Çalınan zil yüzünden masadan kalkıp kapıyı açtım beklemediğim surat ifadesiyle bana baktı.
Ben ise sesimi ve onun sesini duyurmamak için önce kısık ses ile konuştum.
"ne olur !sus ömer burda sakın sesini çıkarma." yalvarışlarımı es geçip kaşlarını çattı konuşmak için açtığı ağzını kapatmak için elimle ağzına bastırdım ve koluna girerek kendi odamın içine soktum kalp atışlarım bu kadar heyecanı kaldıramamıştı ve hızla atmaya başladı.
"Ne oldu ?" konuşmaya başlayınca çıkan boğuk sesden anlamamış olsam bile farkettiğim şey elimin hala dudaklarının üzerine örtülü olmasıydı.
Kaşlarmı tekrar soru sorarcasına kaldırdım.
"telefonumu şirkette unutunca geri dönmek zorunda kaldım. Orda çalıştığın her süre içinde seni takip edeceğim ve mümkünse yeni bir telefon kartı al kendine eskisiyle beraber iletişime geçeceğiz yenisiylede Ömer'e felan verirsin" sesi ciddi ve ağır tonlarda bana laf vuruyordu onun yüzünden savuşmayı bilmeyen dertlerim vardı birde ağır ithemleri hiç bitmiyordu.
Gerçi zeki olması da ayrı bir ayrıcalıktı onun için."peki şimdi gidecek misiniz çınar bey? "dedim sorduğum soru üzerine ne kadar saçmalasamda -ki sonuçta onu evimden kovuyordum- öyle de denilebilirdi.
"çıkıyorum ama sakın başımı belaya yada her neyse orda abuk subuk şeyler yapma yada yap çünkü ben seni gözetleyeceğim ve bunları şirkete geri döndüğünde ödeyecek olan sensin ona göre hareket et! " tehdidi üzerine beynim uyuşmuştu bu adam gözümü korkutuyordu.
Hiç birşey demek gelmediği için sadece kafa salladım. Odadan çıkacağı sırada bana bağıran Cansu yüzünden elim ayağıma dolaşmıştı benim elim ayağım dolaşınca ne yaptığını bilemeyenlerden olunca yatağa çınar'ı fırlattım bu yaptığım şey için başka zaman utanabilirdim ama sırası değildi.
"beni yatağa atmak gibi derdin olduğunu bilmiyordum"ciddi sesle söylediği şeylerde alay tınısı vardı.
"kusura bakma ama şuan diyeceğim tek şey kapa çeneni! "
Söylediklerime kaşlarını çatıp yataktan savurularak kalktı sanırım dozumu kaçırmıştım.
Son çare yine bana bağıran Cansu'ya. "geliyorum üstümü değiştirip"dedim. Kapıdan uzaklaşan adım sesleriyle bana yaklaşan ve yiyecekmiş gibi bakan gözleriyle ürkme olayına çoktan girmiştim.
"Bana neden öyle bakıyorsunuz "fısıltı halinde çıkan sesime alayla dudağı kıvrıldı.
"üstünü değiştireceksin ya onu bekliyorum" beynimde vurulmuşa döndüm bu sözler karşısında sapık!
"Çınar bey siz şirkete bende Ömer'in yanına gitmeliyiz çünkü bunun oyun olduğunu baştan siz söylediniz " geçerli nedenlerim olduğu için kafasına yatmış gibi olumlu şekilde salladı sonra ise bana bakıp gülümsedi deli gerçekten deliydi.
"bana bey ona Ömer pekala bunuda yazıyorum bunuda yeşim hanım " söyledikleri üzerine gülmemek için dudaklarımı ısırdım.
"gül gül bunların acısı çıkarmazsam en adi oruspu çocuğuyum" söylediği cümleler için kaşlarımı çattım "bana öyle bakma her neyse sıkıldım buradan çıkmak istiyorum" dediği üzere hemen kapının önünü kolacan ettim arkamda duran çınarı kolundan tutacaktım ki çınar elimi tuttu içimde ki bişeylerin koptuğunu hissettim o an zaten elimden halen tutan çınar'a dik dik baktım ama oflamasıyla hemen onu odadan dışarı çıkarıp sessizce kapının önüne çıkarttım elimi bıraktığı an içimi işleyen huzursuzluk yüzünden kendimi telaşa kaptırmıştım geniş omuzları ve giydiği siyah deri ceketle arkadan bile güzel görüntü yaratıyordu ve yine içimdeki şeylerin kıpırdanmasına s ebep oluyordu. Merdivenleden inerken kaybolan bedeni yüzünden yüzümü buruşturdum yokluğu koyacak cinsten bir adamdı Çınar Yaslıhan. Kapının önünde dalıp gitsemde içerde beni bekleyen sayın arkadaşlarımı daha fazla bekletmemek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKİYATRİS
Non-Fiction"Bunlar senin izin "dedim yüzümde zamanında bıraktığı cam parçacıklarını izini göstererek. "Mutlu olman lazım beni nasıl öldürdüğünü kafayı sıyırmamda bana öncelik olduğun için "dedim gülerek ve gözümden akan yaşı silerek. "Sarhoşsun "dedi o kadar...