34. KÜSKÜNLÜK

29.1K 1.5K 885
                                    

(+18 içeriklidir)

Arkadaşlar beğeni ve yorumlarınızın çok fazla motive edici olduğunu unutmayın lütfen.

Duyurulardan haberdar olabilmek için profilimi takip edebilirsiniz.

Keyifli Okumalar Diliyorum.🌹❤🤗

***

Gözüm Asit'ten aldığı poşetleri masanın üzerine bıraktıktan sonra biraz uzaklaşıp tam benim hizamda, yandan görebileceğim şekilde durup korkunç bir çehreyle konuşmaya devam eden Kalender'e kaydı tekrar. Şuan okadar muhteşem görünüyordu ki bunca acayipliğin içinde aklım başımdan gidecek sandım.

Öfke bedenindeki tüm kasları germişcesine ceketinin arkaya yığılmasına neden olan ellerini belinin iki yanına koyarak masaya doğru konuşmaya devam etti. İşin tuhaf yanı masada az evvelki uğultunun yerini çıt sessizlik almış, kimse konuşmuyordu. Dudaklarında beliren ürpertici bir gülüşle İngilizce 'We fucked them and we'll keep on fucking'' gibi birşeyler söyledi.

Kaşlarımı çattım. Söylediklerini az çok anlamıştım. Neden bahsediyordu? Burada bahsettiği şeyin cinsellik olmadığı yüzüne oturan korkutucu bakışlardan bile belliydi.

Bir adamın ayağa kalkarak Kalender'in masaya bıraktığı torbalardan birini eline alıp Kalender'e ilerlediğini farkettim. Gözümü Kalender'den çekemiyordum. Resmen şu andaki duruşuyla kasıklarımı sızlatmıştı. Hem öldürücü şekilde tehlikeli, hem de aklımı başımdan alacak kadar tahrik edici görünüyordu.

Adam hararetle başını sallarken aynı zamanda Kalender'in omzuna bir iki kez minnettar olmuş gibi vurdu ve sonra elindeki alacalı bulacalı yuvarlak poşeti havaya kaldırıp nefretle ve bütün hiddetiyle poşete tükürdü...

Birdakika !

???

Suratıma dev bir duvar çarpar gibi oldu...
Geriye sendeledim...
Tüm beynim başımın tepesinden çıkmak istedi...
Hayatımda yaşadığım en şiddetli baş ağrısı inanılmaz bir hızla tüm kafamı etkisi altına aldı...
Sallandım...
Kulaklarım çınladı...
Yutkunmak istedim, yutkunamadım...
Kanım çekildi...
Kanım dondu...
Nefes.., nefes alamıyordum...

Masaya baktım.

Serhat abi ve Tayfun abi de iki üç kişiden teşekkürleri kabul ediyorlardı. Birkaç kişi ise donmuş gibi hareketsizdi.

Masada oturan kadınları ve hatta bazı erkekleri bile benim kadar dehşete düşürense; biri az evvel Kalender'e dostça vuran adamın elinde, ikisi masanın üzerinde olan, dikkat etmediğim için poşet sandığım insan kelleleriydi...

Üç kelle...

Az evvel suratımda hissettiğim duvar sanki artık bedenimi dört bir koldan presliyordu. Vücudum sıkıştırılıp sıkıştırılıp geri bırakılıyormuş gibi zonkluyordu.

Çığlık atabilsem atardım. Yakalanmak umurumda olmazdı. Kimin ne dediği de umurumda olmazdı. Ama sesim çıkmıyordu.

Kesik başlardan birinin tek gözü beyazı ince bir şerit gibi görünür şekilde kapalı, diğer göz kapanmaya zaman bulamamışcasına yarım açık... Bir diğer kesik başın dudaklarıysa son nefesini almak için mi vermek için mi bilinmez çok az aralık kalmıştı.

Bunları alacalı bulacalı poşet gibi görme nedenim; yüz, saç ve kan birleşiminden oluşan görüntüleriydi. Yakalanacağım korkusuyla Asit ve Kalender'e bakarken saçlarından tuttukları o başların ne olduğuna dikkat etmemiştim.

Alt göğüs kafesimde ruhum somutlaşıp bir merdaneye dönüşmüş gibi içe doğru burkulmalar, midemde kusma isteği, ve kasıklarıma vuran şiddetli bir ağrıyla kıvrandım.

KALENDER +18  (TAMAMLANMADI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin