"Sana çıkan yollarımı kapatırsan, benim dışımdaki bütün yollarını yerle bir ederim."
KALENDER* * *
Merhaba!
Kalender'in Mekânına Hoşgeldiniz!
Bölümleri okurken yıldıza basmayı ihmal etmezseniz çok mutlu olurum.
Şayet bölümlerde yıldıza basmadan, olmadı etkileşimi arttıracak, kayda değer sayıda yorum yapmadan hikâyemi okuduğunu fark ettiğim(bazen tepkisel bir-iki yorumla kendilerini belli edebiliyorlar) hesaplar olursa engelliyorum. Bilginize...
Bana hayalet okuyucu lâzım değil. Sevdinizse, ya hakkını verir, destek olursunuz, ya da, bu mekânda hiç oyalanmadan başka hikâyelerle yolunuza devam edersiniz...
***
(Tanıtım, hikaye hakkında fikir edinmeniz için ilk birkaç bölümden alıntılar içermektedir.)
***
Allahaşkına! Bu adamı medya dışında hayatımda ilk kez görüyordum. Ne demeye bana o şekilde bakıyordu?
Sanki bakarken o değil de ben yakalanmıştım. Kabahat işlemiş gibi yerimden sallanamıyor tepki veremiyordum...
........
***
Ellerimle başımın iki yanını sımsıkı kavramış saçlarımı çekiştirirken feryatlarıma engel olamadım.
Kalabalık mekan öyle bir keşmekeş içindeydi ki ne yöne koşacağımı, ne yapacağımı düşünemiyordum bile.
Tuvalete çıktığımda daha sakin ve loş bir ortamı tercih eden insanlarla çevrelenmiş olduğunu gördüğüm bara ateş edilmeye başlanmış, camlı aynalar, bardaklar, şişeler büyük bir gürültüyle şangırdayarak sağa sola saçılırken, kaçmaya çalışan bedenlerin üzerine yağan mermiler gözlerimin önünde vücutları kan kusturarak parçalayıp yerlere yıkıyordu.
Tüm bedenim preslenir gibiyken hissettiğim saf korkuydu.
Kolum sıkıca tutulup başım bir el tarafından aşağı doğru eğildi. Koşmaya başladığımı sürüklenir gibi çekildiğimde farkettim. Mekândaki kaos beynimi ambale etmişti. Ne neden koştuğum, ne de kolumu tutanın kim olduğu hakkında bir fikrim yoktu...
........
***
"Ne demek merak etmesinler diye yaa?! Sen telefonuma neden bakıyorsun ki? Beni kaldırsaydın. Olmadı açmasaydın. Annem daha da tedirgin olmuştur senin yüzünden. Ayrıca bu telefon nasıl geldi buraya?"
Kaşlarını çattı, yüzü ona hakaret etmişim gibi bir ifadeye büründü. Hafif üzerime doğru eğilerek içimi ürperten alçak bir sesle "Çocuk yok karşında. Küçük harflerle konuş. Katliam dolu bir gecenin ardından kızının kollarımda zevk çığlıklarıyla sabahlayıp yorgun düştüğü gibi yanlış bir sonuca varmayacak kadar tanıyordur annen seni herhalde. Ayrıca çantanı da oradan ben getirdim."
Başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş gibiydi. Nasıl bukadar açık seçik konuşabiliyordu bu adam?
........
***
Şu noktadan sonra salağa yatmamın bir anlamı yoktu. Bir şekilde bana karşı bir ilgisi vardı ve bunu gizlemiyordu. Zaten en başından beri gizlememişti. Ben de bunun farkında olduğumu gizlemeyecektim.
Derin bir nefes aldım. Soracağım sorudan da, alacağım cevaptan da korkuyordum.
"Ne istiyorsun benden?" diye tısladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALENDER +18 (TAMAMLANMADI)
General Fiction🔞... Fantastik DEĞİLDİR Ağır cinsel içerik ve şiddet barındırır. *** "Bana hayır diyemezsin. Uykum var diyemezsin. Başım ağrıyor diye bahane sunamazsın. Bu gece canım böyle istedi diyerek başka bir odaya gidip uyuyamazsın... Bana kırgın olman, öfke...