Keyifli okumalar herkese!
*******************|3 GÜN SONRA|
Çınar'ı eğlence gününden sonra sadece yapılan yayınlardan görebilmiştim. Özellikle ilk zamanlar kral olmanın yükümlülüğünün onu görme miktarımı azaltacağını biliyordum. Ama bunu biliyor olmam bu durumu daha da katlanılabilir kılmıyordu. Eski Bay Çivi gitmiş, yerine koskoca bir kral gelmişti. Herkesin majesteleri diye seslendiği bu adam Açelya'nın artık odak noktasıydı. Her şey ona bağlıydı. Tek bir sözüyle eski Açelya düzeni tamamen değişebilirdi.
Buraya ilk gün geldiğimden beri bana ayrılmış olan küçük dairemdeydim. Burası birinci birimlere ait bir daireydi. Üçüncü birime geçtiğim zaman bile burada kalmıştım. Daha lüks bir yerde kalabilirdim. Üçüncü birim olduğumu söylemem ile bana üçüncü birimlerin kaldıkları lüks odalardan ayarlayabilecek olan görevliler her yerdeydi. Ama sanırım bu küçük daireyi seviyordum. Bu yüzden bu güne kadar daha lüks bir yere taşınma hevesine girişmemiştim.
Yatağımda uzanmış bir vaziyette tavanı izlemeye devam ederken kaşlarım istemsizce çatıldı. Daha iyisini istememiştim. Daha iyi bir yerlere gelebilmek için hiç çabalamamıştım. Hayatı boyunca "büyüyünce ne olacaksın?" sorusu sorulmamış ve bunu hiç düşünmemiş bir kızdım. Gelecekten hiç ümidim yoktu. Bir şekilde yaşamaya bakmıştım. Ama artık bir şeyler değişmeliydi. Annemle geçirdiğim zavallı yılların ümitlerimi kırması doğruydu. Lakin o ümitsizliğin tüm hayatıma yayılmasına izin veremezdim. Yirmi yaşındaydım ümitsizlik için fazla gençtim.
Kapı tıklatıldığı anda başımı kapının olduğu yöne çevirdim. Artık gitme vaktiydi ve bu da benim için son uyarı olmalıydı. Bu durumu göç olarak nitelendirebilirdim. Açelya'nın giriş kısmı, Açelya'nın merkezine doğru taşınıyordu. Çünkü kral merkeze daha yakın olursa, etraftan daha kolay bilgi alacak, yönetim daha da kolaylaşacaktı. Bu arada uzun bir süre Açelya'nın dünyada bir yer olduğunu düşündükten sonra bana burasının gezegen olduğu söylenmişti. Ama dün herhangi bir üçüncü birimden öğrendiğime göre aslında Açelya resmen bir ülkeydi! Bu gezegenin en güçlü ve en büyük ülkesi olduğu için Açelya'daki halk gezegeni Açelya diye nitelendiriyordu. Lakin farklı farklı ülkeler de vardı. Kimileri dost, kimileri düşmandı. Arlyn'in olduğu yer ise düşman bir ülkenin sınır kısmıydı. Üçüncü birimler Arlyn'den hayli haberdarlardı.
Önceden hazırladığım bavul gibi kullandığım sırt çantamı iki omzuma taktım ve gri valizimi de köşeden aldım. Sadece çantayla olmayacağı için valiz de kullanmak gerekiyordu. Bu daireyi özleyeceğimi biliyordum. Açelya'da en ufak bir değişiklik bile büyüyebiliyordu. Biliyordum ki gittiğimiz yerde de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
******************
Sıfırıncı birimler bizle gelmiyordu. Birinci birimler sıradan otobüslerle bu sıcakta uzun bir yolculuk çekeceklerdi. İkinci birimler ise daha lüks araçlarla merkeze yerleşeceklerdi. Üçüncü birimlere gelince, yerin altından trenle gidecektik. Hem güneş yüzü görmeyecektik -ki bu fikir benim hoşuma gitmişti- hem de trenin rayları hareketliydi. Yani hem tren hızla gidecek, hem de raylar onunla gidecekti. Çok daha erken merkeze varıp yerleşebilecektik.
Kraliyet ailesine gelince onlar özel jet ile gideceklerdi.
"Duru'ydu değil mi?" diye sordu trenin önünde elinde liste olan bir adam. Aşağıya hem asansör hem de merdiven vardı. Merdiveni indiğim için biraz yorulmuştum ve beyaz ışıklarla aydınlatılan alt kısmın soğuk olduğunu fark etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇELYA
Fantastik"Hiçbir ölümlü, seni benden alabilecek kadar kudretli değil." Etrafa korku saçan gizemli bir adamın rüyasına giren ve rüyasında ona sığınan bir kıza olan sonsuz sadakati Dünya'dan bağımsız bir yer olan Açelya'daki dengeleri altüst etmek için güzel...