Neydi bu göğsümü sıkıştıran, boğazıma yumruyu oturtan his? Neden böyle hissediyordum? Neden avcumun içi sürekli terliyor ve titrememe rağmen içim yanıyordu?
Bir şeylerin ters gideceğini hissediyor gibiydim fakat zihnimden hemen kötü düşünceleri kovdum. Hayır, bugün gerçekten her şeyi bitirmeli ve hayatımızın geri kalanını güzel bir şekilde bitirmeliydik.
Ömer onsuz bir tehlikeye atıldığımı öğrendiğinde vereceği tepkiyi her ne kadar merak etsem de, dişlerimi sıkıp bunu düşünmemeye çalışıyordum.
Dolaptan siyah, kısa ve dar olan bir elbise çıkarttım. Boğazlı ve uzun kolluydu. Bedenimi tamamen ortaya çıkaran bu elbise, beni bu geceye uyum sağlamam için yardımcı olacaktı.
Kısa bir duş aldıktan sonra kıyafeti giydim ve saçlarımı güzelce tarayıp, hızlı bir fön çektikten sonra salık bıraktım ve hemen sonra siyah topukluları ellerime aldım. Üzerime siyah kabanımı da giydiğimde kimseye görünmeden dışarı çıktım. Askerler nöbetteydi, Ömer ise uyuyordu. Arka kapıdan çıkacak gibi oldum fakat duyduğum sesle kapının yanındaki duvara sırtımı bastırıp nefesimi tuttum.
Yekta dolaşıyordu.
Sesler uzaklaştığında yavaşça çıktım ve çıplak ayaklarımla çimenlere bastım. Parmak uçlarımda yürürken birden önüme çıkan bedenle birlikte sendeledim ve geriye doğru 2 adım attım. "Yekta," dedim sert bir fısıltıyla. "Gitsene sen!"
"Ne oluyor?" Akşamın bu saatinde nereye gittiğimi sorguluyordu. Ona sıcak bir gülümseme gönderdim ve başımı sağ omzuma eğdim.
"Bir yere gideceğim ve sen de sessiz kalacaksın. Anlaştık mı?"
Kaşlarını çattı. "Nereye?"
Sesini hafifçe yükseltmesi üzerine tedirginlikle parmağımı dudağıma bastırdım ve ona kızgınlıkla baktım. "Ses çıkarma, dur." Derin bir nefes alıp etrafıma bakındım. "İntikam için gidiyorum, beni sakın durdurmaya kalkma çünkü durmayacağım."
"Ya Ömer? O uyurken sen bildiğin kaçıyorsun!"
"Kaçmıyorum." diye mırıldandım. "Ya da kaçıyorum ama bunu hepimiz için yapıyorum. Başıma bir şey gelmeyecek, söz veriyorum."
Bana olumsuz anlamda baktı ve başını kararlılıkla iki yana salladı. "Buna asla iznim yok."
"Kusura bakma ama ben izin almadım."
"Hayır, Aren. Hiçbir yere gitmiyorsun."
"Emin misin?"
"Eminim."
"Öyle olsun." dedikten sonra kabanımın iç cebinden çıkardığım silahı aniden kafasının arkasına geçirdim. Elini afallayıp kafasına bastırdığında ondan özür diledim ve koşarak evden uzaklaştım. Arkamdan küfür edip geldiğini gördüm fakat bilmediği bir şey vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL RENGİ İNTİKAM [tamamlandı]
RomanceBir gece ansızın kendini öldürmeye çalışan biri olduğunu fark eden Aren Kandemir, ormanın ortasında bayılmıştı. Kendisini bulup evine getiren eski askerle olan yaşam mücadeleleri hiç düşünülmeyecek bir bağı ortaya çıkardı. Bu aşk değildi. Bu aşkın...