9. Bölüm "Masallardaki Canavar, Üvey Anne"

18.2K 2K 155
                                    

Çocuklar diğer çocukların arasına karışırken bir an nereye gideceğimi bilemeden dikildim. Sonra kalabalık kadın grubunu ve ortalarında oturan Leydi Elanor'u gördüm. Kadınların alfası gibi tam ortadaydı ve ilk önce ev sahibi olarak onu selamlamam gerektiğini bilecek kadar film izlemiş, kitap okumuştum. Ama kadın grubuna doğru ilerlerken kendi cenazeme gidiyormuş gibi hissedeceğimi tahmin edememiştim.

'Yapabilirsin Meryem. Sen ki ölmüş olmana rağmen bir romanın içindesin. Bunu da başarabilirsin.'

Gerçekten güçlü bir insan mıydım, yoksa sadece kendime yalan mı söylüyordum emin değilim ama insanın kendisinden nefret ettiğini bile bile bir grup kadına yaklaşırken biraz korkması normal olabilirdi. Sonunda kadınların oturduğu masaya yaklaştığımda Leydi Eleanor'un karşısında derin bir reverans yaptım.

"Davetsiz geldiğim için üzgünüm leydim. Hatalarımın sonucunda böyle bir etkinlikten mahrum kalmak kalbimi geri dönüşü olamaz bir şekilde yaralayacaktı. Cüretkarlığımı bağışlayın lütfen," dedim ve başım eğik hakkımda çıkacak kararı bekledim. Kalbimin deli gibi attığını boğazımda hissediyordum. Buradaki kaderimin karşımda sakince çay içen kadının iki dudağının arasında olması ironikti ama aralarında tek uyumsuz bendim. Bir şekilde aralarına karışmam gerekecekti. Sonrası kolaydı.

"Kalabilirsiniz Bayan Blake," dedi ve ben mutlu bir halde başımı kaldırıp oldukça yaşlı görünen kadına baktım. "Ama," diye sözlerine devam etti ve gri gözlerinde hoşlanmadığım bir bakış vardı. "Umarım son sefer de yaptığınız gibi doktorun tedavi ettiği bir leydiye zor anlar yaşatmazsınız."

Addie Ruth'tan nefret ediyordum. Bu kadın nasıl bu kadar sığ olabilmişti.

Derin bir nefes alıp sakince konuşmaya katıldım. "Bayan Regan'a yaptıklarım haksızlıktı. Ben onun hakkında kötü düşündüm ve yaptıklarımdan sonra çok utandım. İnanın çok mahcubum," dedim bayan Regan'a doğru. O da sadece dudaklarını büzerek benim içten özürüme karışılık verdi. Bu kadına kızmakla belki de Addie Ruth haklıydı. Bu kadının davranışlarında doktora meyil edebilecek bir tavırda olabilirdi ama benim umurumda değildi. Doktor ne de olsa aşık olacağı kadın dışında kimseye bakmayacaktı.

Bakışlarımı Leydi Eleanor'a çevirdiğimde kırışık göz kapaklarının arasından hala gençliğin izlerini taşıyan gri gözlerini beni izlerken buldum. Sonra tek kelime etmeden hizmetlisine bir işaret verdi ve çok geçmeden benim için bir sandalye masaya yerleştirilmişti. Üstelik Leydi Eleanor'un hemen yanındaydı. Acaba cüretkar hareketim sayesinde onun gözüne mi girmiştim. Yoksa yaptığım hatanın bedelini yanımdan bana laf sokarak mı ödetmek istiyordu? Eh ilerleyen zamanda bunu ilk elden tecrübe edebilirdim.

"Buyrun bayan Blake, hatalarınızı anladığınızı görüyorum. Umarım bay Blake'in hatrı için bu sefer yaptıklarınızı gözardı ettiğimizin farkındasınızdır."

Yeniden kısa bir reverans yapıp başımı mahcup birinin tavrı ile eğdim. "Yüce gönüllüsünüz Leydi Eleanor, iyiliğinizi kötüye kullanmayacağım," dedim ve kimse karşı beyanda bulunmadan Leydi Eleanor'un yanına konuşan sandalyeye oturdum. Çok geçmeden bana da çay servisi yapıldığında sorunlarımın en büyüğünü geride bıraktığımın farkındaydım.

Daha çayımdan bir iki yudum anca alabilmiştim ki Clara'nın koşarak bana doğru geldiğini fark ettim. Kızın gözleri kızarmıştı. Yanıma gelir gelmez örülü saçlarını savurarak kucağıma başını koydu. Yüzünü saklamasından ve titreyen bedeninden sorun olduğunu anlamıştım ve gözlerim diğerleri ile kızgın hareketlerle konuşan Allan'a kaydı. Umarım çocuklarla fiziksel bir kavgaya girmezdi. Evet, anne olmak istemiştim ama anne değildim. Bu çocukları nasıl koruyacağımı bilmiyordum. Elimdeki çayı bıraktım ve diğer kadınların ayıplayan bakışlarını umursamadan elimi küçük kızın başına koydum.

Doktorun KarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin