19.Bölüm "Geçmişinden Koparılmak"

18.8K 2.1K 258
                                    

"Senin.. Senin çocuğun var," diye fısıldadım ama beni duydu ve başını kaldırıp o çok özlediğim yüzünü bana çevirdi. Bakışları beni bulunca yüzü şokla kasıldı. Yüzündeki ifade titreşti ve ardında gözlerinden yaş aktı. "Meryem... Buradasın," dedi bir fısıltıdan bir tık daha yüksek olan sesiyle.

Sonra orada olduğuma emin olmak için sanırım hızlı adımlarla bana yaklaştı. Ben ise evimizin salonunda onu kucağında bir bebekle görmeyi beklemiyordum belki ama onu gördüğüm için yine de mutluydum. Yanıma gelince elini yanağıma uzattı. Eskiden yaptığım gibi yanağımı eline yaslayıp gözlerimi kapattım. Bu bir rüyaydı ama onun ellerinin sıcaklığını bile hissedebiliyordum.

"Geçen yıllar boyunca seni rüyamda da olsa görebilmek için hep dua ettim ve sen şimdi rüyamdasın," dedi titreyen sesiyle. Ağlamaya devam ettiğini biliyordum bende usul usul ağlıyordum.

"Çok kalamayacağım," dedim bakışlarım kucağındaki bebeğe kayarken. Son yıllarımızda bu manzarayı ne kadar da çok görmek istemiştim. "Bir çocuğun var. Hayatına devam etmene sevdim." Bunları söyleyeceğimi asla tahmin edemezdim ama ben artık yoktum. Geri dönmem mümkün değildi. Neden sevdiklerimin ardından acı çekmesini isteyecektim ki? Mutlu olmalıydılar ben arkalarında kalsam bile.

Ahmet bir süre kollarındaki çocuğa bakıp sonrasında bana döndüğünde gözlerinde bariz bir pişmanlık vardı.

"Hayatımın son beş yılını pişmanlık duyarak geçirdim biliyor musun Meryem? Bir çocuğumuz yok diye. Eğer geçim derdine düşüp elimize üç kuruş para geçsin diye çalışmak için çocuk sahip olmamızı ertelemeseydim belki de sen o kazayı bile geçirmeyecektin."

Uzanıp elimle ağzını kapattım."Hayır, ben o kazayı başka türlü de olsa geçirirdim Ahmet böyle sonu gelmeyen pişmanlıklara düşme."

Başını salladığında elimi çektim. "Ama en azından ardında senden bir hatıra kalırdı. Seni ne kadar özlediğimi bilemezsin."

Ahmet'in konuştuklarına odaklanmaya çalışıyordum ama aklım onun son beş yıl demesindeydi. Ölümüm üzerinden o kadar zaman geçmiş miydi gerçekten? Sanki ben öldükten sonra hemen gözlerimi açmışım gibi hissetmiştim. Belki de öyle değil miydi?

"Ama şimdi karşımdasın," diye soludu. Özlem dolu gözleri bana odaklanmıştı.

Bu yüzü görmek için neler yapmıştım. Pişman değildim hem ailemle vedalaşabilmiştim hem de Ahmet'in hayatına devam ettiğini görmüştüm. Bu bir yandan üzücü ama diğer yandan rahatlatıcıydı. "Bu bir rüya Ahmet yine gideceğim," dedim.

Ahmet başını ağır ağır sallarken uzanıp uyuyan bebeği koltuğa bıraktı. Bir zamanlar beraber sarmaş dolaş oturup film izlediğimiz koltuğa. "Sen öldükten sonra," dedi acı dolu bir sesle. "Bende çok geçmeden peşinden gelmek istedim. Bakışlarını benden tarafa çevirmiyordu. Söylediklerinden gurur duymadığını biliyordum. "Bir keresinde senin annen diğerinde erkek kardeşim beni buldu ve istediğim olmadan geri döndürüldüm. Ben sensiz ölü gibiydim Meryem sonra ikimizin ailesini de ne kadar üzdüğümü fark ettim. Senin ailen kızlarının yerine yaşamam gerektiğini söyledi ama nasıl yaşayacaktım?" Gözlerim koltukta ki bebeğe kayınca o da oraya döndü.

"Geçen yıl tanıştım onunla. Acımı paylaşmak için gittiğim bir psikoloğun bekleme odasındaydık. O da araba kazasında hem eşini hem çocuğunu kaybetmişti. Benden bile kötü durumdaydı. Biz birbirimize acılarımızdan bahsettikçe yakınlaştık ve.." diyerek başını eğdi. Uzanıp elini tuttum.

"Ahmet evlendiğin ve çocuk yaptığın için sana kızmıyorum. Beni unutmadığını ve hala kalbinin derinliklerinde bir yerde beni sevdiğini biliyorum ama hayatına devam ettiğin için mutluyum," dedim ve uzanıp bebeği kollarıma aldım. Kollarımdaki tatlı ağırlığı gözlerimin dolmasına neden oldu. Ahmet'te karşısındaki manzaraya özlem ve acı karışık bir duyguyla bakıyordu.

Doktorun KarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin