Gözlerim yeni yeni aralanırken boğazımdaki kuru ve acılıkla yüzümü buruşturdum elimi yan tarafıma attığımda hissettiğim boşlukla sinirlerim artmıştı bu kullanılmışlık hissiydi ve kötü hissettiriyordu. Yatağımda kendimi toparlayıp ayağa kalktım ani kalkmamla göz kararmalarım başlamıştı hemen olduğum yere oturarak baş dönmesinin geçmesini bekledim. Belli aralıklardan sonra kendime gelerek tekrar ayağa kalktım komidinin üstünde duran sürahiden hızlıca bardağı doldurup hemen kafama diktim ve dudaklarımı dilimin ucuyla ıslatarak kendine gelmişti boğazım.
Odaları teker teker dolaşıp belki onu görme umuduyla yaşasam da yine de yoktu belliydi böyle olacağı. Akşam karanlığında odamı aydınlatan güzel beyaz aydı güzel ay işte 21.30 gösteren saatle acıkan karnım guruldamasını baş göstermişti ben en son mutfağa ne zaman girmiştim hatırlamamakta kararlıydım belkide. Mutfağa doğru giden ayaklarım ve bedenimle mutfakta ki buz dolabını açtım kek ?hazır börek? Salata ? Evet salata en mantıklısıydı kilo alıpta dolaşmak iyi olmazdı çıkardığım kâseyi masaya koydum elime aldığım çatalla tiftik ederek ağzıma sıkıştırdım yediğim tahıllı ekmekle birlikte salatayla midem sanırım bayram ediyordu. Uyku tekrar bastırmış ve mayışmış bir şekilde odama paytak adımlarla yürüdüm sıcaklığını kaybetmiş yatakta mutsuzluk bedebime yayılırken çınar'ın kokusunun sindiği yastık daha da iyi gelmişti bir nebze yastığı iki kolumun arasına alıp sarıldım yarın güzel bir gün olacakmış gibi gelmişti... kokusu
************************************
"Egemen lütfen şu dosyayı verir misin ?" Ona yalvarışlarımdan zevk almış gibi bana bakarken normal bulamıyordum bu çocuk bana acı çektirmek için vardı.
"Bilirsin ki gencim ,yakışlıyım ve bir sevgili şart senin bana bir kız ayarlaman lazım yoksa dosyayı bilemiyorum " Cansu'nun beni bu sabah ziyarete gelmesiyle egemen'in bizi odada yalnız bırakamayıp kahveler taşıması felan gerçekten hoştu ama bunu Cansu için yapmıştı benim için değil.
"Cansu sana bakmaz o okuyor" diye cevapladım.
"Ne demek bakmaz yakışıklıyım,karizmatiğim,kaslarım var,yatakta iyiyim bence benimle evlenmeli" bu ukala cevap yüzünden kaşlarımı çattım
"Egemen defolup gider misin ? Yoksa kovalayım mı ? "Tek kaşını kaldırmış kötü ve Üzgün bakışlarına aldırmadım oda sinirlendiğimi anlamıştı ki çıkmıştı.
Odamdan evet yalnış duymadınız odam benim artık bir odam vardı bilmiyorum ama çınar'ın hemen yanındaydı ve herşey çok havalıydı.Bana bırakılan dosyada ne gerektiyse yapmıştım Arıkan şirketi ile yapılan sözleşme de anlaşılmazlık olduğu için bu hafta içi toplantı yapılmak için şart koşulmuştu ve şirketin kurucusu Cem Arıkan'la ilgili ne gerektiyse araştırma yapmıştım çünkü bana Çınar'dan devredilmiş ve özenle bakmamı istemişti sanırım gözüne girmiştim ve aynı yatakta beraber yattığımızdan beri bana karşı hafif dudak kenarlarının kıvrılması bile oluyordu ama bazende kaşlarını çatıp egemen'le yanyana olduğumuz için ters cevaplar bile vermişti soran olsa kıskanmıyorum derdi. Çınar'ın yanında küçük ve tatlı çocuğu sıkça görmeye başlamıştım belkide duyma yetisi olmasaydı ne kadar güzel güldüğünün farkında olabilirdi.
Sanırım oturmakta olduğum hassas yerlerimin hissetme yetisininde kaybedebilecek şekildeydi oturmaktan bacaklarım uyuşmuş ve parmaklarım acınasıydı ayağa kalkıp belki şu önemli odamda dolaşabilirdim yada gidip çınar'la konuşup bir bahane uydurarak yanında durabilirdim. Bacak kaslarımın uyuşukluğunu kaybedince odadan çıktım yanyana odalarımızın olması büyük bir şans olmalıydı heralde kapının önünde durdum çalmak için neyi bekliyordum onu da bilmiyordum kapıyı tıklayıp gel demesini beklemeden içeri girdim arkası dönük bir şekilde büyük şirketlerin olduğu yerlere büyük özenle göz kestiriyordu arkasını dönmeden bana yaşattığı güzel göz zevki vardı geniş omuz sık ve güzel kalçalarıydı hayır fazla dikkatimi çekmemişti sadece kimi kandırıyordum tehditkâr bir vücud yapısı vardı ama bunu ona söylemek egoyu yükseltmekti onun için.
