Bu bölümü günler önce yayınlayabilirdim.
Siz beğenilerinizde cimrilik yaptıkça, ben de bölümleri yazmakta acele etmiyorum...
Lütfen yıldıza dokunmayanlar hikâyeyi sessizce terketsin.
Bol bol paragraf yorumu yaparsanız mutlu olurum.
Keyifli Okumalar ❤
***
"Sen o sözü verdiğime dua et Zeynep. Burada dört duvar arasında düşündükçe deliriyorum zaten."
"Bu yaptığınla beni sen üzüyorsun Kalender Sancaktar!"
"Bana söz verdin, 'Eğer benimle kavga etmezsen kendimi de çocuğumu da üzmeyeceğim.' diye. Şimdi sözünü tutacaksın!" dedi hırlar gibi.
"Ha sen hapisteyken beni de burada mahkûm ediyorsun öyle mi?"
Sıkkın bir nefes bıraktı. "Kocanla ters düşmemeyi mahkûmiyet sayıyorsan yapacağım birşey yok."
"Kal orda lan sen! Orda kal aklın başına gelsin. Hasret kal sesime." diyerek telefonu suratına kapattım.
"Ohhh! İyi oldu! İnşaallah unuturlar seni orada biraz da, burnun sürter!" Sinirle elimin tersini burnuma sürtüp sağa sola bakındım. "Dur sen dur! Ben biliyorum sana ne yapacağımı dur sen!"
Kendi telefonumu cebimden çıkararak tuşladım.
"Alo, Seray!"
"Zeynep hanım, merhaba." dedi ince bir kadın sesi karşıdan.
"Merhaba."
"Olanları duydum. Çok üzüldüm. Çok geçmiş olsun."
"Kocam suçsuz. En yakın zamanda da suçsuzluğunu ıspatlayıp çıkacak inşaallah." dedim sözünü keserek.
"Aaa öyle mi? Çok sevindim sizin adınıza."
"Evet evet. Rahatım o konuda. Çıkacak... Ben de seni onun için aramıştım. Döndüğünde kocama hoş görünmek istiyorum. Geçen gün sana geldiğimde tasarımlarını çok beğendiğim diğer sarı elbiseler vardı ya. Onların hepsini istiyorum."
"Dördünü de mi?"
"Evet. Hem gündüz, hem gece için olanları. Bir de o iki tane kırmızı vardı hani, bana biraz fazla demiştim sana..."
"Evet, dehşet güzel durmuşlardı üzerinizde."
"Onları da ekle. Şoförümü göndertip aldırırım. Ödemesini de o yapar..."
Konuşmam bitip telefonu kapatınca başımı yukarı kaldırarak gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alarak çam kokularının ciğerlerime dolmasını sağladım.
"Sen geleceksin nasılsa Kalender efendi... Bak bakalım, kim kimi deli ediyormuş..."
Kendi kendime hırsla kafa sallayarak geri dönerken telefonumla Tahsin abiyi tuşlayıp verdiğim adrese gitmesini ve aldıklarını bana getirmesini istedim. "Ödemeyi de yaparsın Tahsin abi." diye tembihledikten sonra kamelyaya yürüdüm.
Telefona kalktığımda masada olan kalabalık dağılmış, sadece Yasemin ve Dilruba kalmıştı.
Otururken "Nereye gittiler?" diye sordum Yasemin'e.
"İşleri varmış. Zafer ve Okan'ı da alarak gittiler. Selam bıraktılar sana."
"Aleykümselam."
Yasemin herkesin nereye gittiğini açıklamaya devam etti. "Itır 'Biraz da ailemle vakit geçireyim.' dedi. Bennu'nun da nişan için hazırlık yapması gerekiyormuş..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALENDER +18 (TAMAMLANMADI)
Ficción General🔞... Fantastik DEĞİLDİR Ağır cinsel içerik ve şiddet barındırır. *** "Bana hayır diyemezsin. Uykum var diyemezsin. Başım ağrıyor diye bahane sunamazsın. Bu gece canım böyle istedi diyerek başka bir odaya gidip uyuyamazsın... Bana kırgın olman, öfke...