Yatakta tek başıma uzanıp hayatımın son yirmidört saat içinde nasıl değiştiğini ve bunun beni nasıl etkilediğini düşündüm.
Sonra buna sebep olan kişileri onu ve onun bana yaptıklarını. Benim için hastalıktan bir farkı olmayan ama aynı zamanda panzehirim olan bir hastalıktı bir anda tüm yıkım gücüyle karşıma çıkmış beni ve kızımı savunmasız bırakmıştı onu seviyordum ama bunu yapmak için artık gücüm yoktu hiçbirşey için gücüm yoktu.
"Anne !" İnce ve naif çıkan sesiyle beni biranda etkisi altına alan kızım çıktı karşıma ve ona sarılmak için yatakta doğruldum ve oda bunu bekliyormuşçasına koşarak yanıma gelip yanıma oturmaya başladı.
"Anne sabah ki amcalar seni neden üzdü benim bir sürü çikolatam var istersen sana ve o amcalara verebilirim ikinizde mutlu olabilirsiniz" söylediklerine sadece gülümsedim.
"Sanırım bizi çikolataların barıştıramaz bebeğim" elini çenesine yerleştirip düşünüyormuş gibi yaptı.
"Çikolatalı pasta olmaz mı anne çünkü o amca çok üzgündü onu öyle mutlu edemez miyiz ?
Onu yanıma çekip geç olan saate bakıp onu kucağıma aldım.
"O amca artık mutlu olamaz bebeğim çünkü herşeyini kaybetmiş" bana döndü ve boynuma küçük bir öpücük bıraktı.
"O zaman kaybettiği oyuncaklarını bulup ona verelim çünkü çok üzgündü amca"
Dediğine gülümsedim ve alnına öpücük kondurdum.
"Uyu Defne uyu bebeğim."
Ve son kez mırıldandım.
☱☱☱☱☱☱☱☱☱☱☱☱☱☱☱☱
Kapı hâlâ istekli bir şekilde çalarken son kez yüzüme bakıp biraz toparladım sanırım iyi gözüküyordum.
Yatakta fazla dağılmış bir şekilde yatan Defne'ye gülümsedim ve hâlâ şu ısrarla kapıyı çalan kişi kimse onunla biran önce konuşmalıydım.
Aşağıdan bağırma sesleri duyuyordum ve bu bağıran kişiyide çok iyi tanıyordum.
Ve bu sefer onu kovmak için ne türlü laflar söylemem gerekiyordu ki ? Anlamıyor muydu yoksa?
Geldiğimi gören Çınar bana doğru adımlamaya çalıştı ama buna Cem hiç bir şekilde müsaade vermedi.
"Ne istiyorsun? " soğuk ve umursamaz sesim onu etkilemiş olacak ki kaşlarını çattı ve Cem'i itekleyip bileğimden tutup kendine çekti.
"Konuşmamız lazım " sert ve kendinden ödün vermeyen Çınar yaslıhan hâlâ aynıydı.
"Dinliyorum? " hâlâ umursamaz bir şekilde takılmaya çalıştım ama bu zor gibiydi çünkü yana özel yatırılmış saçı giydiği takım elbiseyle yutkunmama sebep olabilecek kadar güzeldi.
"İkimiz bugün başbaşa bir şekilde " tek kaşımı kaldırıp alayla güldüm.
"Bu aklına gelebilecek en son şey " dedi cem demektede haklıydı çünkü öyleydi.
"Bana bak buraya geldim geleli senin o sikik davranışlarına katlanmak zorunda kaldım bir kelime daha edersen hiç acımam vururum seni! Ve senide vururum şimdi ya güzellikle gelirsin yada zorla seçim senin "
Cem tam ona yürüyordu ki onu bileğinden tutup kendime çektim. Çınar'ın gözleri elime kayınca hemen eliyle Cem'in elini itti.
"Ee sende çok oluyorsun ama beni bu aptal kelimelerinle mi korkutacaksın ha ? " Cem'in söylediklerine hak verdim ama ikisinide bir araya düşürmemek için Çınar'a kafamı salladım sanırım ondan kurtulma gibi şansım yoktu.
Cem'in itiraz sesleri beni durdurmaya yetmedi ve ben ondan özür dileyerek evden ayrılırken sadece anlayışla karşılamaya çalıştı ve öylede yaptı.
Arabada ikimizde sessizdik ve Londra bugün yine yağmurluydu.
"Şansını çok zorluyorsun peşimi bırak artık bütün benliğime zarar veriyorsun ölürüyorsun çaresiz bırakıyorsun beni!" Sessizliği bozup hemen saldırıya geçtim.
Ama o bir cevap bile vermedi hemde hiç dikkatte bile almadı.
