*4 YIL SONRA*
Hayatın size ne getireceğini bilemezsiniz, belkide hakkınızda verdiğiniz en doğru karar sizi en yanlış yola götürür yada en büyük hata size dünyanın en güzel süprizini verir ; tıpkı bana verdiği gibi.
Bu işe başlamadan önce sonuçlarını kafamda hiç tartmamıştım ama şimdi ise hayatımda beklenmedik bir sonuçla başbaşaydım ama mutluydumda.
Ne kadar zararlı çıksamda bana bu sonuçlar kızımı armağan etmişti.
Ondan küçük ama küçük bir armağandı işte bana her gün işe gitmeden önce boynuma atlayan ve beni her sabah öpücüğe boğan bir kız çocuğu.
Bana ve ona benzeyen minik bir mucize. Defalarca onu aldırmak için karar verdiğimi hatırlıyorumda, iyi ki böyle birşeyi yapmamıştım çünkü eğer onu kaybetseydim bende daha fazla bu yükü kaldıramazdım ve şuan belkide adıma bir mezar taşı olurdu.
Hayatımın en büyük Dönemeçleri Cem'le Londra'ya gitmemiz ve benim Defne'ye hamile kalıp onu doğurmam gerçi bu süreçte en büyük destekçim Ömer ve Cem'di.
Defne ise onları kendilerinin amcaları olarak bildi ve en iyi karar buydu. Omzuma dokunan elle birlikte sıçradım.
"İyi misin? " Cem'in telaşlı sesiyle gülümsedim.
"Harikayım! " olduğundan daha iyi çıkan sesim beni güçlü göstermişti bile.
"Pekala bugün ne işlerin var? " sorusuna karşılık düşünür gibi yaptım.
"Klasik hastane ve ev olayları birde Egemen 'i aramam lazım uzun süredir konuşmuyoruz "
Sıkıntıyla nefes aldı."Pekâlâ ama sakın moralini bozma tamam mı? " destek verici sözleri beni olduğundan daha mutlu ediyordu ve ben ona daha fazla borçlu hissediyordum.
"Teşekkür ederim Cem! Herşey için"
"İnan bana herşey için ben teşekkür ederim. Bana bir aile sevgisi yaşattığınız için özelliklede Defne için" sözleri üzerine mahçubiyetim arttı ve ellerine elimi koyup destek verircesine sıktım. O bizi çok seviyordu özelliklede Defne'yi onun için farklıydı çok çok.
Oturduğum tabureden kalkıp telefonu aldım. Bugün Egemen'i arayacaktım ama şimdi arasam hiç fena olmazdı.
Telefona numarasını tuşladıktan sonra uzun çalışın ardından sesini duydum.
"Yeşim! " heyecanlı sesini hissedebiliyordum.
"Nasılsın? "
"İyi" heyecanlı sesi gitmiş yerine daha farklı bir ses gelmişti.
"Birşey mi oldu Egemen ?" sorum üzerine nefes alışverişi yaptı.
"Sorun Çınar biliyorsun sen gittiğinden beri tanınmaz oldu, sinirli ve daha kötüsü kendini ölene kadar içiyor " içimdeki his baş yine gösterdiğinde yorum bile yapmak istemiyordum, onu kaybedeşim ve çocuğunun olduğunu bile bilmemesi, ben kötü biri değildim sadece ondan uzaklara giderek verdiğim kararı yerine getiriyordum.
Ve en kötüsü beni annemden uzaklaştırmıştı, ailemi bile bile benden saklamıştı.
Ben onu kendimden çok sevmiştim ama sevmek herşey için çözüm değilmiş.
"Orda mısın? " uzun süredir kafamda bazı şeyleri tartınca Egemen'i unutmuştum.
"Burdayım üzgünüm, dalmışım! "
Onaylar mırıltılar çıkardı ve konuşmasına devam etti."Herkes değişebilir zamanla ,ve inan bana o senin çok seviyor" söylediği cümlelere alayla kahkaha attım.
"Hayır herkesin içinde değişmeyen küçük birşey vardır ve beni sevseydi bana tüm gerçeği anlatırdı " telefondan bir kaç hışırtı geldi ve derin nefes alışını duydum.
