BAKANA DEĞİL BAKTIRANA BAKACAKSIN DEMİŞLER GÜZELİM..

11.5K 400 52
                                    

Şuan buhar olup uçmam lazımdı ama oda olmayacağına göre burda kapıyı açıp Çınar'a 'merhaba'demekten başka çarem kalmıyordu.

"Kim gelmiş "diye seslendi cem şuan içten dua edip dıştanda tırnaklarımı yiyip duygu olarak adrenalin hormanlarımı salgılama modundaydım.

Olan oldu diyip kapıyı açtım.
Beni görmesiyle çatılan kaşları ve gözlerinde okuyamadığım duygulara karşılık Çınar'a gülümsedim.
Umursamayıp kapının önünde olduğum için beni az bırazcık itekleyip içeri girdi. İnsan şu yarama bir geçmiş olsun derdi.

Herşeyine katlandığım halde böyle davranması içimde tarif edemeyeceğim duygular ortaya çıkarıyordu ama o umursamıyorsa bende umursamayacaktım.

İçeri benden önce geçip koltuklarına oturup sağ bacağının bileğini sol bacağına koyup yayvan şekilde oturdu.

Dönemeçli merdivenden paldır küldür gelen sesle burda olacak kıyametlere şimdiden hazırlık yapıyordum gerçi şimdi en büyük kıyametinin sonuçları yüzümdeki çiziklerdi ya.

Cem'in merdivenden indikten sonra Çınar'ı görmesiyle düz olan kaşları çatıldı.
"Ne işin var ?"dedi soğuk sesiyle Cem.
"Yediğin haltların şirketime mal olduğu için seni döverek düzeltmeye geldim gerçi ben yine seni dövecektim ve seni dövmek için azda olsa en iyi nedenlerimde bu vardı."söylediği sözler ve rahatlığı duygu barındırmayan konuşmaları gerçekten insanı ürpetecekte olsa benim içinden ona karşı korku yoktu en fazla bu kadar ileri gidip bana fiziksel can yakıcı zarar gösterebilirdi.
Duygusal olarak zaten acı çekiyordum onu her seferinde bana yaptığı umursamaz davranışları yüzünden.

"Defol git evimden "dedi Cem.
Buna karşılık sadece gülümsedi içten olduğunu düşünmediğim gülümseyiş.
"Bunların bana sökmeyeceğini iyi bilmen lazımdı sonuç olarak arkadaştık biz beni iyi tanıman lazımdı sonuç olarakta dediğim gibi seni döveceğim "olaya daha fazla etkisiz eleman gibiydim ve yokluğumu anlamayacaklarını hissettiğim için yavaş yavaş
yürüyüp merdivenleri çıktım dün beni yatırdığı odaya girip kıyafetlerimi giymekle uğraşmayıp cüzdanımı ve telefonu elime aldım bir arada kıyafetlerimi alırdım.
Tekrar aşağı inip onlara aldırmadan aşağı indim gerçi bağrışları beni tedirgin etsede bunu umarsamam lazımdı.

Bir kaç saniye sessizlik olduğu için tedirgin olmuştum kendilerini öldürmeleri % kaçtı acaba bence bu soruyu kendime sormam bile hataydı tabii ki! %100 'dü ve kesinlikle bu sessizlik hayra alamet değildi.

Daha fazla dayanamayıp içeri girmeliydim yoksa bu sessizlik biranda kesilecek ses değildi özellikle Cem'le Çınar kavga ediyorsa. Kırılma sesiyle önce donup kalsamda içimden binbir türlü kötü şeyler geçiyordu ve gözümde canlanan sahneler film şeridi gibi aklımda canlandı.

Koşuşturatak içeri girdim. Salonda kafasını tutmuş ve eli kan olmuş Cem ve sinirle soluyan Çınar. Kedi -Köpek gibi kavgaları bununla sonuçlanacağı belliydi. İçimde koruma iç güdüsü vardı ve bu Cem'e karşıydı ne yazık ki çınar tüm duygularımın kötü olmasına sebebiyet verdiği için ona karşı içimden öfke tohumcukları yeşermeye başlamıştı.

"Çınar ne yapıyorsun? " diye bağırdım. Beni görmesi onu afallatmıştı.

"Aptal sarışın bu konu seni ilgilendirmez "dedi içimde ki sinir kat seviyeye ulaşmıştı. Elindeki cam parçacıkları onunda eline zarar vermiş ve kaşınında patlamış olması baya şaşırtmıştı oysaki dayak yiyecek gibi gözükmüyordu. İçimdeki öfke tohumları tamamen açmadan solmuş yerine acıma duyguları ekilmişti nasıl olurda kendine bu kadar zararı olurdu ki bir insanın ?.

Yanımda acıyla inleyen Cem'e döndüm. Kafasının kırıldığının farkındaydım ve acilen hastaneye gitmesi lazımdı eğer yarası çok açıksada dikilmesi lazımdı ama ben psikologtum bu işlerden anlamazdım ki.

PSİKİYATRİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin