FİNAL!

4.9K 118 32
                                    

Hayatımda geçirdiğim en güzel  haftaydı. Çınar'la ikimize ait en güzel günleri yaşamıştık belkide.   Sanki bütün hataları kapatmaya  çalışmış yada bana ayıramadığı zamanı şimdi  ayırmaya  ve herşeyi telafi etmeye çalışıyordu bundan  mutluluk duyuyordum ama bir yandanda tedirginlik içimi kemirip duruyordu  bugün Gözde'nin  doğum günüydü  ve Çınar kafasına koyduğu herşeyi yapacak kadar gözü karaydı bunu biliyordum. Ve öteki yandanda her gün bir mesajla içimdeki kuşku  kurtları  içimi kemiriyordu.

Onunla en güzel  anılarım  giderek çoğalıyordu. Birlikte  her oluşumuzda yanı başımda  olup saçlarımı okşayıp beni izliyordu.. Bu his mükemmel  birşeydi. Ve ona daha çok bağlanıyordum ve geri dönüşü  yoktu bunu biliyordum.

Kapının  tıklatılmasıyla dalgın bakışlarımı elinde kupa bardağıyla gülümseyerek  yarı çıplak olan Çınar'a çevirdim ne söyleyebilirdim ki bu haliyle oldukça arzulayıcı duruyordu.

"Ne düşünüyorsun?  "

"Bilmiyorum  sadece bu akşam yapacakların beni tedirgin ediyor yani herşey kolay olmayacak  gibi duruyor"  söylediklerime gülümseyip  sadece omuz silkti.

"Bundan daha kötü şeylerde yaşamıştım emin ol bunu yaptıktan sonra  dahada rahatlıyacağım "

"Peki Gözde 'nin doğum gününde  bu olayların yaşanılması onu daha çok yıkmayacak mı?  " alnıma eğilip dudaklarını bastırdı.

"İnan umrumda değil " net cevabına karşılık sadece tedirginlikle gülümsedim.

"Şimdi benim gitmem gerekiyor bir kaç şey için akşam yanında  olacağım " kafamı sallayıp  üstüne giydiği kazakla odadan ayrılışını izledim.

Bugün herşeyin biteceği gündü ne olursa olsun Gözde adına üzülüyor olsamda elimden gelen hiçbirşey  yoktu açıkçası..

Üstümü giyinip dışarıda deniz kıyısında yürümek istiyordum bu yüzden ılımış kahvemi kenara koyup hızla  üstümü giyindim. Hızlı ama bir o kadarda yavaş adımlarla evden çıktım.

Tedavim henüz bitmemişti ama artık bacak eklemlerim tamamen açılmıştı bunu bana fizyoterapistim söylemişti ama fazla kasarsam ise kötü birşeye sebebiyet vereceğinide söylemişti.

Sahil yoluna ulaştığımda deniz kokusunu  içime çeke çeke yürümeye başladım. Hava bugün kış başlangıcına göre gayet sıcak ve güzeldi.  Kafamdaki düşünceleri atmak için yürüdüm yürüdüm saatlerce yürümeye devam ettim sonra ise yorulduğum için bir banka oturup  karşımdaki denize bakmaya başladım,uçsuz bucaksız ve derindi hem korkunç hemde huzur vericiydi.

Yanımda oluşan sesle oraya kafamı çevirdim.  Gözlerim tanıdık simayı görünce şaşkınlıkla açıldı. Tanıdık yeşil gözler eski anıları teker teker kafamda canlandı. Bu Cem'di. Her ne olursa  olsun ondan ürküyordum sonuçta o Çınar'ın düşmanı sayılırdı.

"Merhaba yeşim" heyecanlı çıkan sesine karşılık kaşlarımı çattım.

"Ne istiyorsun  ?"  küçük bir kıkırtı kaçtı  ağzından ve sonra çok geçmeden cevabı verdi.

"Bana güvenmeni " bu söylediklerine sadece gülümsedim.

"Şaka yapıyor olmalısın! " bana ciddiyetle bakıp kaşlarını çattı.

"Sana söyleyeceklerimden sonra bana güvenmen lazım  Yeşim " 

"Ne istiyorsun ? dedim sana!" diye çığırdım.

"Artık kandırılmaktan sıkılmadın mı sana Çınar'ın gerçek yüzünü anlatmak için burdayım. "

Gözlerim endişeyle açıldı ve sadece donup kalmamı sağladı.

PSİKİYATRİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin