2. Sezon - 14. Bölüm |Yeni Tavırlar|

58.7K 1.8K 183
                                    



*****************

Canlı yayından gelen şarkı sesleri, kulaklarımı ona doğru olan her adımımda daha çok dolduruyordu. Kalbim ise ince bir kız sesinin seslendirdiği bu yabancı şarkıya eşlik ediyor gibiydi. Çok hızlı bir eşlik, adeta göğüs kafesimi delmeye çalışan bir eşlik...

Zachary yanımda yürürken aramızda şimdilik sessizlik hakimdi. Gerçekten...Çınar'la arkadaş mı olacaktım? Kimi kandırıyordum ki? Onunla arkadaş olmak için değil, ona biraz olsun yakın olmak için bu arkadaşlık fikri kulağa hiç de fena gelmemişti. Çınar elbette gösteriş meraklısı biri değildi ama ben ona olan sevgimi onun kadar hiç de gösteremiyordum. O Açelya'da benden çok çok daha önemli bir şahıstı. Ve benimle bir ilişki yaşaması için önüne bir çok fedakarlık gerektiren durum çıkmıştı. Kahretsin! Kahretsin! Bu kadar çok fedakarlık bitirdi! Lanet fedakarlıklar! İkimizi de sonuna kadar bitirdi!

"Sana arkadaşlık mevzusundan bahsettim, ama şu an sana bir zarar gelmesinden korkuyorum." diye itiraf etti Zac. Bu sırada canlı yayına iyice yaklaştığımız için ikimizin de yüzünü loş ışık sarmıştı.

Zachary cevap bekliyordu. Ama ona cevap vermedim. Çınar çok iyi duyan bir adamdı. Ve bir anda Çınar'ın kulaklarının dikkatinin bizde olduğu hissine kapılmıştım. Belki biraz ötede konuştuğumuz arkadaş mevzusunu da duymuştu. Bilemiyordum. Neyse ki bir İblis değildi, içimi okuyamıyordu. Bir konuda başarısız olması aslında çok da kötü değildi. Görüş alanıma Bay Çivi girdiğinde onun sadece bana dönük olan sırtı bile beni titretmeye yetmişti. Ve ben şimdi fark etmiştim ki, ona Bay Çivi diye hitap etmeyi bile delicesine özlemiştim.

Çınar'a gerçekten çok aşıktım. Eğer ona biraz yakın olursam hakkındakileri öğrenebilirdim. Onun iyi mi kötü mü olduğunu bilmek benim hakkımdı. Ona göre sevinecek, ona göre mahvolacaktım. Belki...belki çözüm bulmaya da çalışırdım. Ah, hayır. O kadar ileriye gitmeme izin vermeyeceğini biliyordum. Belki şu arkadaş meselesine de izin vermezdi. Yine fark etmiştim ki ilişki, onun izin verip vermediklerine göre düzenleniyordu. Eskiden...yani eskiden öyleydi. Şimdi ilişki de kalmamıştı.

Sahra Çınar'a doğru bir kahkaha atarken kaşlarım birden çatılmıştı. Dikkatim onların masasındayken Defne'nin yanıma geldiğini tam fark etmemiştim bile.

"Duru, Zac ile konuşmak iyi geldi mi?" diye sorarken ses tonundaki endişeyi algılamam çok da zor olmadı.

"Ben bir yere gidip geleceğim." diyerek Zac ve Defne'den uzaklaşırken "Sakın bana Çınar'ın yanına gideceğini söyleme." dedi Defne. Beni engellemeye çalışıp kolumu tutacaktı ki, Zachary Defne'yi durdurdu. Pekala, işte şimdi başlıyorduk. Nasıl konuşacağım hakkında bile en ufak bir fikrim yoktu. İçimi saran derin bir ürperti, kollarımın hafif titremesine neden oluyordu. Ve hiçbirinin titrememi fark etmesini istemiyordum.

Onlara doğru ilerlemeye devam ederken Müdire beni fark etti, sonra da Çınar'a kaş göz işareti yaptı. Çınar ise sırtını hiç dönmeden kafasını bir kez yukarı aşağı ağır hareketle salladı. Bu anladığım kadarıyla 'Duru'nun bize doğru geldiğini zaten biliyorum.' demekti.

Sahra'nın da renkli gözleri üzerimdeydi. Zaten çok güzel bir kızdı, fakat bu sefer ayrı bir güzel olmuştu. Kıvırcık yaptırdığı sarı saçları, ona en fazla bu kadar yakışabilirdi. Yarkın ve Ezel'e gelecek olursam kendi aralarında derin bir sohbete kapılmışlardı.

"Çınar."

Ağzımdan çıkan bu muazzam ismin kalbime bir hançer indirdiğini hissettim. Bu ismi, o tam karşımdayken söylemek çok farklı bir histi. Çınar...ağzımda dağılan bu enfes isim, sanki bir kez daha sesli söylersem beni ağlarken ortaya dökülen hıçkırıklara boğacaktı.

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin