Keyifli okumalar :)
************
Yerdeki tabaktan daha çok kırılmış,daha çok parçalara ayrılmıştım.Her zaman güçlü bir yapım olduğunu düşünürdüm.Çınar ise sanki o güçlü yapımı benden koparıp atmaya çalışıyordu."Sen." diye mırıldandım."Sen onu nasıl tanıyabilirsin ki ?"Etraf dönüyor,kelimeler etraftaki yarı açık pencerelerden aşağı atlıyordu.Gücüm tükeniyor ve göz kapaklarım açık durmakta zorlanıyordu.Lacivert gözlerini kaçırdı.Sonra da eğildi.Yere düşürdüğüm tabağı ve yemekleri eliyle toplamaya başlarken "Bunları ortadan kaldırsak iyi olacak." diye mırıldandı.Sonra eğilmeyi bıraktı ve elindeki tabak ve bir kaç parça eti masaya bıraktı.Tekrar eğildi ve yerdeki parçaların hepsini masanın üzerine bıraktı.Kafamı iki yana hafifçe salladım.Konuyu değiştirmeye çalışıyordu.Bunu yapmamalıydı.
Cevap bekleyen bakışlarımı farketti ve "Bu konuyu açmamalıydım.Unut gitsin." dedi kalın ama hoş sesiyle.Sonra da beklemediğim bir anda arkasını döndü.Gidecekti.
Hayır,gitmemeliydi.Peşinden hızlı adımlarla gittim.Onun kolunu tuttum.Durmuştu.Bize doğru bakan kalabalığa aldırış etmedim.Hiçbiri yanımıza gelmezdi.Açelya'daki topluluklar bir olaya müdahale etmek yerine sadece izlemeyi tercih ederlerdi.Sonra da izlediklerini başkalarına anlatmayı...
Bay Çivi lacivert gözlerini üzerimde gezdirdi."Beni bu şekilde bırakamazsın." diye fısıldarken ayakta durmaya direniyordum.Kahretsin ! Ağlamamak içinde direniyordum ki ağlamaktan nefret ederdim.Benim için güçsüzlüğün simgesiydi.
Bakışlarını dudaklarımda gezdirdi ve "Buradan bakınca iyi görünüyorsun.Ve de güzel." dedi.
Kaşlarımı çattım.Ne iyiydim,ne de güzeldim."Ne hissettiğimi bilemezsin !" diye haykırdım.Huzurun daha fazla kaçmamasını isteyen biri müziğin sesini açmıştı ve bu da toplumun dikkatini dağıtmıştı.İşime gelen bir durumdu.Çınar kulağıma doğru eğildi.Sıcak nefesini kulağımda ve sağ yanağımda hissedebiliyordum.
"Biliyorum." dedi."İnan bana ne hissettiğini biliyorum."
Bu cümlesinden sonra yavaş adımlarını katın çıkış kapısına doğru yönlendirdi.Ona bir süre daha baktıktan sonra o gözden kayboldu.Benim için hiçbir şey olmamış gibi davranma vakti gelmişti sanırım.Bizi terkeden adam için çok bile tepki vermiştim.Bu sadece...tuhaf bir durumdan ibaretti.Çınar nasıl olurda o adamı tanıyabilirdi ki ?
Üzerinde bolca yemeklerin bulunduğu masaya döndüm.Karnımı doyurduktan sonra düşünmek için bol bol zamanımın olacağını biliyordum.Yeni bir tabak çıkardım ve bu sefer küçük hamburgerlerden dört tane aldım.Yan tarafta içi dolu bardaklardan ayran dolu olanı aldım.Arka taraflarda boş olan masalardan birine hızlı adımlarla geçtim.Beyaz masanın üzerinde kurşun kalemle bir yazı yazılmıştı.
Buradaki son günüm,yarın öldürüleceğim.Elveda hayat,elveda Açelya...
Yazıyı okuduktan sonra iştahımın kesildiğini hissettim.Yinede bedenime daha fazla işkence çektirmemek için ayranımdan yudumlamaya başladım.Burası gerçekten de korkunç bir yerdi.İnsanı deli edecek kadar sayısız işkencelerle dolu olmalıydı.Neyseki o işkencelerin çoğu ile henüz tanışmamıştım.
Kısa süre sonra bana doğru gelen müdüreyi farkettiğimde göz devirmemek için kendimi zor tuttum.Bu bir şaka olmalıydı.Bembeyaz uzun bir elbise giymişti.Ona yakışmamıştı.Bu kadına artık hiçbir şey yakıştırmıyor,ne yapsa sinir olmaya başlıyordum.O gelmeden önce iki tane hamburgeri hızla ağzıma tıktım.Müdüre geldiğinde hamburger yemek için fırsat bulamayabilirdim.Kısa süre konuşamayacak dereceye gelmiştim.Hamburgerler şimdilik buna izin vermiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇELYA
Fantasy"Hiçbir ölümlü, seni benden alabilecek kadar kudretli değil." Etrafa korku saçan gizemli bir adamın rüyasına giren ve rüyasında ona sığınan bir kıza olan sonsuz sadakati Dünya'dan bağımsız bir yer olan Açelya'daki dengeleri altüst etmek için güzel...