"Yanılıyorsundur olamaz mı? Belkide o gün yaşadıkların tamamen yanlış anlamaysa ya dedikleri gerçekten doğruysa? "
Sesi bitkin gelen Egemen'i daha fazla yormamak adına tekrar konuşmaya başladım.
"Eğer gerekli bir açıklaması olsaydı bana en baştan söylerdi,beni kullanmazdı. Lütfen beni daha fazla oyalama ne ona nede ihanetlerine katlanabilirim artık. Yaptığı herşey hâlâ kalbimde derin bir şekilde acısı duruyor."
Onu unutmanın hiçbir yolu yoktu zaten önce aklımda sonra kalbimden sonra ise onu canlandıran küçük bir kişi vardı hayatımda.
Azda olsa ona benziyordu ve ona ait ve tek şey oymuş gibiydi. Ona o kadar çok değer veriyordum ki dünyanın en kıymetli hazinesiymiş gibi.
"Peki ona onu söylemicek misin? "
İçimdeki ince sızı baş gösterdiğinde sertçe yutkundum. Nasıl yapardım ki? Nasıl söylerdim? Onu benden alırdı belkide. Biliyorum bu bencillikti ama çocuğumu asla ona göstermeyecektim.
"H-hayır " kekeleyerek verdiğim cevab bile beni ikilemde bırakıyordu. Heran yanına gidip sığınabilirdim ona. Zor dönemlerimde yalnızdım ama yeniden yanımda olabilirdi belkide , korktuğum şey ise aynı ihanetleri yaşamaktı.
Olmaz,yapamazdım ben bundan sonra bana değil hem bana hem çocuğuma zarar verebilirdi.
"Elbet bir gün ortaya çıktığında daha kötü olmayacak mı ?"
Sorusuna karşılık cevap vermedim. Kesinlikle öyle olacaktı ama bunları bana yapmadan önce düşünecekti.
"Daha fazla konuşmak istemiyorum Egemen hem Defne'nin öğle uykusuna yatırmam gerek "
"Peki o zaman tekrar arıyacağım ve böyle kaçamıcaksın fıstığı öp yerime "
Telefonu kapatıp televizyonu gözlerini büyüterek izleyen kızıma baktım.. Burdan hali komik gözüküyordu. Her ne izliyorsa onu şaşkına uğratmıştı. Televizyonu kapatıp hemen onu kucağıma aldım.
Ve mızmızlanmlarını dinlemeye başladım."Tamam küçüğüm yine beraber izleri sen bir uyu "cevabım üzerine sadece oflayıp tekrar etti.
"Ama ama anne daha bitmedi" mızmızlanmasına karşılık somurttum.
"Anneyi üzüyorsun ama hem Cem abine söylerim bir daha çikolata almamasını söylerim ona göre küçük"
Somurtup ellerini göbeğinde birleştirdi. Bu haline ise kıkırdadım. Yatağa yerleştirip kitap aldım bir tane ve okumaya başladım yavaş yavaş göz kapakları gidiyordu bile. Sonra ise mırıldanışını duydum.
"Anne babamı rüyamda sence görebilir miyim? " bütün kanımın çekildiğini hissettim ve kalbimin hızlı hızlı atışını görmezden geldim. Gözlerini hâlâ kapatmamak için direniyordu ve bu hali oldukça komik sayılırdı.
"Onu rüyanda görmene gerek yok bebeğim anne sana onu getirtecek"
Söylediğim sözler üzerine gözleri kapandı ve elimi sıkıca tutup uyudu.Şimdiden baba demeye başlamıştı ve ben ne yapacağımı bilmiyordum,Çınar'ın nasıl bir tepki vereceğini yada söyleyeceğimden emin bile değildim! Ben onun yüzünden ölümden bile dönmüştüm şimdi ise ortada bir çocuk vardı hemde babasını özleyen bir çocuk.
Ve ben ona babasını getirteceğimi söylemiştim.
Alın siize bölüm yorum istiyorum yorum ve spoide birazcık değişillik yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKİYATRİS
Non-Fiction"Bunlar senin izin "dedim yüzümde zamanında bıraktığı cam parçacıklarını izini göstererek. "Mutlu olman lazım beni nasıl öldürdüğünü kafayı sıyırmamda bana öncelik olduğun için "dedim gülerek ve gözümden akan yaşı silerek. "Sarhoşsun "dedi o kadar...