"Senden nefret edicem, bana yaşattıkların için ise hiç affetmicem o yüzden şimdi hemen bırak beni! " diye çığlık attım ama yine cevap yoktu ve ben her seferinde ona nefretimi sunmaya devam ettim hemde hiç yılmadan taa ki bir evin önünde durana kadar.
"İn" sert boğuk sesi hırıltılı bir şekilde çıkarken kendimi onun etkisinde bulmamak için elimden fazlasını yapmaya çalışmalıydım.
Fazla ıssız bir yerde duran arabadan inen Çınar'a ayak uydurdum ve onu takip ettim.
Karşıma çıkan evle birlikte kapıya daha fazla yaklaşıp arka cebinden anahtarını çıkardı.Bileğimden tutup içeri soktu ve kapıyı ardımızdan kilitledi."Beni neden getirdin buraya? " sorum üzerine göz göze geldik ve yutkunup cevabını verdi.
"Seni burda alı koyuyorum tabii benim olursan çabucak biter " tehditkar sesi içime işleyip birer adım atarak yanıma yaklaştı.
"sen ciddi anlamda artık iyi değilsin? Beni böyle korkutacağını mı zannediyor-" sözümü kesen dolgun dudaklarını dudaklarımla birleştirip etkisiz bırakmasaydı.
Ve biranda içimdeki boşluğun kapandığını hissettim. Onun dokunuşları onun öpüşü beni çıldırtmak için vardı ve arzunun bir ateş gibi tüm bedenime yanma hissinin yayıldığını biliyordum,hatta hissediyordum.
Elleri belimi iyice kavradı ve kendine biraz daha yaklaştırdı ellerim istemsiz bir şekilde omuzlarına giderken alt dudağımı çekiştirip işine devam etti.
Gittikçe derinleşen öpücüğü beni ve tüm düşüncelerimi benimle birlikte yanmayı bekleyen bir kağıt gibi yaktı ve herşey durdu tüm dakikalar tüm saniyeler.. Tüm o saatler! Beni çıldırtmak için var olmuştu benim içindi bu adam.
Bacaklarımı belime dolamamı sağladı ve soğuk duvara sert bir şekilde yasladı ağzımdan küçük bir tıslama kaçtı lakin bu onu etkilememişti.
Öpücüne bir son verip alnını alnıma yasladı.
"Bunları, beni, dokunuşlarımı özledin değil mi? Bunu söyle bana! Çünkü benim sana ihtiyacım var.. Sensiz ölmeyi bile haketmiyorum sensiz nefes almayı bile beceremiyorum yalvarırım sevgilim "
Cümleri başımı döndürüyordu ve içimde ona karşı ölmüş hislerin tekrar canlanmasına sebebiyet oluyordu peki ona tekrar güvenmek için sebebiyetim var mıydı? Elbette hayır peki yeniden ona güvenme şansım olabilir miydi? Bilmiyordum.
Tüm yaşattıklarına karşı ona sinirliydim ben burda hamile bir şekilde tek başıma yaşamaya çalışırken o, o yaptıklarıyla gurur duyuyordu belkide.
Onu sinirle itip sağ elimle odada ses yankılatacak şekilde tokadı bastım.
Ona sinirliydim hatta ondan nefret ediyordum ve bu içimdeki hislerin sebebi olduğu için ise onu öldürmek.Gözlerinde yanan bir ateş gördüğümde korkuyla geriledim sabır kotasının dolduğunu biliyordum ama bende sinirli ve kullanılmış biriydim.
"Biliyor musun? Bana istediğini yapabilirsin eğer beni affedeceksen hatta öldüredebilirsin sana sesimi bile çıkarmam çünkü seni seviyorum " korkum bir şekilde rahata erdi ve ondan uzaklaştım.
"Beni rahat bırak " güçsüz çıkan sesimle ona yenildiğimi hissediyordum.
Kafasını olumsuz şekilde salladı ve elimi tutup kendine çekti.
"benden kurtulma imkanın olacağını mı zannediyorsun? Seni ömrümün sonuna kadar bırakmayacağımı bilmelisin. Bu arada sana sormak istediğim birşey daha var o gün geldiğimizde güzel tatlı kumral bir kız çocuğu vardı kimin çocuğu? "
İşte bu herşeyi değiştirecek bir soruydu,ne diyecektim ki ben?
#işte yeni bölüm gözünüz aydın ve düzenleyemedim hadi öpütm *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKİYATRİS
Non-Fiction"Bunlar senin izin "dedim yüzümde zamanında bıraktığı cam parçacıklarını izini göstererek. "Mutlu olman lazım beni nasıl öldürdüğünü kafayı sıyırmamda bana öncelik olduğun için "dedim gülerek ve gözümden akan yaşı silerek. "Sarhoşsun "dedi o kadar...