Hafif bir yalancı öksürükle boğazımı temizledim. Ve bütün o güzel yoğun kahveler bendeydi. Bu daha da güzeldi benim için kim derdi ki bir katille aynı yerde bulanacağım."Bir problem mi var ?" Dedi. Kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım.
"Sadece... yani şu Cem Arıkan'la olan dosya hakkında bir iki bilgi toplamıştımda " başta sessiz olan sesim kendine özgüven sağlayarak sesli çıkmıştı psikiyatrist olunca özgüveni tam bir insan olmayabilirsiniz.
"Ne gibi ?" Soru sorarcasına tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu pekala ki yalan değil ama bir kaç şey olmuştu.
"Şöyle diyebilirim ki sanırım sizin katıldığınız önemli ihalelerden bir kaçını sizden önce almış yani pek önemli sayılmaz aslında aranızdaki birileri sizin ihale tekliflerinizi ifşa ediyor bilemiyorum" yüzünde oluşan küçük bir tebessüm ile bana baktı bu adama gülmek çok yabancıydı o sert bakışları ve yoğun kahveleri benim için en güzeliydi bu patron kılıklı adam soğuk olsa bile sıcaklık hissettiriyordu."Çalışma masasına geçersen ayrıntılı konuşabiliriz" benim için bahane ararken onun beni oturmaya davet etmesi bal kovasına düşme şeklimdi heralde.
Eliyle gösterdiği çalışma masasını yanına geçip sandelyeyi çekip oturdum uzun ve Cam masanın diğer karşısında çınar'ı görmek oldukça hoştu."kahve içer misin ? " bu sessizlikte onun konuşması uğuldayan kulaklarıma güzel bir melodi gibi gelmişti oysa ki bir kahve içer misin? Diye sormuştu. Kafamı olumsuz anlamda salladım bacak uyluklarımı kapatmak amacıyla sıkı bir işe girmiştim ve bu adam beni heyecanlandırıyordu gerçekten.
"Dediğim gibi aramızda birileri sizin teklif için verdiğiniz para miktarını öğrenip daha az bir miktar yükseğinde para teklif ediyorlar" beni pür dikkat beni dinledikten sonra büyük bir nefes çekti.
"Anladığım kadarıyla aramızda bir kaçak var ama kim olduğu belli değil diyorsun" sorduğu soruya karşılık kafamı olumlu anlamda salladım evet aramızda kaçak vardı. Masadan kalkıp bana doğru yakınlaşması belkide işleri çığırından çıkarmaya sebebiyet bir bişeydi bu adam grinin elli tonunda ki cristian grey'in beden bulmuş haliydi ama ben bir Anastasia steel değildim.
"Masaya oturduğumuzdan beri bacak uyluklarını sıkman ve kapatman" demesiyle başlayan cümlesi zaten bitirmeye yetmişti. Ne olduğunu anlamadan yanıma dibime gelmişti vekulağıma doğru eğilmiş olarak "yalnış şeylere sebebiyet verebilir"demesi içimde ki tüm ürpertileri ortaya koymuştu. Nefesini boynuma üflerken eli elbisemin açık olan bacağımda dolaştı ve ben hayır diyemeyecek kadar kötüydüm tırnağıyla bacağımın açık olan yerlerinde dolaşırken hızlı atan kalbim izinsiz yerinden çıkacakmış gibiydi. Nefes alışlarım ise bir o kadarda hızlanmıştı.
" kalbin çok hızlı atıyor , nefes alışların ise kışkırtıcı derecede güzel "diye fısıldaması beni daha da şaşırtmıştı. Bu adam yasak elmaydı günah olan bütün herşeye açıktı tek sorun ise benim gibi ne çarpan hızlı kalbi nede hızlı nefes alma şekli vardı bu adam ruhsuz ama karşısındakini mutlu edecek şekildeydi o Çınar Yaslıhan'dı ve ona karşı koymuyordum elleri arsızca bacaklarımdan saçlarıma gitmiş ve onları şefkatle okşaması benim hoşuma gitsede bana yakınlaşması çok farklı derecedeydi.Dudakları boynuma hissedilmeyecek derecede öpücük bırakırken sesimi çıkarmamıştım ama boynuma bir kez daha yaklaşıp keskin acısıyla ısırık bırakırken açılan kapı tüm anı bozmuştu. Çınar arkasını dönmesiyle onu görmemiz pek iyi değildi ve özellikle beni sevmdiğine emin olduğum biri için olması kesinlikle kötüydü.
Selam işte yeni bölüm okunduğu kadar vote yalvarırım.
Sizleri seviyorum lütfen istagram sayfamızı takip edin. Bool bool vote ve yorum
Hesap:mafya_psikayatrisi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKİYATRİS
Non-Fiction"Bunlar senin izin "dedim yüzümde zamanında bıraktığı cam parçacıklarını izini göstererek. "Mutlu olman lazım beni nasıl öldürdüğünü kafayı sıyırmamda bana öncelik olduğun için "dedim gülerek ve gözümden akan yaşı silerek. "Sarhoşsun "dedi o kadar...