Midemin içinde yanan bir volkan vardı ve bu kusma isteğimi ortaya çıkarıyordu. Soru soran gözleri beni içine çekiyordu ve ben ne diyeceğimi bilmiyordum.
'Ah o senin çocuğun ve sana haber vermedim'
Ah Hayır!
Yada? 'Senin yüzünden hamile kaldım senin çocuğun !' Ne saçmalıyorum ben elbette söylemeliydim ama şimdi olamazdı erkendi."Seni ilgilendirmez " diye söylendim acaba bu yalanlarla cehennemde ne kadar yanacaktım?.
"Benden birşey saklıyorsun? Kimin o çocuk?!" Sert sesi beni korkutmuş ve herşeyi söyleme hissi ağır basıyordu.
"Duymak istiyorum!" Bakışları aniden sertleşmişti ama bu hem korkutucu hemde değildi.
Ama ona acı vermek istiyordum tam kalbinin ortasına ateşi bırakıp acıyla bütün olmasını istiyordum.
"O senin ... Çocuğun , yani ikimizin "
Durdu sadece durdu ve bana baktı hiçbirşey diyemedi.
Sustu ve ardından kahkaha patlattı."Dalga geçiyor olmalısın "dedi. Ters bakışlarımı görünce ise sadece sustu.
"Sen ciddisin! " sonunda anlamasına sevindim ve ardından çıkabilecek tüm bağrışları itinayla bekledim.
"Sen benden bunu nasıl saklarsın? " bağrışları koca bir evi sarstı ve yüreğimin ortasında bir ateşin kıvılcımı başladı oysaki onun acı çekmesi gerekiyordu benim değil.
Bana yaslı olan bedenini çekti ve yanımızda duran sehpaya tekme atarak herşeyin dağılmasına sebep oldu. Benim ise gözyaşı sebebim oldu."Bu kadar acımasız olacağını bilmiyordum, öz çocuğumu benden nasıl saklarsın?!"
Haklıydı nasıl saklardım onun bana yaptığı hataların hiçbirini çocuğumu babasız bırakarak üzülmesine sebep olmaya hakkım yoktu.Bu acı gerçek bir şekilde yüzüme vuruyordu ama onunda hataları vardı. Benden öz annemi saklamıştı ve üvey kardeşim sayılacak kızla evlenecekti nerdeyse.
"Eğer senin bana böyle oyunların olmasaydı ben sonuna kadar arkanda olurdum ama sen ne yaptın ? Hayatım boyunca unutmayacağım bir darbe attın! Neden yaptın bunu ben sana ne yaptım?"
Bağrışlarım boğazlarımda ince sızı oluşturuyordu ve ben kendimi o kadar boşlukta hissetmiştim ki ölecekmiş gibi yada son nefesini almayı unutmuş gibiydim.
"Sende benim hakkımda tez yazıp yurtdışına kaçacaktın değil mi beni bırakacaktın!?" Sözleri beni bir hançer gibi parçaladı ve herşeyi unutturdu ağzıma açamayacak kadar yorgundum ama onu sevdiğimi bilmeye hakkı vardı.
"Seninle birlikte olduğum gün herşeyi bırakmıştım Çınar seninle olabilmek adına herşeyi yapabilirdim ama sen anlamadın senden hiçbir şey istemiyorum ailemden uzak dur artık beni bizi parçalama"
Ellerini yüzüyle sıvazladı hafifçe güldü.
"Aile mi? Unutma ki ben onun babasıyım ve kızımdan beni asla mahrum edemezsin bunu mahkeme yoluyla istersen yada benimle evlenerek gerçek bir aile olarak devam ettiririz karar senin yoksa kızımı almasını bilirim ama ben senide istiyorum yanımda karım olarak gerçek bir aile olarak "
Sözleri öylece kalmama sebep oldu ne yani herşeyi unutup onunla evleneceğime mi inanıyordu?
"Sana bir daha asla inanmam Çınar hayatımdan defol git mahkemeylede gerekirse uğraşırım tamam mı!?"
Üstüme abanışıyla kalbim yerinden çıkıcakmış gibi olması bir yana yakınlık derecesi öldürücü derecedeydi daha doğrusu aklımı kaçırtıcak türdendi.
Nefes alışlarım sıklaştı ve kulaklarım uğuldamaya başladı.
"Ben hayatımda bir kez kaybettim ikinci defa kaybetmem eğer seni ve kızımı kaybedersem benden geriye bir ben kalmaz ve daha kötü bir Çınar'la karşılaşmak istemezsin o yüzden güzelim evleneceğiz yada kızın olmadan hayata devam edeceksin"
Ve eğer ben Çınar'ı tanıyorsamda bunu yapardı.
"Herşeyi kabul ediyorum Çınar ama ben hâlâ seni affetmedim peki nasıl affettireceksin?"
Dudakları dudaklarımın buldu ve tüm sevgisiyle öpmeye başladı ve anında karşılığını vermeye başladım bende bu kalp olduğu sürece her şekilde ben Çınar'ı affederdim.
Dudakları dudaklarımın üzerinde gerildi gülümsediğini anladım.
"Sen bana hep böyle tepki vereceksen her zaman affettirim kendimi seni seviyorum sarışınım "
Ve o an kalbim atmayı durdu herşey durdu ona o kadar çok ihtiyacım varmış ki bunu yanımda olduğu zaman anladım.
"Hadi bakalım sarışın babası olmasını bilmesi gereken bir küçük sarışın kız çocuğu daha var "güldü ve alnımdan öptü ve içimin eridiğini hissettim.
Elimi tutup adımladı ve sonra durup bana döndü.
"Seni seviyorum bırakma beni"
"Ölüm ayırana dek" diye fısıldarken buldum kendimi ki ölümden başka birşey ayıramazdı bizi değil mi?
"Ölüm bile ayıramaz bizi beraber yaşlanacağız"
Ve bu son sözümüz oldu.
O an acılarımızın bittiğini hissettim ama herşeyin bir sonu olduğunu biliyordum.
Ancak mutlu son hikayelerde olurdu.
#selam birazcık geri dönmüş olabilirim :) bir kaç bölüm sonra final veririz sonra bütün acılarımız biter ha?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKİYATRİS
Non-Fiction"Bunlar senin izin "dedim yüzümde zamanında bıraktığı cam parçacıklarını izini göstererek. "Mutlu olman lazım beni nasıl öldürdüğünü kafayı sıyırmamda bana öncelik olduğun için "dedim gülerek ve gözümden akan yaşı silerek. "Sarhoşsun "dedi o kadar...