"Artık neden bugün bahçeden öyle kaçtığını anlatacak mısın?"
Felix, iki saattir konuyu başka yerlere çekip ikilinin kafasını dağıtmaya çalışan arkadaşına ithafen bıkkın bir sesle konuştuğunda derin bir nefes aldı Jisung. Anlaşılan kaçışı yoktu.
Iki kişilik yatakta üç arkadaş oturmuş, Jisung'un anlatacağı şeyi bekliyorlardı. Daha doğrusu onu bunun için zorluyorlardı.
"Pekâlâ.. Anlatacağım ama saçma bir tepki vermek yok, tamam mı? Zaten aşırı utanıyorum."
Jisung iki elinin avuç içlerini yanaklarına bastırdığında ikili şokla birbirlerine bakmıştı.
"Bir dakika. Ben mi yanlış duydum yoksa Jisung utandığını mı söyledi?"
Felix şokla Seungmin'e bakarak sorduğunda Seungmin sesli bir kahkaha atmıştı.
"Bu bir ilk!"
Jisung kucağındaki yastığı Seungmin'e vurup sinirli bir ifadeyle ona baktı.
"Aptal ne bağırıyorsun?"
Seungmin gülüşünü bastırmaya çalışarak dudaklarına fermuar çeker gibi yaptı ve dinlemeye başladı.
"Minho hyung suyun altında beni öptü."
Jisung kem küm etmeden direk bir şekilde söylediğinde Seungmin şokla gözlerini büyütmüş, Felix ise tuhaf bir yüz ifadesiyle Jisung'a bakıyordu. Kısa süren sessiz bir bakışmanın ardından Jisung konuştu.
"Seungmin, nefes almıyor mu o?"
Jisung Felix'i göstererk tedirgin bir sesle konuştuğunda Seungmin parmağını Felix'in burnuna götürüp kontrol etmiş, daha sonra Jisung'un kafasına vurmuştu.
"Öyle aniden söylenir mi salak? Kalbine indi çocuğun! Felix. Felix nefes al."
Seungmin Felix'i yanaklarına vurarak sarsarken Felix bir anda başını iki yana sallayarak kendine gelmişti.
"Oha biraz önce gözlerim açık rüya gördüm. Jisung Minho hyungun onu öptüğünü söylüyordu, çok korkunçtu."
Jisung 'ne diyor bu' bakışlarını Seungmin'e çevirirken Seungmin bıkkın bir nefes verip elini alnına vurmuştu.
"Al işte, delirdi çocuk senin yüzünden."
"Felix rüya değildi o."
Jisung kısık bir sesle mırıldandığında Felix parmaklarını şakaklarına götürüp ovaladı.
"Ee, sonra?"
"Ben de karşılık verdim."
Jisung bakışlarını kaçırıp söylediğinde Felix kendini Jisung'un üstüne atmıştı. Onun ani atağını kimse beklemediği için Jisung şok olurken Seungmin onların boğuşmasını gülerek izliyordu.
"Ne demek karşılık verdim?! Aptal, Minho hyung senin yoldan geçenle flört ettiğin kişilere mi benziyor sence? Onun duygularıyla oynarsan o senin hayatınla oynar lan manyak yürek mi yedin?!"
Felix Jisung'un üstüne çıkmış onu pataklarken Seungmin arkasına yaslanmış kıkırdıyordu.
"Ah! Felix dur! Ya Felix bir sakin olur musun amk?! Seungmin yardım etsene öldürüyor beni!"
Seungmin omuz silktiğinde Jisung ondan yarar gelmeyeceğini anlayıp Felix'i kendi durdurmaya çaldığı.
"Lan o küçük ellerin nasıl bu kadar acıtabilir?! Felix dur açıklamama izin ver Sunshine'ım."
Felix yorulduğu için duraklarken Jisung hızlıca ellerini tutup onu durdurmuştu.
"Buna nasıl bir açıklaman olabilir acaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serendipity - sᴋᴢ
Fanfiction"Sence de fazla konuşmuyor musun? Bu dilin, ölümüne sebep olabilir." "Bu dilim, genelde beni ölümden kurtarıyor, biliyor musun?"