18. KALENDER ÖZEL

28.9K 1.7K 332
                                    

"Sana birkez, adam gibi soracağım. Ablam nerede?"

Zafer'in bu sözleri beynimin her kıvrımına işkence edip dururken hangi ara havaalanına gittim, uçağa bindim ve Hatay'a nasıl geldim çok da farkında değildim.

Yol boyunca bir haber gelecek ve yanlış alarm olduğunu, Zeynep'in ortaya çıktığını söyleyecek diye umut ettim ama o haber hiç gelmedi...

*

"Bir kızı nasıl koruyamazsınız haa?! Bu mu sizin profesyonelliğiniz?!"

Başlarında Nagihan hanımın olduğu kadınlarla, Zeynep'in ortadan kaybolduğu söylenen yerdeydik. Karşıma dizilmiş, hâlâ beceriksizliklerinin açıklamasını yapmaya çalışıyorlardı. Böyle birşeyin açıklaması olabilir miydi? Zeynep burunlarının dibinden yok olmuştu!

Başımı gökyüzüne çevirdim ve gözlerimi kapattım. Sanki yer yarılmıştı ve Zeynep içine girmişti. Etrafta aramadığımız dorse ve konteyner kalmadı. Emniyet güçleri bir yandan adamlarım bir yandan herbirini tek tek kontrol etmişlerdi ve adamlarım şuanda baktıkları yerlere tekrar bakıyorlardı.

"Kalender bey..."

"Ne Kalender bey haa?! Ne Kalender bey?! Yok! Zeynep hiçbiryerde yok! Bukadar parayı size bir kişiyi bile korumayı beceremeyin diye mi döküyorum? Bu mu yani?!"

Belki de bukadar fazla töleranslı olmamalıydım. İşlerini bukadar hafife almalarının nedeni benim üzerlerinde çok fazla baskı kurmuyor oluşum olabilir mi?

"Yıkılın karşımdan!"

Bir elimi belime atıp yere bakarken diğer elimle de alnımı sıvazladım. "Neredesin Zeynep?!"

"Aliii!"

"Buyur abi."

"Zeynep'in çevresinde olan arkadaşlarını takibe alsınlar. O Emre denen herifi de kontrol edin."

"Emrin olur abi."

Başlayacak bir nokta olsa, bir ipucu, bir bilgi... Yok! Hiçbirşey yok!

"Sen ablamı takip mi ettiriyordun?" Zafer'in burada olduğunu unutmuştum. "Ablam bana sizin görüşmeyi kestiğinizi söylemişti." Onu öptüğüm akşam Zeynep benimle birdaha görüşmek istemediğini söylemişti. Daha doğrusu kaçmıştı. Zafer'e kendi aldığı karar doğrultusunda öyle demiş olmalı..

Aramızdaki iki adımlık mesafeyi kapattım ve elimi omzuna koydum. "O bitirdi. Ama ben bitirmemiştim.., onu ikna etmenin bir yolunu bulacağımı düşünüyordum. Ve senden bir söz istiyorum delikanlı; ablanı bulduğumda bundan ona bahsetmezsen sevinirim."

Birkaç saniye yüzüme baktı "Eğer onu bize sağsalim geri getirirsen bahsetmem."

Başımı salladım ve ona, belki de kendime güç vermek için gülümsedim... "Onu bulucaz, her neredeyse size geri dönecek." İnanmak isteyerek başını salladı o da. Ablası için nekadar endişelendiği gözlerinden okunuyordu...

Zeynep'i ilk gördüğüm anda hissettiğim büyük sarsıntının sadece bedensel bir çekim olduğunu sanma gafletinde bulunmam benim daha önce hiç başıma gelmeyen bir duyguya yabancı olmamın sonucuydu. Onu öptüğümde şaşıran ve ne yapacağını bilemeyen Zeynep değildi sadece... Kelimenin tam anlamıyla hayatımın en büyük şoklarından biriyle karşı karşıyaydım.

Aşık olmuştum!

Bunu o ana kadar anlamayışıma kızdım. Ben ne zaman hayatımdan geçen kadınların ne yediğiyle, ne giydiğiyle, ne yaptığıyla, ne düşündüğüyle bukadar ilgilenmiş, böyle delice kıskanmış, peşine -üstelik de üzerine bir erkek gözü değmesin diye- kadın korumalar takma ihtiyacı duymuştum ki?

KALENDER +18  (TAMAMLANMADI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin