Bu bölümü sana ithaf ediyorum güzellik ♥️ berra3semiha9turgut
Gök yarıldı ve akan damlalar insanların tenine döküldü. Kirlenmiş ruhlardan arınmamız gerekirken yalnızca bedenimize odaklandık ve ruhu kara insanlar hep en temizleri oldu.
Gözlerim yavaşça aralandı. Etrafı sisli görüyordum, burnuma kötü bir koku doldu. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp etrafıma dikkatli baktığımda bir depoda olduğumu ve ellerimin oturduğum sandalyenin arkasında bağlandığını idrak edip korkuyla gözlerimi irileştirmiştim.
"Uyandın nihayet." dedi kalın bir erkek sesi. Karanlık odanın en köşesinde, elleri cebinde olan uzun boylu adamı görmemle birlikte gözlerimi kıstım ve adamı daha net görmeye çalıştım. Giydiği takım elbise ve kirli sakallı yüzüyle tam karşımda dikiliyordu.
Sefa Eroğlu.
"Sen..." diye bir mırıltı çıktı dudaklarımdan. Sesim oldukça kısıktı, boğazım acıyordu. Aklıma gelen şeyler yüzünden gözlerimi sıkıca kapattım.
Ömer.
Ömer neredeydi?
"Ben...?" Bana doğru yaklaştı ve gözlerindeki kinle tam gözlerimin içine baktı. "Evet," deyip sırıttı. "Oğlunu öldürdüğünüz adamım ben."
"Hak etmeyene hiçbir şey yapmayız." dedim tıslarcasına. Çenemi dikleştirip adamın tepkilerini izledim.
Rahattı. Söylediklerim onda kötü bir his bırakmamış, üstüne bir de hoşuna bile gitmiş gibi duruyordu.
"Ben de öyle düşüneceğim ve seni tam şu anda öldüreceğim. Artık senin işin çok uzadı." Elindeki silahı göğsüme doğru çevirmesiyle birlikte kaşlarım çatıldı.
"Öldürmeden önce..." dedim yutkunup. Onu bir şekilde oyalamam gerekiyordu. "Sorularım olacak benim."
"Sor," dedi rahat bir sesle. Silahını indirip bana baktı ruhsuzca.
"Neden?" diye sordum. Sesim beklediğimden daha da güçsüz çıkmıştı. "Ailemi öldürdün... Ailemi neden öldürdün?" Dişlerimi sıkıp ağlamamak adına direndim. Ağlamayacaktım, bu adamın karşısında asla ağlamayacaktım.
"Bilmediğine emin misin?" Durgun bakışlarımı fark edince karşıma bir tane sandalye çekti ve oturup bacak bacak üstüne attı. Gevşekçe davranıyordu, sırtını geriye doğru yasladı ve bana gülümseyerek baktı. Gülüşünün ardında saklanan acıyı, hüznü görmüştüm. Umurumda bile değildi, ailemi öldüren bir adama acıyacak değildim. "Anlatayım o hâlde." Kahverengi gözlerindeki hüzün yerini daha fazla belli etti. "Birkaç yıl önce beni ölümden kurtaran bir adam oldu. Senin baban." Kaşlarım çatıldı. "Onu daha fazla tanımak istedim çünkü güçlü ve cesurdu. Tanıdım da. Karımın ölümünden kalan yaralarıma bile dostça teselli oldu. Bana onun da karısının öldüğünü ve onun da canının yandığını söyledi." İç çekip başını iki yana salladı. "Yarası benzeyen iki insan daha hızlı dost olur, biz de öyle olduk. Yani ben öyle sandım en azından."
"Bir insan dost bildiği insanı öldürmez." dedim, acı içinde kıvranıyordum. "Sen benim babamı öldürdün! Benim canımı aldın benden!"
"Susmazsan anlatmayacağım, küçük kız." Güldü. "Ömer denen o askerle geldi. Oğlum, dedi. Asker olduğunu söylememişti o zamanlar tabii. İkisiyle hayatımı paylaştım, ikisini de gerçekten sevdim." Bakışları koyulaştı ve bana baktı. "İkisi benim açığımı bulup beni öldürmek için planlar yaparken ben onlara güvenmişim meğer! Ne uğruna? Ne uğruna lan!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL RENGİ İNTİKAM [tamamlandı]
RomanceBir gece ansızın kendini öldürmeye çalışan biri olduğunu fark eden Aren Kandemir, ormanın ortasında bayılmıştı. Kendisini bulup evine getiren eski askerle olan yaşam mücadeleleri hiç düşünülmeyecek bir bağı ortaya çıkardı. Bu aşk değildi. Bu aşkın...