57. Bölüm "Bilinmeyen Hikayenin İntikamı"

11.3K 1.5K 180
                                    

Leydi Lavender'ın elbisesi buruş buruştu ve lekeler vardı. Yüzü sanki bir iki gündür yıkanmamış gibiydi. Onu son gördüğümden bu yana oldukça kötü hale gelmişti. Bir an kalbim ona acıdı. Eğer ben olmasaydım Henry ile beraber olacak kadındı. Nasıl bu kadar değişebilmişti? Onun bu halinden ben mi sorumluydum?

"Bir türlü ölmek bilmedin," dedi nefret dolu sesiyle. "Neden daha önceki zamanlar gibi ölmedin? Bu sefer döngüyü kırmama az kalmıştı." 

Kadın konuşuyor ama onu anlamakta geç kalıyordum. Öldürmekten mi bahsetmişti? Hem de bir kez de değil. Addie Ruth kitapta öldükten sonra doktor Leydi Lavender'a gidiyordu. Ondan hoşlansa da karısına ihanet etmemişti. İkisinin arasından Addie çıktığında sorun çözülmüştü. Peki ya bunu hep yaptığını ima etmesi. Bir insan kaç defa ölebilirdi?

Yutkundum. Sakin görünmeye çalışarak aklımdakileri sorarken Sarah veya yeni gelen kadının ibr şeylerden şüphelenmelerini umdum. Cesur durmaya çalışıyordum ama korkuyordum. Kendim için değil karnımdaki bebek için. 

"Sen ne demek istiyorsun?"

Kadın sanki karşısında bir böcek varmış gibi bana tiksinerek baktı. Eğer bir böcek olsaydım bir an düşünmeden üzerime basardı. Şimdi neden canımı almadan bu kadar oyalanıyordu bilmiyorum ama elimden geldiğince bu süreyi uzatmaya niyetliydim. 

"Bir şey bilmeyecek kadar salaksın değil mi?" Kıkırtısı kanımın donmasına neden oldu. Delirmişti. Yaşadığım gerilim yüzünden duyularım daha güçlenmişti sanki. Rüzgarı daha iyi hissediyor, gecenin seslerini daha iyi duyuyordum. Her ne kadar dikkatim karşımdaki kadının üzerinde olsa da yan gözle Nolan'ın bir elma ağacına yaslanmış halde purosunu tüttürürken bizi izlediğinin farkındaydım. Sessizliği şüpheye düşmeme neden oluyordu. Bir şeyler biliyor olabilir miydi? 

Lavender kuruyan dudaklarını yalayıp az önce söylediklerini tekrar etti. Dikkatimi yeniden ona çevirdim. " Sessizce ölmen gerekirdi? Neden neden ölmedin? " Bıçağı çok sıkı tutuyordu. Eğer kendimi koruyarak eline bir darbe indirirsem bıçaktan kurtulabilir miydim? Ama böyle zamanlardan insanların güçlerinin arttığını duymuştum. Tek yapabileceğim zaman kazanmak ve birinin durumu fark etmesini ummaktı. 

Bu yüzden hem onu oyalamak hem de neyden bahsettiğini anlamak için konuşmaya başladım. "Neden bahsediyorsun sen? Ne ölmesi?"

Ama o beni dinlemiyordu. Bakışları her ne kadar bana odaklansa da sanki başkası ile konuşuyormuş gibi devam ediyordu. "Saçmalık. Her şeyi ayarlamıştım. Huysuz ve çekilmez Addie Ruth bir araba kazasında ölecek sonrasında ben hem doktoru hem çocukları kendime çekecektim." Başını sağa sola sallayınca tokasından kurtulan kirli saçları sallandı. "Gör, aşık ol. karısını öldür. Doktorla evlen. Savaş sırasında ikizler hayatlarını kaybetsin ve bende doktorla yuvamızda mutlu olayım."

Lavender'ın anlattıkları nefesimin boğazımda düğümlenmesine neden oldu. Kitabın son sayfalarını okumamıştım evet ama bunlar mı oluyordu? İkizler ölüyor muydu?

"İkizler," dedim bu sefer sakin kalamamış sesimin titreyerek çıkmasına izin vermiştim. "Onları da mı öldürdün?"

Bu kadını öldürecektim. 

Kadın sanki bunun bir önemi yokmuş gibi başını boş ver dercesine salladı. "Bir önemi yok artık. O kadar çok öldürdüm ki artık hiçbiri umurumda değil." Nefesi hırıltılı kelimeleri sanki tırtıklı bir bıçak gibiydi. Aklım hızla çalışıyordu. Kitabı hatırlamaya çalışıyordum. Addie Ruth araba kazasında ölüyordu ve sonrasında her şey Lavender'a dönüyordu ama gerçekten de böyle miydi? Ben kitaba girdikten sonra kitabı okuyan insanlar ne okuyacaklardı? O zaman ben kitabı hangi versiyonuyla okumuştum? Yoksa Addie Ruth ile mutlu oldukları bir kitap mıydı? 

Doktorun KarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin