28. Bölüm |Aile Yemeği|

63.1K 2.2K 130
                                    

Keyifli okumalar :)
******************

Ayaklanmak için bir hareket yaptığımda Çınar beni kollarına almıştı. Onun boynuna kollarımı doladım ve kafamı göğsüne usulca yasladım. Hala olanların etkisindeydim. Belki ilk zamanlar böyle bir şey olsaydı bunu kabullenebilirdim ama Çınar hayatıma girdiğinden beri böyle bir şeyi kabullenmem imkansızdı.

"Kolların ağrımasın." diye mırıldandım. Onun kollarının ağrımayacağını biliyordum. Sadece...onun ses tonuna bile ihtiyacım olduğunu hissettim. Kulaklarımın o güzel ses tonunu duymaya ve bunların bir rüya olmadığını sindirmeye ihtiyacı vardı.

"Öyle bir durum olmayacağını biliyorsun." dedi ve başımı öptü.

"Şimdi nereye gidiyoruz?" diye sordum.

"Giriş binasına. Sağlığın kontrol edilecek ve kendini toparlaman için ilaç verilecek."

Kafamı tamam anlamında salladım. Sonra da "Ses tonun çok güzel." diye mırıldandım. Bir süre cevap gelmedi.

"Demek öyle." dediğinde kafamı göğsünden çekip bakışlarımı yüzüne odakladım. Yüzü keyifli bir haldeydi.

"Öyle." diye karşılık verdim.

****************

Giriş binasından içeriye girdik. Çınar asansör fobim olduğunu bildiği için merdivenleri çıkmaya başladı. "Kaçıncı katta?" diye sordum.

"Müdiren bir çılgınlık yapmadıysa en üstlerde olması gerekiyor."

Çınar'ın yorulmadığını ve bir ağrı hissetmediğini bilsem de sanki onu yoruyormuş gibi hissediyordum.

"Belki de asansöre binmeliyiz." dedim.

"Duru, sorun değil. Gerçekten."

Ona cevap vermedim ve kafamı tekrar göğsüne yerleştirdim. Onun bir sürü kişinin canını yakan ellerinde kendimi güvende hissedebilmenin tuhaflığını yine hissediyordum. Ama ona olan yüce duygumun verdiği hissin çok daha özel olduğunu ve korku duygumu örttüğünü de biliyordum.

*************

Sağlığımın kontrol edileceği odanın bana gösterdikleri sahte rüyadakiyle aynı olduğunu fark edince Çınar'a baktım ama bir şey diyemedim. Bakışlarımdan ne diyeceğimi anlamış olacak ki "Burası kasıtlı bir şekilde bu görünümde. Müdiren insanların kafalarını karıştırmayı iyi biliyor." dedi ve beni nazik bir şekilde yatağa doğru bıraktı. İki beyaz önlüğü olan kadın içeriye girdiklerinde usulca bileklerime, boynuma, belime ve ayak bileklerime renkli teller sarmaya başladılar. Bu sırada ben de onları şaşkınlıkla izliyordum. Göz ucuyla baktığımda fark etmiştim ki Çınar'da beni izliyordu. Tellerle olan işlerini bitirdikten sonra alnıma demir renginde bir bant yapıştırdılar. Aynı renkteki bantlar kısa sürede boğazımda ve ayak bileklerimde de yerlerini bulmuştular. Kadın elindeki küçük siyah cihaza baktı ve tam ortasında duran kırmızı düğmeye usulca bastı. İşte o an vücudumdaki teller elektrik etkisi yaratmaya başlamış, bantlar da yanma hissini vücuduma hızlı bir şekilde yaymaya başlamıştı. Titriyordum ve kasıtsız bir şekilde ağzımdan garip sesler çıkıyordu. Bu sırada görüşüm hafif bulanıklaşıyordu. Güvende hissetmek için Çınar'a doğru bakıyordum. Yüzü ne kadar bulanık görünse de onun burada olduğunu bilmek bana güven veriyordu.

AÇELYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin