(Medyada ki kombini görünce aklıma Seungmin geldi. Böyle hayal edin çok tatlı 🤤)
***********************
"Akşam görüşürüz. Bıraktığın için teşekkürler hyung."
Seungmin giden arabanın arkasından gülümseyerek el salladı ve iyice gözden kaybolduktan sonra arkasında kalan büyük binaya döndü.
Woah.. Gerçekten büyük.
Sırtındaki çantanın iplerini daha sıkı kavradı ve gerginliğini atmak için derin bir nefes alıp şirketin dönen kapısından içeri ilerledi genç çocuk. Küçük adımlarla resepsiyona ilerlerken üzerindeki bakışları umursamamaya çalışıyordu.
"Şey, merhaba. Ben Yang Jeongin ile görüşecektim."
Seungmin ellerini yüksek masanın kenarlarına koyup görevli kıza küçük bir gülümsemeyle sorduğunda kız da ona gülümsemişti.
"Üzgünüm, şuan önemli bir toplantıdalar. Sizi görüştüremem."
"Emin misiniz? Kendisiyle konuştum ve bana toplantısı olduğundan bahsetmedi."
Kız kesin bir şekilde başını iki yana salladı.
"Üzgünüm, bize gelen haber böyle, görüştüremem."
"Ama-"
"Sorun nedir Se Ri?"
Seungmin duyduğu tok sesle arkasına dönerken kendisine bakan otuzlu yaşlardaki adama baktı. Adam gözlerini Seungmin'in üzerinde gezdiriyor, muhtemelen sorunun ne olduğunu çözmeye çalışıyordu.
"Neden bu küçük beyi burada bekletiyorsunuz?"
Adam gülümseyerek konuştuğunda Seungmin utanarak yüzüne minik bir gülümseme yerleştirip bakışlarını kaçırmıştı.
"Efendim, beyefendi Jeongin beyle görüşmek istiyor ama şuan toplantıdalar."
Adam anladığını belirtircesine başını sallarken Seungmin başını kaldırıp onu inceledi. Yaşına göre oldukça dikkat çekici duruyordu. Siyah saçlarını geriye yatırmış, giydiği takım elbise uzun vücuduna tam otururken tam bir iş adamı gibi duruyordu.
"O halde toplantı bitene kadar size odamda kahve içerek eşlik etmek isterim. Sizin için uygun mudur?"
Seungmin adamın kendisine bakarak samimi bir gülümsemeyle sorduğu şeyle bir anlık tereddüt etse de bir zarar gelmeyeceğini ve başka çaresi olmadığını düşünerek gülümsedi.
"Teşekkür ederim, iyi olur."
Adamın gülümseyerek eliyle yolu göstermesiyle Seungmin de gülümsemiş ve önden asansöre doğru ilerlemişti. Beraber asansöre bindiklerinde adam düğmeye basıp bakışlarını Seungmin'e çevirmişti.
"Tanışmadık. Adım Kang Jihoon. Bu şirketin ortağıyım."
Adam elini ona uzattığında Seungmin de elini sıktı. Aklına yemek yedikleri akşam Minho hyungun ortaklarıyla aralarının kötü olduğunu söylediği gelince dudağını ısırdı. Şimdi yanlış bir şey yaptığını düşünüyordu.
"Ben de Kim Seungmin. Çok memnun oldum."
"Ben de çok memnun oldum Seungmin-ah. Jeongin'in arkadaşı mısın?"
Seungmin ellerini ayırıp adamı gülümseyerek başıyla onayladığında adamda anladığını belirtircesine başını sallamıştı. Asansör durduğunda adam elini uzatarak Seungmin'e önden gitmesini ima ederken Seungmin gülümseyerek asansörden çıktı. Adamın kibarlığı hoşuna gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serendipity - sᴋᴢ
Fanfiction"Sence de fazla konuşmuyor musun? Bu dilin, ölümüne sebep olabilir." "Bu dilim, genelde beni ölümden kurtarıyor, biliyor musun?"