canım annem (AlSel birbirine sarılır, bir süre sonra ayrılırlar, ikisininde gözleri dolmuştur. Selvi yüzüğü Ali'ye verir) daha fazla kutusunda kalsın istemiyorum, hak ettiği yerde dursun istiyorum. Ben bu yüzüğü gelinimin parmağında görmek istiyorum oğlum
Ali: Sen nasıl istersen sultanım
Selvi: Hadi bakalım, bu kadar duygusallık yeter, karın seni bekliyor
Ali: Teşekkür ederim sultanım
Selvi: Hadi git, bekletme daha fazla
Ali ekibin yanına geri döner, Selvi ise oğlunun arkasından tebessüm ederek bakar, sonra odasına çıkar. Ekip uzun bir süre sohbet ettikten sonra içeri geçerler, herkes kendi odasına çıkar, AlNaz odaya girer, üstlerine rahat bir şeyler giyip yatağa girerler, Nazlı Ali'nin durgun olduğunu anlar
Nazlı: Sevgilim neyin var
Ali: (kendisini toparlar) Yok bir şey Nazlım, iyiyim ben
Nazlı: Emin misin
Ali: Eminim güzelim
Nazlı: Yalan söylemeyi beceremiyorsun hâlâ
Ali: Yakalandım dimi
Nazlı: Evet
Ali: Yarın anlatsam olur mu güzelim, şimdi sana sıkı sıkı sarılıp uyumak istiyorum
Nazlı: İstediğin zaman anlatabilirsin sevgilim, seni zorlamayacam (başını Ali'nin göğsüne koyar ve iyice Ali'ye sarılır) İyi geceler Alim
Ali: İyi geceler Nazlım
Alnaz birbirine sımsıkı sarılarak huzurlu bir uykuya bırakırlar kendilerini...
![](https://img.wattpad.com/cover/291126989-288-k532732.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)
ActionGeçmişi yüzünden kendisini aşka kapatan bir adam. Ve o adamın hayatını değiştirecek bir kadın. Ali Vefa kendisini ve kalbini aşka kapatmış biridir, ama hayatına girecek olan kadın her şeyi değiştirecektir. Alnaz'ın aşk dolu hikayesini okumaya hazır...