29. Bölüm |Körelmiş Duygular|

66.3K 2.3K 316
                                    

Koyduğum resim bölümü daha iyi anlatamazdı herhalde. Bu sefer her zamankinden biraz daha uzun bir bölüm. :)

***************

Ertesi gün kulağa hoş gelmese de Çınar ve Sahra'nın gözüne gözükmemek için, biraz da ülkemi özlediğim için erkenden kalkmış, Çınar'ın alnına "iyi uykular" öpücüğü kondurup onun istemeden de uyanmasını sağlamış ve dışarı çıkmıştım. Bugün zamanımı Ümraniye'de geçirmeyi planlıyordum. Oraya arada bir gidiyordum. Kafamı dinlemek ve Üsküdar'dan biraz olsun uzaklaşmak istediğim zaman listemin başlarında geliyordu. Sabah Çınar'dan istediğim para Kadıköy'den bir minibüse binip Ümraniye'ye doğru gitmeme olanak sağlamıştı. Güneş çok bunaltıcıydı ama bir yandan da serin rüzgarın esmesi kafaları karıştırıyordu. Minibüs şoförü minibüs dolana kadar bekledi. Tekli koltukta cama bakar bir vaziyetteydim. Bir telefonum olmadığı için Çınar'ı arayamazdım. Bu can sıkıcı bir durumdu ama daha kötüsü Sahra ile Çınar'ın günü beraber geçirecek olmalarıydı.

Kendi kendimi rahatlatmaya çalıştım. Çınar'a güveniyordum. Sahra ne kadar güzel olursa olsun Çınar'ın dikkatini çekemeyeceğini de biliyordum.

**************

Ümraniye'de Canpark adlı alışveriş merkezinin girişteki kalabalığına kendimi atmış, alt kattaki marketten uygun fiyata yiyecekler almış, onları sırt çantama sokmuş, sonra da en üst kattaki sinema yerine gitmiştim. Neyseki kalabalık fazla yoktu. İlk seanslar gözlük hariç yedi liraydı. Suicide Squad adlı filme girip kafamı mükemmel bir şekilde dağıtmıştım. Üç boyut sayesinde filme iyice konsatre olmuştum, yan tarafımda patlamış mısırını dişlerinden bolca ses çıkartarak yiyen çifte rağmen...

Mola zamanında takıntım olduğu için üç boyutlu gözlüğümü silmeye çalışmış, bu sırada daha da batırmıştım. Siyah, gri çizgili tişörtümün ucuyla gözlüğü iyice sildikten sonra en azından rahatlamıştım. Joker ve Harley'in çılgın aşklarına son sahnede bir kez daha hayran olmuştum. Film çıkışı alt kata inip yemek bölümünde dolanmış en sonunda da hamburger almıştım. Alışveriş merkezindeki hemen hemen her mağazayı gezdim ve lavaboya gittim. Vakit geçirmem gerekiyordu. Gece on ikiye kadar bir şeylerle uğraşmalıydım. Sahra sonradan gece on ikiye kadar şart koymuştu. Çınar'dan Çınar için ayrı kalıyordum ve fark ediyordum ki ona çok alışmıştım. Yalnızlığımı çivileriyle yerinden sökmüş ve kanlı elleriyle onu bir kenarıya atmıştı. Ben ise ona engel olmaktan çoktan vazgeçmiştim. Alışveriş merkezinden çıktım, çarşıyı dolaşmaya başladım. Yemek yemekten hoşlandığım için bir restoranda tekrar yemek yemiştim. Zamanın dolaşarak geçmeyeceğini fark ettiğim için alışveriş merkezine tekrar girmek üzere yola koyuldum. Sinema izlemezsem zamanımı harcayamayacaktım.

*****************

Saat on ikiye geldiğinde otel dairemizin önündeydim. On ikiye kadar dışarıdaydım, üstelik dairede olmamda sakınca yokken...Sadece eski günlere dönmek istemiştim biraz. Akşam ve gece vakitlerini çok severken çıkmama izin verilmediği vakitler evden kaçtığımı ya da üzerime gelindiğinde yalnız kalma ve biraz özgür hissetme adına yaptıklarım gelmişti aklıma.

Dairenin kapısını kartımla açtım ve içeriye girdim. Çınar buradaydı. Saçları ıslaktı ve üzerinde koyu sarı tişört, altında da gri eşofman altı vardı. İnce tişörtünden kaslı yapısı belli oluyordu.

Ona kendimi zorlayarak gülümsedim ve dairenin kapısını kapattım. "Nasıl geçti günün?" diye sordum samimiyetsiz ses tonumla. Komidinin üzerindeki sarı ışıkları görmesem de açık olduğunu odaya yayılan ışıktan fark edebiliyordum. Çınar'ın bedeni sarı ışıktan dolayı aydınlanmıştı.

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin