11. Bölüm |Sınavın Sorusu|

109K 3.8K 266
                                    


Keyifli okumalar. :)

&&&&&&&&&&&&
Çınar'ın sırtını yasladığı büyük,gri taşlara bende yaslandım.Taşlar soğuktu ve bu soğukluğun tüm bedenime yayılması uzun sürmedi.

Çınar'a herhangi bir şey söylemek istedim ama sonra bundan vazgeçtim.O bıçak yarasının verdiği acıyla uğraşırken ben elimden bir şey gelmiyor,üzgünüm diyemezdim.

"Üniversitede olman gerekirken düştüğün şu durumlara bak." dedi küfreder gibi.Bana kendisini düşünmememi defalarca kez hatırlatırken şimdi acı çekerken bile beni düşünüyordu.

"Bu seni ilgilendirmez." diye cevap verirken etraftaki topluluğun bize kaçamak bakışlar attığını farkedebiliyordum.Onlara konuşmamızın garip geldiği surat ifadelerinden belliydi.

"Eğer üniversite okuyacağını belirtseydin seni Açelya Üniversite'sine bir otobüs sayesinde gönderirlerdi.Sende böylelikle hiçbir şey bilmeden hayatına devam ederdin." diye devam etti.Sırtındaki yara her saniye canını daha da yakıyor gibiydi.Bıçakta zehir olmamasını diliyordum.

"Senin için ne yapabilirim ?" diye sordum.Sanki onu dinlemiyormuş gibi başka bir cümle kurmam hafif kaşlarını çatmasına sebep oldu ama kendimi burada haklı görüyordum.Bu kesinlikle onu ilgilendirmezdi.Eğitim durumum yalnız beni ilgilendirirdi.

"Bir şey yapma." diye mırıldandı."Eğer bıçak zehirliyse ölümümü izlemekten başka bir şey yapamazsın zaten." diye devam ettiğinde "Sus !" diye bağırdım.Bu sefer etraftakiler bize daha dikkatli bakışlar atmaya başlamıştı ama bu umrumda değildi artık.

Elimi biraz terlemiş olan yüzünde gezdirdim.Sol yanağında küçük bir kesik daha yeni oluşmuştu.Elimi kısa sakallarında gezdirdim ve sakalların elime verdiği hisle biraz garip bir duyguyla kaplandım.Birden kendimden bile beklemeyeceğim bir anda alnını alnıma yasladım.Şaşkınlığını gözlerinden okuyabiliyordum.Bir yandan da güçlü elini tuttum ve sıktım."Lütfen." dedim."Lütfen böyle söyleme."

"Duru." diye fısıldadı.

Elimi elinden çektim ve elimle dudaklarını kapattım.Çok değişik duygular barındıran güçsüz bedenim başımı döndürecek gibi oldu.Bu yüzden ondan hemen uzaklaştım.Hızlı bir şekilde nefes alıp verirken göğsü kalkıp iniyordu.Onu böyle görmek,daha kötüsü benim yüzümden böyle olduğunu bilmek beni fazlasıyla üzmüştü.

"Sanırım beni değiştirdin." diye mırıldandım.Sonrasında ellerimle yüzümü kapattım ve "Ben kimse için üzülmezdim ama sen..." devamını getiremedim.Ya etraf soğuktu ya da ruhum buz tutmuştu.Hangisiydi bilmiyordum ama kendimi gerçekten kötü hissediyordum.

"Duru,eğer ağlayacaksan bunu gözümün önünde yapma.Ağlamanı görmek istemiyorum." diye mırıldandı.Ses tonu baygın çıkmıştı.

Ellerimi yüzümden çektim ve "Belki de sırtındaki kanamayı durdurursak kendini daha iyi hissedersin ?" diye sordum.Bez aramak için bulunduğum kocaman odanın etrafına bakarken "Benim için neden uğraşıyorsun ? Biliyorsun ki bazen kendime hakim olamıyorum." duraksadı.Kaşları hafif çatılırken "Şuan seni odamın duvarına çivilediğimi hayal ediyorum belki de.Bunu bilemezsin.Ne kadar tehlikeli olduğumu bilmiyorsun.Bu yüzden benim için hiçbir şey yapma." diye devam etti.

Ona ağzım açık bir şekilde bakarken bedenimin iyice güçsüzleştiğini farkettim ve yere oturdum.Lacivert gözlerinin içindeki açık mavi çizgiler bile onun diğer insanların davranışlarını sergilemediğini gözler önüne serer gibiydi.Çınar Kızılkaya benim bu hayatta gördüğüm en korkutucu ve yakışıklı adamdı belki de.Bu ikisi birleşince ortaya hiçbir kızın hayır diyemeyeceği tehlikeli biri çıkıyordu ve bu tam olarak da Çınar Kızılkaya'ydı.

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin