3. Sezon - Bölüm 3 |Aciz Kalp|

46.4K 1.7K 570
                                    

Bölümün sonundaki sizlere notumu lütfen okuyun.

Keyifli okumalar dilerim herkese! :) Yanlış hatırlamıyorsam önceki bölümlerde bir okurum doğum günü olduğundan ve bölümün artık gelmesi gerektiğinden bahsetmişti. Hadi bu bölüm ona olsun. İyi ki doğdun! :)

*************************

Bay Çivi'nin eli çenemi kavramıştı, ikimiz de bir süreliğine sadece gözlerimizin içine bakmaya karar vermiş olmalıydık. Gözbebekleri büyümüştü. Ama yine de lacivert rengin etrafına bir ağaç dalları gibi tutunan açık mavi çizgileri görebiliyordum. O çizgiler dünyanın en güzel çizgileriydi.

Çınar yüzümün her ayrıntısını sanki yeniden keşfediyormuş gibi incelerken bir an duraksadı. Kafasına yeni yeni düşüncelerin tırmandığını hissederken beni üzerinden anice itti. Yatağın kenarında yerimi alırken anlamayan bakışlarla ona baktım. Zorlansa da ayağa kalktı ve odanın büyük dolabındaki çekmeceleri hızla karıştırmaya başladı. Kaşları çatıktı. Birden bu ciddi hale bürünmesini anlayamamıştım.

"Sorun ne?" diye sordum.

O ise hiç beklemediğim bir anda yüzünü bana dönüp "Git buradan!" diye bağırdı. Vahşi bir kurt gibi görünüyordu. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Beni istediğini söylemişti. Birden ne değişmiş olabilirdi ki? Kalbim hızlanırken zar zor kelimeleri toparlıyordum.

"Bak ne olduğunu bilmiyorum ama seni anlayabilirim. Sadece seni anlamama yardım et." dedim. Sesim çok cılız çıkmıştı. Önce onun uykusunda söyledikleri içimi parçalamıştı, şimdi de o parçalar bu kadar tuzla buzken ortaya çıkan yeni bir tavrını anlamaya çalışıyordum. Onun bazı zamanlar çok dengesiz olduğunu zaten biliyordum. Ama şu an ikimiz için de büyük bir an olabilirdi...

"Defol git Duru!" diye bağırdı ve çekmeceleri karıştırmaya devam etti. En sonunda küçük şeffaf bir kutu buldu. İçinde sarı renkli haplar vardı. Gözlerim birden kocaman açılırken zihnimin bu haplarla ilgili hatırladıklarımı önüme dökmesi uzun sürmedi. Çınar'ın bana karşı olan yoğun duygularını bastırabilmek için hap kullandığını öğrenmiştim. Ama sonradan bunları bıraktığını düşünüyordum. Yoksa hiç bırakmamış mıydı?

"O haplar benim yüzümden mi?" diye sorarken sesimdeki kırgınlık sanki somut bir hale gelmişti. O kırgınlık adeta kalbime saplanmıştı. Çenem istemsizce titremeye başladı.

Bana doğru geldi ve kolumu sertçe yakalayıp beni oturduğum yataktan kaldırdı. Hiçbir şey söylemeden beni kapıya doğru götürürken diğer elindeki hap kutusunu gözüme kestirdim ve onu hızla elinden aldım. Bu ani hareketim karşısında neye uğradığını şaşırdı. Ondan kurtulup mutfağa doğru koştum. Mutfaktaki açık pencereden hap kutusunu hiç düşünmeden aşağıya doğru fırlattım. Onu ne kadar sinirlendireceğimi az çok tahmin edebiliyordum. Ama onun gerçek yüzünü görmek istiyordum. Gerçekte ne kadar vahşi, ne kadar saldırgan bir adam olduğunu bilmeliydim. Ayrıca onun aşağıya atılmış bir kutu için aşağı inip onu almaya tenezzül etmeyeceğini de biliyordum.

Kısa süre içinde mutfağın kapısında onun ölümcül surat ifadesiyle karşılaşır karşılaşmaz irkildim. Kapının oradaydı. Durmuştu. Kaşları çatıktı ve dudakları düz bir çizgi halini almıştı. Ellerini sıkmıştı. Bu güzel beden, sinirden iyileşmiş, eski dinç halini almışa benziyordu. Ve güzel bir beden en fazla bu kadar tehlikeli görünebilirdi. Bir şeyler söylememi bekliyordu.

"Hapları attım." diyebilmiştim. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Yüzümün de ısındığını hissedebiliyordum.

"Beni çok zorluyorsun." dedi dişlerinin arasından.

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin