3.2

1.9K 192 51
                                    

Evden çıkanların arkasından dolu gözlerle bakıp iç çekti ve sandalyeye oturdu tekrar Seungmin. Üstlüğünün kollarıyla gözlerini kurularken iç çekti. İçi içini yiyordu. Jisung'a bir şey olacak düşüncesi onu yeterince korkuturken şimdi diğerlerinin de tehlikede olduğunu bilmek iyice telâşlanmasına neden oluyordu. Jisung nasıldı? Ona bir zarar vermiş miydiler?

Jisung buna asla izin vermez.

Bu düşünceyle hafifçe gülümsedi Seungmin. Evet, muhtemelen adamı canından bezdirirdi.

Gözlerini konumda gezdirirken giden bağlantıyla kaşları çatılmıştı. Ne olmuştu şimdi? Eğer konum değişirse takip edemeyecekti. Sıkıntıyla nefes verip leptopa yaklaştı ve sorunu çözmeye çalıştı ama yapamıyordu. Bıkkınlıkla arkasına yaslanıp gözlerini kapattı. Elinden beklemekten başka bir şey gelmezdi.

Yaklaşık on beş, yirmi dakika sonra bağlantı kendi kendine tekrar oluştuğunda ekrana yaklaştı Seungmin. Ama bir terslik vardı.

Konum neden ona bu kadar yakındı?

Durumun garipliğiyle ne yapması gerektiğini düşünürken hızlıca telefonu eline aldı ve rehberden Hyunjin'i bulup aradı. Ama açan olmamıştı. Aynı şekilde Changbin ve Minho da telefona bakmazken son çare Felix'i aramıştı. Birkaç çalıştan sonra açılan telefonla rahat bir nefes verdi.

Felix çalan telefonda arkadaşının ismini gördüğünde endişeyle yutkunup yanında araba süren Yeonjun'a kısa bir bakış attı ve telefonu açtı.

"Seungmin? Konum mu değişti?"

"Evet Felix. Üst mahalleyi gösteriyor. Anlamadım.."

"Ne?"

Felix'in sesi endişeli çıkarken Seungmin ayağa kalkıp ellerini saçlarına daldırdı.

"Sikeyim! Seungmin evden çık. Hemen!"

Felix Seungmin'e ithafen konuştuktan sonra Yeonjun'a baktı.

"Hemen geri dönmeliyiz."

Seungmin onu mırıltıyla onaylayıp evin mutfak kapısından çıktı ve bahçeden çıktıktan sonra sokakta koşmaya başladı. Olabildiğince uzaklaşması gerekiyordu.

"Telefonu kapatma. Biz de yolu değiştirdik geliyoruz tamam mı? Korkma bebeğim."

Felix, Seungmin'i rahatlatmak istercesine konuştuğunda Seungmin onu mırıltıyla onaylayıp koşmaya devam etmişti. Birkaç sokak sonra artık koşmaktan yorulduğu için duraksayıp ellerini dizlerine yaslamıştı. Hızlı nefes alışverişleriyle göğsü inip kalkarken gözlerini kapattı. Durmamalıydı.

"Seungmin? Iyi misin?"

Felix'in telefondan gelen sesini duyduğunda cevap verecekti ama duyduğu araba sesiyle yan tarafına baktı. Yanında duran bu arabayı tanımıştı. Felix ile marketten dönerken önlerini kesen arabaydı bu. Mingi'nin ve Yeonjun'un olduğu.

Seungmin kaçması gerektiğini kavrarken hareketlenmişti ama bir iki adımda belini saran kol ve ağzına kapanan el buna engel olmuştu. Elindeki telefon yerle buluşurken debelenip kendini tutan kollardan kurtulmaya çalışıyordu ama işe yaramıyordu. Çelimsizdi.

"Sakin ol tatlı çocuk. Seni arkadaşının yanına götüreceğim."

Mingi onun kulağına mırıldandığında Seungmin hala kurtulmaya çalışıyordu. Sokağın bu kadar ıssız olması da Seungmin'in şanssızlığı olmalıydı.

Mingi Seungmin'i zorla arabanın ön koltuğuna oturttuktan sonra torpidodan eter döktüğü bezi aldı ve Seungmin'in burnuna bastırdı. Küçük olan çok geçmeden bilincinin kapandığını hissederken Mingi şoför koltuğuna geçip arabayı geri eve sürmeye başlamıştı.

Serendipity - sᴋᴢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin