51. SİYAH, BEYAZ, GRİ

13K 798 609
                                    

Bitişikteki oturma bölümünden telefonumun zil sesi gelince o tarafta oturan Yasemin'e "Getirir misin?" diye rica ettim. Uyurken veya ihtiyaç duymadığım durumlarda çok yakınımda telefon olmamasına dikkat ediyorduk.

Yanımıza dönerken "Kalender abi arıyor!" diye seslendi Yasemin.

Dilruba elini kaldırıp atılarak "Kız Zeynep, buraya gizli geldik biz. Kalender abiye sorduk, 'Gece fazla uyuyamadı. Uyuyor şimdi. Dinlensin bugün. Rahatsız etmeyin.' demişti... Seni çok aradık, cevap vermedin. Biz de gizlice indik." dedi aceleyle. Nasıl uyumuşsam telefonlarını bile duymamıştım.

Telefonumu elime veren Yasemin "Burada olduğumuzu söyleme sakın. Yatta değil evde olsak böyle paldır küldür gelemezdik yatak odana ama burada tatildeyiz diye şeyetmedik... Sen bizi görmedin, biz de seni tamam mı? Ne bilelim adamın seni bu halde görmemizi istemediğini..?" diye ekledi.

Belli ki Kalender onları benden uzak tutmak için söylemişti o sözleri. Ama dinlememişlerdi.

"Efendim?" diyerek telefonu açtığımda, alttan bakışlarımı kızların suçlu yüz ifadelerine çevirdim.

"Kızlar odamıza gelmiş. Oysa dinlendiğini söylemiştim. Laf dinlemeyip ineceklerini bilsem Tuğçe'yi koyardım girişe." dedi Kalender, bana özür sunar gibi.

"Evet. Kahvaltıyı odamda yapsam daha iyi olur bir tanem..." Dinliyormuş gibi birkaç saniye bekledikten sonra "Yoo iyiyim ben, merak etme. Gelme, otur sen arkadaşlarınla. Kahvaltımı yapıp tekrar uyuyacağım zaten." diyerek üstü kapalı kızların yanıma inişini dert etmemesini ima ederken aynı zamanda kızları da kocama karşı bozmadım. Beni bu halde görmeseler iyiydi tabii ama kaç gün saklanabilirdim? Hadi rahatsızım diye odamdan çıkmaz, erkeklere görünmezdim ama kızları aynı bahaneyle ne kadar uzak tutabilirdim?

"Zorda kalmaman için bu gece haber vermeden yattan ayrılıp eve dönecektik ikimiz. Planım oydu." diyerek zihnimde beliren soruları da cevaplamış oldu Kalender. Dün gece yattığımızda, vücudumun her yerinde kızarıklıklar hatta bordoya çalan renkler mevcuttu zaten. Bu hale evrilmeleri şaşılası değildi.

"Bol yeşillik getirsinler, yumurta da rafadan olsun... Beklerim canımın içi sorun değil." dedim.

Gergince bıraktığı nefes bana kadar ulaşırken "Tamam boncuğum, kahvaltını gönderirim az sonra." dedi, karşılıklı telefonları kapatmadan önce.

Normal şartlarda kızların beni bu şekilde görmelerini elbette istemezdim ama Kalender'le konuşurken rahatsızlık belirtisi göstermemiştim. Çünkü, sesinin tınısından anladığım kadarıyla mahremiyetimizin ihlali hoşuna gitmemişti ve eğer benim kendimi kötü hissettiğimi düşünürse, sözünün çiğnenip odamıza gelmelerine bu kadar sakin yaklaşmaz, kızlara karşı kırıcı konuşabilirdi.

O zaten ikimiz arasında yaşananların hesabını kimseye vermezdi. Ki, ben dahil böyle bir şey için ona hesap sormaya kalkanın da aklına şaşardım. Ama beni böyle gördüler diye şikayet edersem kızlara çatardı. Bunu istemezdim. Kalender, rahatsız etmeyin demesine rağmen gizlice gelmişlerdi. Onlara kızamıyordum da. Hatta yanımda olmalarından memnundum şu an.

"Kalender yanımda olduğunuzu biliyor." dedim, hınzır bir gülümsemeyle.

"Nee?! Kız adamın yüzüne bakamam ben daha. Aklıma hep senin bu halin gelir." dedi Yasemin, hafif rengi atarken.

"Ne varmış be halimde?!"

"Ne mi varmış? Doğurmak üzeresin. Şu suratına, tenine bak!" dedi, Yasemin. Hâlâ bende gördüklerini sindirmeye çalışır gibiydi.

"Ben mi dedim size kocamı atlatıp buraya gelin diye?!"

"Şimdi kapına gelmesek akşam gelirdik, akşam olmasa yarın sabah... Ne kadar saklanacaktın bu odada? Merak ederdik seni..." dedi Dilruba, haklı olarak. Ben de olsam merak eder, onların yaptığını yapardım sanırım.

KALENDER +18  (TAMAMLANMADI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin