"... işte böyle oldu."
"Vay be.."
Jisung hayretle mırıldanırken Seungmin de başıyla onaylamıştı.
"Şimdilik yola atlama dikkatsizliğini görmezden geleceğim ama bunu sonra konuşacağız."
Jisung tek kaşını kaldırarak Felix'e baktığında Felix onun dediğine kıkırdamıştı.
"Tamam tamam. Ve ayrıca, onları yemeğe davet ettim. Bu akşam gelecekler."
Seungmin şaşkınlıkla gözlerini büyütürken Jisung hafifçe gülüp bakışlarını Seungmin'e çevirmişti.
"Şaka yapıyor, değil mi?"
Seungmin şaka olmadığını anlatmak için başını iki yana saladığında Jisung'un yüzünü üzgün bir ifade kaplamıştı.
"Hayır ama ya! O kadar da değil ama Felix."
Jisung ağlamaklı sesler çıkarıp yastığı yüzüne bastırırken onun bu hâline göz devirmişti Felix.
"Yani düşündüm.. Sonuçta o gün bize yardım ettiler. Ne kadar kötü bir başlangıç yapmış olsak da, bence o kadar da kötü insanlar değiller."
Felix'in dediklerini Seungmin başıyla onaylamıştı hemen. Zaten insanlara kin duyabilen biri değildi.
"Bak, Changbin iyi olabilir, Jeongin de öyle. O uzun sırıktan tam emin değilim ama Minho denen o herif kötü. Tamam o gün bize yardım ettiler, ben de yarasını sardım. Ama bu kadardı. Bir daha onunla yüz yüze gelmek istemiyorum ben."
Jisung net bir sesle konuştuğunda Felix meraklı bakışlarını onun üzerinde gezdirdi.
"O gün olanları bize anlatmadın, bizim bilmediğimiz bir şey mi var? O yüzden mi bu kadar öfke dolusun ona?"
Jisung bakışlarını ondan kaçırırken yutkunmuştu.
"H-hayır olmadı bir şey. Sadece sevmiyorum."
Felix onun yalan söylediğini anlayabiliyordu ama üstelemedi. Jisung istediğinde anlatırdı zaten, onu zorlamak istemiyordu. Derin bir nefes alıp oturduğu koltuktan kalktı ve Jisung'un yanına oturup elini salladığı dizine koydu.
"Jisung, bugün olanların benim için ne kadar zor olduğunu biliyorsun. Bana ne kadar büyük bir yardımı olduğunu da anlattım. Ona öylece kuru kuru teşekkür edemezdim. Ayrıca sadece onu çağırıp diğerlerini görmezden de gelemezdim. Bu seferlik anla beni lütfen, hm?"
Felix sakin bir sesle konuşup tatlı bir gülümsemeyle Jisung'a bakarken Jisung iç çekmişti.
"Pekâlâ.. Senin için katlanabilirim."
Felix gülümsemesini büyütüp kollarını sıkıca Jisung'a sardığında arkadan Seungmin'in kıskanç sesi duyulmuştu.
"Bensiz böyle sarılamazsınız!"
O da gelip Jisung'un arkasından sarıldığında Jisung kahkaha atmış, Felix ise onun saçlarını karıştırmıştı.
"Kıskanç köpekçik."
"Ah, o artık kedicik oldu, bilmiyor musun?"
Felix'in dediğine Seungmin göz devirmişti. Yanaklarının hafiften renklendiğini görünce yanağına küçük bir buse kondurup ayağa kalktı Fekix.
"Her neyse, ben gidiyorum. Mutfak beni bekler ve Jisung, sen bana yardım edeceksin."
"Neden ben, neden Seungmin değil?"
Jisung yakınırcasına söylenirken Seungmin ona dil çıkarmıştı.
"Çünkü Seungmin evi temizleyecek. Hadi herkes iş başına."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serendipity - sᴋᴢ
Fanfiction"Sence de fazla konuşmuyor musun? Bu dilin, ölümüne sebep olabilir." "Bu dilim, genelde beni ölümden kurtarıyor, biliyor musun?"