Selam yıldızlarım :)
Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.♡
Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Bu bölüme yapacağınız yorumları da sabırsızlıkla bekliyorum. Bol bol yapmayı ihmal etmeyin :)
Medyadaki şarkıyı açıp arkanıza yaslanarak okumaya başlayabilirsiniz.
Keyifli okumalar.♡
******
65. BÖLÜM "BERABER SAVAŞACAĞIZ"
Karşımdaki doktorun gözlerinin içine baktım ve sabırla beni tatmin edecek herhangi bir şey söylemesini bekledim. Bunu bekleyen ben değildim sadece. Ömer, Işıl ve Azer de aynı şeyi bekliyorlardı.
"Yiğit Bey'in durumunu uzun süredir takip ediyorum. Emin olun iyileşmesi için de ne gerekiyorsa yapıyoruz." Diye girdi cümleye. Kalp atışım hızlandı, heyecanım arttı ve iyi bir şeyler duymayı umut etmeye devam ettim.
"Beş ay öncesine göre durumu çok daha iyi. Fakat dediğim gibi beş ay öncesine göre iyi, henüz o iyileşti diyebileceğim bir durumda değil." Gözlerimi çektim doktordan başımı önüme eğdim.
"Sırtına denk gelen kurşun onu çok zorluyor. Uzun süre de böyle devam edecek gibi. Yaraları kolay iyileşmiyor. Kalp yetmezliği hastalığı var ve öyle her ilacı kullanamıyoruz. Her tedaviyi deneyemiyoruz." Gözlerim doldu.
"Fakat emin olun her şey yapılıyor. Ömer Bey bunu en iyi siz biliyorsunuz. Biliyorum sabrınız kalmadı, artık iyi olsun istiyorsunuz ama bu öyle birkaç günde olacak bir şey değil. Biraz daha sabretmeniz gerekiyor." Yeniden baktım doktorun gözlerine. Sabrınız kalmadı mı demişti o? Durumun bununla hiçbir alakası yoktu. Ben onun ayağa kalkmasını, iyi olmasını yıllarca beklerim. Diğerleri de öyle. Bizim tek derdimiz o daha fazla acı çekmesin, daha fazla canı yanmasın.
"Biliyorum Alper Bey, bunları bize her gün söylüyorsunuz zaten. Fakat bu kez duyması gereken başka biri var." Ömer bunu söylerken benden bahsettiğini anlamak zor olmadı.
Herkesin bakışları beni bulurken sesimi çıkarmadım. Yeniden birbirlerine dönüp konuşmaya başladıklarında ayağa kalktım. Sessizce merdivenlere yöneldim. Onlar Yiğit'in durumu hakkında konuşurlarken ben hiçbir şey dinlemek istemedim, Yiğit'in yanına çıkmak istedim. Zaten doktor konuşacak denildi diye onun yanından ayrılmıştım. Yoksa buna hiç niyetim yoktu.
Üst kata ulaştım. Yiğit'in odasına doğru yürürken "Elif." diye seslendi Işıl, durup ona döndüm.
"Efendim."
"Yan odaya senin için temiz kıyafet bıraktım. Eğer duş almak istersen orayı kullanabilirsin." Tebessüm ettim.
"Teşekkür ederim." Dediğimde kocaman gülümsedi bana ve yeniden indi merdivenleri. Yiğit'in uyuduğu odaya baktım. Yanına girmeden önce gerçekten de duş alsam çok iyi olacaktı. Kendimi çok pis hissediyorum ve bu histen bir an önce kurtulmam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURALSIZ | KİTAP OLDU
Roman pour Adolescents"Ben, kalbinde yaşayabileceğim birini hayatımda isterdim," dedim ve yemyeşil gözlerinin içine baktım. "Peki sen, sen nasıl birini isterdin hayatında?" Yeşillerini denize çevirdi, iç çekti. Sabırla bekledim dudaklarından dökülecek olan cümleleri. Uz...