3.8

2.2K 192 86
                                    

"Biz niye her okul çıkışı bu çocuğu bekliyoruz?"

Jisung bıkmışlıkla konuştuğunda Felix göz devirdi.

"Biz her gittiğimiz mekanda sen eğlen diye seni bekliyoruz ama. İki dakika bekleyemiyorsun, hemen söylendin."

Felix azarlar bir tonda konuşmuş, çatık kaşlarıyla Jisung'u süzmüştü. Jisung yüzünü buruşturup gözlerini kaçırdı.

"Tamam ya sen de hemen kızıyorsun.. Lâf söyletme Seungmin'ine zaten!"

"Çemkirme bana!"

Felix Jisung'a doğru bir adım attığımda çocuk yüzüne sevimli bir gülümseme yerleştirdi ve ellerini önünde birleştirip hafifçe eğildi.

"Özür dilerim, özür dilerim.."

Olanların üzerinden bir hafta geçmişti. Bu bir hafta içinde Chan geri gelmiş, üç küçüğüyle beraber eski haline gelen evlerine geri dönmüşlerdi. Bu diğer dörtlüyü fazlasıyla üzse de seslerini çıkarmamışlardı. Sonuçta orası onların eviydi ve bir gün döneceklerdi. Üç arkadaş okuluna, diğerleri de işlerine devam etmişti tabii..

Şimdi ise okuldan çıkmış, büyüklerinin evine davet edildikleri için Chan'ın iş yerine gidip beraber onlara geçeceklerdi. Oraya gitmek için de Seungmin'i bekliyorlardı.

"Işte! Geliyor bizimki."

Jisung mırıldandığında Felix bakışlarını o tarafa çevirdi. Ama beklediği görüntü bu değildi. Seungmin Beomgyu ile beraber yürüyordu ve gülüşüyorlardı. Felix'in kaşları şaşkınlıkla kalkarken Jisung'un sinirli mırıldanmasını duymuştu.

"Ne oluyor ya? Bu yine Seungmin'i mi rahatsız ediyor?"

Jisung onlara doğru adımlayacakken Felix kolunu tutup onu durdurdu.

"Öyle olduğunu sanmıyorum. Baksana, Seungmin gayet mutlu gözüküyor."

"Peki neden?"

Felix omuz silkip ellerini pantolonunun ceplerine soktu.

"Sen kaçırıldığında Yeonjun hyung bize çok yardımcı oldu. Öyle ki Minho hyung bile ona fazlasıyla güveniyor. Muhtemelen o yüzden Beom ile aralarını düzeltmiştir. Sonuçta arkadaşlıkları iyiymiş."

Jisung da anladığını belirtircesine başını sallayıp Seungmin'i izlemeye devam etmişti, ne olur ne olmaz diye.

Seungmin sonunda gülümseyerek Beomgyu'ya el sallamış, arkadaşlarının yanına adımlamıştı. Felix yanlarına gülümseyerek gelen arkadaşına gülümsedi ve elini saçlarına götürüp okşadı.

"Mutlusun bakıyorum?"

Seungmin gülümseyerek onu onayladı.

"Evet. Beomgyu ile küsmek zorunda kaldığım için kötü hissediyordum."

Felix derin bir nefes alıp onu başıyla onayladı.

"Felix, sen niye böyle ayrımcı bir arkadaş oldun?"

Jisung üzgün sesiyle mırıldandığında Felix kıkırdayarak Jisung'u kolunun altına aldı.

"Kıskanç."

Diğer kolunu da Seungmin'e sardığında beraber yürümeye başlamışlardı. Kısa bir otobüs yolculuğundan sonra karakolun önüne geldiklerinde üçlü içeriye girip Chan'ın odasına doğru ilerlemişti.

Chan tıklatılan kapıyla bakışlarını oraya çevirirken içeriye giren küçükleriyle yüzünü büyük bir gülümseme kaplamıştı. Gününün bütün yorgunluğu omuzlarından alınmış gibi hissetti.

Serendipity - sᴋᴢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin