"sen benim ??"dedim. Tek kaşım havaya kaldırıp ona baktım soru sorarcasına. Lâkin beklediğim cevap gelmemişti.
"bu oyunda seni bu şerefsiz için harcayamam benim için önemli çalışansın"dedi. İyi bir şey mi dedi ? Yoksa kötü mü? Bilmiyordum."En azından beni düşünür gibi yapmanızda güzel"dedim arkamı dönüp omzumu silktim. Umurum da olmadığını bilmeliydi.
"Hey hey nereye? "dedi. Ona dönüp;
"Eve gelmek isterseniz buyrun gelmek istemezsenizde ?" düşünür gibi yaptım.
"keyfiniz bilir"dedim tekrar omuz silkerek.
Yavşa adımlarla ondan uzaklaşmaya başladım ama farkettiğim tek güzel şey onunda benimle birlikte gelmesiydi.
Ona dönüp gülümsedim."Umarım kahve yapacak kadar beceriklisindir"dedi.
Tekrar gülümseyip ona baktım. O kadarda beceriksiz olduğumu zannetmiyordum ama bu Çınar Yaslıhan'dı en mükemmelde bile küçücük kusur arıyan bir insandı.
"Kim demiş beceriksiz diye bir kere bol köpüklü kahve yapabilirim " kendimi savunma yeteneği sıfırda olsa yinede becerikliydim ben makarna yapabilecek kapasitedeydim."Sen o kahveye tükürüp bize kahve diye içirtmede o yeter " kahveye tükürmek mi? Gerçekten mi? Gerçi fena fikir değilmiş ama aması yoktu ki yapabilirdim uzun düşüncelerimle boğuşma sonucunda bol tükürüklü kahve içirtebilirdim ona.
Arkamdan yavaş adımlarla yürüdüğünü belli eden hışırtılarla bana yaklaştı. Gözlerim yerdeki taş renklerini ayırt ederek onları saymaya başladım bunlar hep işsizlikti işte.
Kolumun çekilip beni kendine çeken çınar'a kaşlarımı çatarak baktım amaç?
"Bıraksaydım da direğe mi çarpsaydın ?" savunma moduna almış ellerini ben masumum olarak gibi yaptı.
"Teşekkür ederim"diye mırıldandım ama sesimi duymamıştı yada umrumda değilmiş havalarındaydı."Bu arada"dedi hemen" Hiç Ece'yle görüşüyor musun ?ben pek ulaşamadım telefonlaranıda bakmıyor özledim sanırım onu görmek için yurt dışına küçük bir seyahat etmem lazım."özlemek.. Özlenilmek ne kadar güzelmiş onun ağzından söylediği cümleler midemdeki kasılmaları arttırmıştı ismi bile uğursuzdu sevmiyordum ben bu kızı tek ben değildim heralde. Beynim uyuşmuştu sahte gülümsememle hiç bişey yapamamıştım ne onun beni gördüğü vardı nede benim yaptığım çabaların yararı vardı bir daha kolumla çekilmemle sinir hücrelerimin ayağa kalkıp tepindiler.
"Ne var artık ne var?? "diye bağırdım. Kaşlarını çatıp bana baktı.
"bağırma bana sakın bir daha asla yapma bunu"tehdidi üzerine sokaktan geçen insanların bir kaçının yüzü bize döndü.
Onları umursamadan bileğimden tutup kendine yaklaştırdı yapışan vücudumuz yüzünden avuç içlerime tırnaklarımı batırmaya başladım.
Kulağıma yaklaşan ılık nefesi beni mahvediyordu.
"ANLAŞILDI MI?!!" diye bağırınca yerimden sıçramadan belimden tuttu kafamı hemencecik aşağı yukarı salladım olumlu anlamda. Dudakları boynuma ıslak öpücükler bırakmıştı ve bu içimi ürpertiyordu ve karşı koyamıyordum daha kötüsü ne olabilirdi ki.
Tırnaklarımı avuç içlerime tekrar batırdığımda ağzımdan çıkan inleme seslerine engel olamamıştım. Çınar'ın yüzüne bakmak istemiyordum çünkü bu etkileşimden bu inlemesesini yanlış anlayacaktı
"Tahrik oluyorsun benden ?" diye fısıldadı duyacağım şekilde.
Bilmiyordu ki yeşim ona çoktan abayı yakmıştı. Her ne kadar ondan hoşlansamda gerçekleri söylemenin zamanı gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKİYATRİS
Non-Fiction"Bunlar senin izin "dedim yüzümde zamanında bıraktığı cam parçacıklarını izini göstererek. "Mutlu olman lazım beni nasıl öldürdüğünü kafayı sıyırmamda bana öncelik olduğun için "dedim gülerek ve gözümden akan yaşı silerek. "Sarhoşsun "dedi o kadar...