1.2

2.4K 232 32
                                    

"Nerede kaldı bu Seung?"

Felix bıkkınlıkla nefesini verip konuştuğunda Jisung birkaç metre ilerdeki çocukla bakışmaya devam ederek mırıldandı.

"Bilmem ki.."

Felix onun tuhaf cevabıyla bakışlarını ona çevirirken göz devirdi. Jisung'un bu flörtöz tavrı..

"Çocuğa boşuna umut verme. Yüzüne bir daha bakmayacaksın."

Jisung bakışlarını kısa bir süreliğine yakışıklı çocuktan ayırıp Felix'e çevirdi.

"Bu sefer değil."

Felix 'hıhı' dercesine başını sallarken ofladı ve saatine baktı. Okul saatleri hepsinin bitmişti ve fakültenin dışında buluşacaklardı ama Seungmin on beş dakikadır onları bekletiyordu.

Felix ayağıyla ritim tutarken yanlarında duran arabayla bakışlarını arabaya çevirdi. Tanıdık gelmişti.

Arabanın kapısı açıldığında içinden yüzünde büyük bir gülümsemeyle Jeongin inmişti. Bu Felix'i de gülümsetirken kendisine doğru gelen çocuğa kollarını açtı. Jeongin koşar adımlarla yanına gelip Felix'in kolları arasına girdiğinde Felix'in gözleri şoför koltuğundan inen Hyunjin'e takılmıştı bu sefer. Bu çocuk tek başına bir yere gidemiyor muydu?

Jeongin ondan ayrılıp bu sefer Jisung'a sarılırken Hyunjin de yanlarına gelmişti.

"Selam. Kedicik yok mu?"

Felix yavaş yavaş bu çocuğa da ısındığını hissederken gülümseyip sırtındaki çantayı düzeltti.

"Selam. Gelir birazdan. Siz neden gelmiştiniz?"

Jeongin Jisung'dan ayrılırken cevapladı.

"Bugün Jisung Minho hyungun dikişlerini alacaktı ya."

Jisung hatırladığı şeyle yüzünü buruşturdu.

"Doğru öyle bir şey vardı."

Hyunjin onun ifadesine gülümserken sırtını arabaya yaslayıp kollarını önünde birleştirdi ve bakışlarını etrafta gezdirdi. Ama aradığı beden hiçbir yerde yoktu.

Felix üzerlerinde çok fazla bakış hissederken gözlerini etrafta gezdirdiğinde haklı olduğunu anladı ama bakışların hepsi Hyunjin'deydi. Herkes gözlerini onun üzerine dikmiş aralarında mırıldanıyorlardı. Hatta biraz önce Jisung'un bakıştığı çocuk bile Hyunjin'e bakıyordu.

Jisung bunu farkettiğinde kaşlarını çatarak kollarını göğsünde birleştirdi ve somurttu.

"Ben ondan daha yakışıklıyım bir kere."

Hyunjin onun dediğine kıkırdarken omuz silkti.

"Kendini kandırma sincap."

Jisung ona dil çıkarırken Hyunjin'in gülümsemesi daha da büyümüştü. Jisung cidden eğlenceli bir çocuktu.

"Şu Seungmin mi?"

Jeongin'in sorusuyla hepsinin bakışları oraya dönerken Felix onları mırıltıyla onaylamıştı.

Seungmin'in üzerindeki renkli kıyafetler onu oldukça tatlı gösterirken elleri çantasının iplerini kavramıştı ve yere bakarak yürüyordu. Hyunjin sırtını arabadan ayırıp dikleşirken yüzündeki gülümsemeyle onu izledi. Seungmin'in gözüne bir bebek gibi gelmesini anlayamıyordu. O böyle savunmasız bir çocuk gibi hiçbir şeyden habersiz yürürken Hyunjin her zaman arkasından yürüyüp onu koruyup kollamak istiyordu. Bu bebeğin başına hiçbir şey gelmesin istiyordu.

"Hyunjin, eriyorsun."

Jisung alayla mırıldanırken Hyunjin onu duymazdan gelip Seungmin'i izlemeye devam etti.

Serendipity - sᴋᴢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin