Keyifli okumalar herkese!
***********
İnci'nin yüksek sesi, uykusuzluktan ağrıyan gözlerimin açılmasına neden oldu. Yaklaşık iki buçuk saat uyumuş olmalıydım. Sadece kahrolası iki buçuk saat!
"Kalk artık!"
Kaşlarım çatıldı. Yorganı üzerime çektim ve ona cevap vermedim. Yaklaşık iki buçuk saat uyuduğuma neredeyse eminken bana kalkmamı mı söylüyordu? Cidden mi?
Gözlerimi sıkıca kapatıp yorganın altında giderek azalan oksijeni içime çekmeye başladım. Yaklaşık on saniye sonra İnci'nin küçük yatak odasını geldiğini hissettim. Yorganı üzerimden hızla kaldırırken kaşlarım daha da çatıldı ve gözlerimi sinirle açıp onun makyajlı suratına baktım.
"Sana kalk diyorum!"
"Pardon?" diye sordum. "Bana emir vermek için kimsin?"
Gözlerini devirdi. Bu sırada elinde saç maşası olduğunu ve mor renk kısa bir elbise giydiğini fark etmiştim. Cidden mi? Daha güneş yeni yeni doğmuşken elinde saç maşası olması ve bu hazırlığı beni afallatırken çabuk toparlandım.
"Bak kızım, biz senin için büyük bir fedakarlık yapıyorsak senin de bize uyman gerekir." dedi ölümcül bir sesle. Elindeki saç maşasıyla bana saldırma ihtimalini kafamda bir süreliğine tarttım. Başkalarına karşı nasıldı elbette tam bilmiyordum ama bana karşı oldukça saldırgan bir dişi olduğunu biliyordum.
Ellerimi teslim olmuş gibi yukarı kaldırdım. "Pekala, sakin ol. Fedakarlığınızın ne olduğunu bilmeden nasıl size uymamı bekliyorsunuz? Benim için ne yaptınız, nasıl bir oyunun içindesiniz hala bilmiyorum. Belki de bana anlatmalısın, ha?"
Gözlerini devirdi. "Unut bunu."
"Hay hay." dedim ve yatağa geri gömüldüm. Yorganı tam kafama çekecekken İnci konuşmaya devam etti. Ama bu sefer ses tonu saldırgan değil alaycıydı.
"Dün gece Çınar seni nasıl da bıraktı ama?"
Birden bu konuyu açması sinirlerimi bozmuştu. Apaçık beni sinirlendirmek belki de kırmak istemişti. Yorganın altındaki surat ifademi görmediği için şükrettim. Bu kıza Çınar'a karşı çok kırılgan olduğum gerçeğini göstermek istemiyordum. Çınar'ın beni deli gibi etkilediğini görmemeliydi.
"Umrumda mı?" diye homurdandım umursamaz bir sesle. Ve o an aklıma Çınar'ın gece içerken benim penceremi izlediği geldi. Zihnime kazınmış olan bu görüntü onun kızın yanına gerçekten gidip gitmediği konusunda şüpheye düşmeme neden oluyordu.
"Bak ne diyeceğim. 382. girişin harika bir mekanı var. Birazdan oraya gidip takılacağım. İstersen sen de bana eşlik edersin. Kabil'den senin için de izin isterim."
"Niye? Kabil lideriniz falan mı?" diye sordum alayla. Kabil telefonunu fırlattığım, arabayı kullanan adamdı. Beni sevmediğine emindim.
"Aslında bir durum karşısında genelde Çınar'dan izin isteriz fakat bugün yetkiler Kabil'de. Çınar biraz içeceğini söylemiş."
"Ne zaman söyledi bunu?" derken yorganı kafamdan çektim ve buruşuk bir yüzle İnci'ye baktım.
"Dün gece Kabil'i aramış." dedi İnci omuz silkerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇELYA
Fantasy"Hiçbir ölümlü, seni benden alabilecek kadar kudretli değil." Etrafa korku saçan gizemli bir adamın rüyasına giren ve rüyasında ona sığınan bir kıza olan sonsuz sadakati Dünya'dan bağımsız bir yer olan Açelya'daki dengeleri altüst etmek için güzel...
