37. YENİDEN

28.2K 1.3K 959
                                    

(Kısmen +18 içeriklidir)

350 beğeni olmadan yeni bölüm gelmeyecek...

***

Kulaklarım etrafımdaki sesleri algılayalı birkaç dakika olmuştu ama gözlerimi açmak yerine bana yöneltilen sorulara başımı sallayarak tepki verdim. Etrafımda bir hareketlilik olduğunun farkındaydım.

"Bizi duyuyor musunuz?" Başımı sallayarak onayladım.

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" Birkez daha olumlu bir sekilde aşağı yukarı salladım.

"Gözlerinizi açabilecek misiniz?" Açmak istemiyordum. Yine de beklentiye karşılık vermek için birkaç kez ufak ufak kırpıştırarak en sonunda kısık bir şekilde açtım.

"Konuşmakta zorlanıyor musunuz?" Başımı sağa sola salladım.

"Konuşmak istemiyor musunuz?" Hayır istemiyordum. Nedeninden tam emin değildim ama istemiyordum. Yine başımla belli ettim ve gözlerimi geri kapattım.

Konuşulanlardan ve vücudumda yapılan tetkiklerden bir hastane odasında olduğumu anlamıştım. İyi de neden? Bir süre sonra sesler kesildi.

Hafızam kendini bir çam kokusuyla tazelemeye başladığında yüreğimin orta yerine saniyeler içinde beni öldüreceğini hissettiren kahredici bir ağrı yayılmaya başladı.

Allah'ım! Hayır, hayır, hayır...
Kalender!...

Hayır!

İnsanın çok sevdiğinin ölmesi, yeryüzünde varolan hiçbir yolun artık ona çıkmaması demekti. Yaşadığımız koskoca evrenin tek sahibi olsak içine onu geri getiremeyecek kadar aciz kalmamız demekti...

Kokusu hâlâ burnumdayken o artık yoktu...

Yüreğimi ele geçiren ızdıraba dayanamayan göz damarlarım boğazıma oturan yumrunun tetiklemesiyle akmak üzereyken,

"Burdayım... İyileşeceksin." dedi yumuşacık bir ses... Bu.., hayal olamayacak kadar gerçekti.

Hayal olmaması için hızla başımı çevirdim. Buradaydı.., yanımdaydı...
Bu bir rüyaysa uyandığımda mahvolurdum.

"Kalender..! Burdasın..?! Gerçekten burada mısın?" dedim şaşkınlıkla. Lütfen rüya olmasın Allah'ım! Lütfen!

Ağır ağır başını salladı. "Beni kurtardın... Bizi kurtardın..." dedi aşkla gözlerime bakarak. Bu doğru olabilir miydi?

Gözyaşlarım akmaya başladı. "İnanmaktan korkuyorum... Ya rüyaysa..?" dedim

"Korkma, rüya değil..." dediğinde varlığının gerçekliğini ispatlamak için elimi sıktı. Buradaydı! Oydu!

"Ama.., ama sen iyi görünüyorsun..?! Yani.., sana birşey yapmamışlar gibi..?" dedim. Bu nasıl mümkün olabilirdi?

"İyiyim çünkü... Bana birşey yapmadılar... Diri diri gömmek istemişler..." dedi sıkıntılı bir nefes alarak... Diri diri?!

Aman Allah'ım! Dakikalar boyunca o adamların üzerimize mermi yağdırması yüzünden aklım çıkacak sanmış, karnıma kurşun yemiş, tüm o zaman boyunca acıyla kıvranmıştım ama.., toprağın altına diri diri girmek... Söylerken yüzüne oturan ifade onun bile ne derece etkilendiğini gösteriyordu.

"Bu.., bu korkunç..." dedim dehşete düşerek.

"Evet.., korkunçtu..." dedi sıkıntıyla "Ama en azından hayatta kalmamı sağladı..."

"Ben.., ben seni öldürüp gömdüklerini düşündüm... Yine de belki.., bir umut hayatta kalmışsındır diye..." toprağı elimle kazarken onu bir tabuta koydukları hiç aklıma gelmemişti. Sadece kazdım. Ne yaptığımı tam olarak bilmeden... Yaralıydım. Karnımdan vurulmuştum. Kanamam vardı. Her an yıkılacağımı anlayınca tek dileğim Kalender'e ulaşıp son kez dokunarak bu alemden göçmek olduğu için ellerim parçalanırcasına toprağı kazmıştım. Mezar henüz yeni kapandığı için Allah'tan toprak çok yumuşaktı. Ama attığım toprağın altından bir tabut çıkınca tek kelimeyle yıkılmıştım. Gücümün tükendiğinin bilinciyle artık toprağın tamamını kaldırmamın, Kalender'e ulaşmamın imkânsız olduğunu anlayarak belki hâlâ ölmemiştir diye hava alması için tabutun kenarına ateş ettikten sonra mezarın üzerine yığılıp dua ederek sislerin içinde kaybolurken kendimden geçmiştim...

KALENDER +18  (TAMAMLANMADI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin