"Ece"dedim sesim fısıldar şekilde benden başka duyan oldumu ama kafam o kadar dağınık ve kötüydü ki bunu çınar'a açıklarsam kıyametin kopacağına emin olabilirdim.
"Abim bekliyor Yeşim"dedi sesi daldığım düşüncelerle boğuşmama bile etki etmiyordu ve
devam ediyordum buna Ömer bile etki etmiyordu.
Ona kafamı sallayıp kapısı açık olan odaya girdim rahat koltuğunda yayılmış Cem Arıkan ve yakışıklılığıyla tam karşımdaydı umursamaz tavrı üzerine yüzümü buruşturdum."Abi biz geldik bak buda Yeşim "eliyle beni gösterdi ama umursamazlığı dahada sinirimi bozmuştu. Yayıldığı koltuktan kalkıp elini uzattı. Bu kadar medeni olacağını bilmiyordum ama gerçekten beni şaşırtmıştı.
"Evet yeşim hanım lafı fazla uzatılmasından hoşlanmam Ömer'in istenildiği üzere burdasın ve onun asistanlığını yapacaksın itirazı olan? " o kadar hızlı ve herşeyi kafasında onaylatmıştı ki kimseye söz hakkı tanımıyordu bile.
Kaşlarımı çatıp sessiz kaldım. Ömer bile sesini çıkartmıyordu.
"O zaman işlerinize devam edebilirsiniz "odasından kovduğu için ikimizde odadan çıkmaya başladık önce ben sonra o.
"Kusura bakma bugün ters tarafındaydı heralde" kafamı salladım.
"Hadi gel çalışacağın yeri göstereyim"dedi yine kafamı sallayıp onu takip ettim.
O önde ben arkada suçlu gibi takip ediyordum odasının yanında ki odayı işaret etti.
"Burası senin için en uygunu bence "kapısını açıp içeri girdi bende arkasından girdim.
Oda küçük olsa bile bana yetiyordu. Gerçi Çınar'ın bana sadece onun için yaptığım asistanlık için büyük bir oda hazırlatması bile güzeldi ama ne diyebilirdim ki onu hep mükemmel sayabileceğim gözlerim ve kalbim vardı.
Boş koltuğa geçip rahatlığımı düşünerek oturdum başımın içinde tepinen yeşim'cikler vardı ve ben Çınar'a nasıl açıklama yapacağımı soruyordu ben bile bilmezken. Biz onu yurt dışında zannediyorduk ama o Türkiye'de dolaşıyordu hemde haberimiz olmadan. Gerçi beni ilgilendirmezdi ama arada Çınar olunca bende haberdar oluyordum onun hakkındaki şeylere.
Telefonum açık olan verisi yüzünden gelen mailleri unutmuştum. İlk tezimi yurt dışında ingilterede ki üniversite deneyecektim ve tezimi dün yollamıştım.
Gmailimden gelen kontrolleri yapıp üniversiteyle ilgi olan şeylere baktım ama umudum yerle yeksan olmuştu bile hâlâ haber yoktu.
Bir sonraki maillerden biriside Cemal abidendi ama bir türlü irtibata geçemiyordum bir ara onu ziyaret etmemide kafamın en ücra yerlerine not ettim ama şu sıralar değildi.
Saatler başı boşluğumu bildircek şekilde ilerlemiyordu o kadar çok sıkılıyordum ki aklımdan geçen cani fikirle sırıttım belkide özel numaradan çınar'ın sesini dinleyebilirdim. Numarasının başına özel numarayı ekleyerek aramaya başladım.
Çalıyor.. Çalıyor.. Çalıyor..
Ve sonunda duyduğum güzel sesi."Alo" dedi cevap vermeyip kıkırdadım. Sesimi bile tanımamıştı. Yorgunluğu sesine işlemişti o kadar derin ve yorgun nefes alıyordu ki içim cız etmişti
"Canan sen misin? "dedi. Kaşlarımı çattım.
"Beni özlediğin halde böyle çocukça şeyler yapman pek hoş değil güzelim seni çok özledim"dedi derin nefes alıp sustu. içimde bir kez daha birşey koptuğunu anladım ulaşayım derken ulaşılmaz oluyordu çınar.Ona ilk başlarda tiksindirici ve kötü gözlerle baksamda bu tür yakınlaşmalarımız beni ona bağlamıştı.
"Beni aradığına o kadar çok seviniyorum ki umarım bir gün evine dönersin özledim seni hemde çok güzelim "gözlerim dolduğu halde inatla kırpıştırmadım ağlamak için daha güçlü sayılmazdım ağlamak acizlikte sayılmazdı benim için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKİYATRİS
Non-Fiction"Bunlar senin izin "dedim yüzümde zamanında bıraktığı cam parçacıklarını izini göstererek. "Mutlu olman lazım beni nasıl öldürdüğünü kafayı sıyırmamda bana öncelik olduğun için "dedim gülerek ve gözümden akan yaşı silerek. "Sarhoşsun "dedi o kadar...