39. Bölüm "En Mutlu Anında

12K 1.3K 40
                                    

Leydi Lavender sıradan bir elbise ile doktorun yanında dikiliyor. Onun söylediği notları elindeki kağıda yazıyordu. Hiçbir zaman mantıksız, kıskanç bir insan olmadım ama ikisini izlerken sanki kanım damarlarımdan uğulduyordu. Hakkını yememek lazım doktor bir kez bile ona yakın veya özel davranmamıştı. Hatta onun yanında birkaç kez kaçamak öpücüklerle beni şımartmıştı. 

Peki içimdeki huzursuzluk neden geçmiyordu. 

Korkuydu bu. Korkuyordum çünkü kitap düzeni geri getirmek için bizi bir şekilde yeniden bir araya getirmiş olabilirdi. Savaşa gidiyorduk ve ben belki de bir şekilde öldüğümde doktoru teselli etmek için Leydi Lavender yanında olacak ona arkadaşlık ederken aralarında bir aşk başlayacaktı. Sanırım ben fazla düşünüyordum. 

Hastalıklı düşüncelerim sonu iyi olmazdı. Zihnimi toparlamalı ve olası düşmanlara karşı kendimi hazırlamalıydım. Addie Ruth'un bedeni naifti. Herhangi birinin saldırısında kendimi koruyamazdım. Prensi dinlemeli hayatta kalmak için elimden geleni yapmalıydım. 

"Hayatım?"

Doktorun soru soran sesiyle kendime geldim. Ne zamandır yanımda dikilmiş bana soru soruyodu acaba? 

"Dalmışım kusura bakma. Bugün prens ile yorucu bir eğitim geçirdim."

Doktorun gülümseyen ifadesi birden kaskatı kesildi. "Prens mi?" diye sordu sinirli bir ses tonuyla. Gözlerindeki kıskançlığı gördüğümde birden kahkaha atmak istedim. 

"Prensi kıskanıyor olamazsın değil mi?" diye sordum tatlılıkla. Elimi yanağına koyduğumda gözlerini kapatıp huzurlu bir ifade ile avcuma yaslanmasını izledim. 

"Seni hep kıskanıyorum Mer- Addie. Her zaman. Beni tuhaf birine çevirdin."

Kıkırdadığımda gözlerini açtı ve gülümsedi. Dudakları dudaklarıma değdiğinde derin nefes çektim içime. O beni öperken her şeyi unutmuştum. Odanın içindeki Leydi Lavender'ı bile. O aklıma gelince gözlerim ardına kadar açıldı ve doktoru omuzlarından geriye itip öpücüğü sonlandırdım. Odanın içine baktığımda kimsenin olmadığını gördüm. 

"Çoktan gitti," dedi doktor. Saçlarımın üzerine öpücük kondurdu. "Karım etraftayken iş yapacak kadar kendimi toparlayamıyorum."

Söylediklerinden memnun gülümserken "Yaa," dedim. Neden bu kadar kıskanmıştım sanki. Bu adam bana aşıktı. Bunu gözlerinde görebiliyordum. Belki de Leydi Lavender'da kitapta yazılanlar yüzünden sebebini bilmediği şekilde doktora ulaşmak istiyordu. Fakat kadın ne yaparsa yapsın doktorun onunla ilgilenmeyeceğine emindim. 

"Hazırlıkları tamamlamak için Leydi Lavender'ın burada olması iyi oldu," dedi doktor çıkmak için ceketini giyerken. Boş verin anlayışlı olmayı. Şimdi yeniden kıskançlık damarlarım kabarmıştı. 

Doktor bana baktı ve birden kahkaha atmaya başladı. "Tanrım, Karım eğer böyle kıskançlıkla bakacaksan leydi Lavender'a daha yakın olmalıyım."

"Saçmalıyorsun."

Yanıma bir adımda yaklaşıp beni kollarının arasına aldı. "Saçmalık mı? Kıskandığında yüzünün aldığı ifadeyi görmeliydin. Neden onu bu kadar kafana taktığını anlıyorum ama ben seni seviyorum. Hayatımda kimseyi sevmediğim kadar. Sensiz nefes alamayacak kadar seviyorum seni."

Dudaklarım sanki kulaklarıma varacaktı. Sevdiğiniz adamın kollarında onun sevgi dolu gözlerinin içine bakarken bu kelimeleri duymak en güçlü büyüden bile daha etkiliydi. Onu seviyordum. Bazen kaderimin beni bilerek onun yanına getirdiğini düşünüyordum. Çaresiz bir adam ve yalnız iki küçük çocuğu. Bunun bir kitap olduğundan bile emin değildim. Aklıma kadının söyledikleri geliyordu. Belki bende geldiğim dünyada bir kitaptaydım. 

Doktorun KarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin