1.9

2.4K 223 125
                                    

Hyunjin salondan çıktıktan sonra hızlı adımlarla bahçeye ilerlerken peşinden gelen çocuğun farkında bile değildi. Seungmin sessiz adımlarla onu takip ederken Hyunjin bahçenin köşesindeki bahçe salınacağına bırakmıştı kendini. O zaman arkasından takip eden çocuğu fark ettiğinde, şaşkınlığına engel olamayarak kaşlarını çattı. Peşinden gelmesini beklemiyordu.

"Neden geldin? Üşüyeceksin, içeri gir."

Seungmin onun söylediklerini duymazdan gelerek omuz silktiğinde onun bu tatlı hareketine iç çekerek yanını patpatlamıştı Hyunjin. Bunun üzerine Seungmin hafifçe gülümseyip yanına oturmuştu.

"Yaramaz bir kediciksin."

Hyunjin üzerinden çıkardığı deri ceketi çocuğun omuzlarına bırakırken mırıldanmıştı. Seungmin tatlı bir tebessüm ederken omzundaki ceketin kenarlarını tutup iyice omuzlarına yerleştirdi ve başını kaldırıp gökyüzünü kaplayan yıldızlarda gezdirdi gözlerini.

"Baksana, bir sürü yıldız var."

Seungmin kıkırdayarak konuştuğunda Hyunjin de gülümsemişti. Gökyüzüne kısa bir bakış atıp tekrar yanındaki güzel çocuğa çevirdi gözlerini. Seungmin bakışlarını gökyüzünden ayırmazken iç çekti.

"Büyük babam ölen insanların bir yıldız olduğunu söylemişti, sence doğru mu?"

Seungmin soran bakışlarını Hyunjin'e çevirdiğinde kendisini izleyen büyüğüyle göz göze gelmişti. Hyunjin omuz silkip başını iki yana salladı.

"Bu sadece sevdiklerini kaybetmeyi kabullenemeyen insanların bir uydurması bence."

Seungmin onun bu dediğiyle dudağını büzerken bakışlarını tekrar gökyüzüne çevirmişti.

"Öyle olsa bile.. Bence buna inanmak o kadar da kötü değil."

"Küçük çocuklar için, evet fazlasıyla güzel olmalı."

Hyunjin umursamaz bir şekilde konuşup kollarını göğsünde birleştirdiğinde Seungmin üzgün bakışlarını ona çevirmişti. Hyunjin onun bakışlarındaki yoğun duyguyu gördüğünde yutkunup gözlerin kaçırdı. Amacı onu üzmek değildi..

"Eğer sevdiğim insanları öldüğünde bile yanımda hissetmek istemem çocukluksa, o zaman ben küçük bir çocuk olmaktan mutlu olurum."

Hyunjin sesli bir nefes verip yüzüne alaycı bir gülüş yerleştirdi.

"Hayat senin için zor olsa gerek, bir çocuk olarak."

"Çocuk olmanın nesi kötü ki?"

Hyunjin dudaklarını ıslatıp bakışlarını Seungmin'den çekti ve etrafta gezdirdi.

"Savunmasız ve zayıf olursun. İnsanlar senin ne düşündüğünü, ne hissettiğini umursamazlar. Istedikleri gibi seni yönlendirebileceklerini düşünürler ve yaparlar da. Seni bir kukla gibi oradan oraya sürüklerler. Eğer seni koruyacak birine sahip değilsen sürekli ezilirsin ve üzülürsün. Bunun iyi yanı ne?"

Seungmin Hyunjin'in sözleriyle kaşlarını çatarken başını iki yana salladı.

"Çocukluk böyle bir şey değil-"

"Eğer güzel bir çocukluğun varsa çocukluk güzeldir, Seungmin. Aksi taktirde güzel olan hiçbir yanı yok."

Hyunjin Seungmin'in lafını sert bir sesle keserken Seungmin alt dudağını ısırıp başını eğmişti.

"Belki de haklısın. Küçük bir çocuk gibi dünyaya toz pembe bakmak benim aptallığımdır."

Seungmin kırılmış bir sesle konuştuğunda Hyunjin gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

Serendipity - sᴋᴢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin