41. Benim suçum yoktu baba.

1.9K 240 163
                                    

5 yıl sonra...

"Ben sana her zaman ne olursa olsun kimseyle kavga etmek, kötü söz söylemek yok demiyor muyum Arin? Çok üzüldüm bu yaptığın için keşke biraz daha dikkatli olsaydın."

"Baba ama üzülme." dedi Arin. Dolan gözleri, yere eğilmiş babasının üzerindeyken ona yaklaşıp kollarını onun boynuna sardı ve neredeyse ağlıyormuş gibi titreyen sesiyle devam etti. "Özür dilerim, bir daha olmayacak. Daha dikkatli olacağım söz veriyorum."

"Emin misin?"

"Evet." Mnik kız olduğu yerde başını salladı. Felix'in elleri onun saçlarını hafifçe okşadı ve o, kızının yanağına yumuşak bir öpücük bıraktı. "Aferin sana, teşekkür ederim beni dinlediğin için. Sana güveniyorum."

Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu Arin'in. Babasının üzülmediğini görmek onu bir hayli rahatlatmıştı. Küçük ellerini babasının yanaklarına yerleştirdi ve düşünceleri babasının hemen yumuşaması yüzünden bugün yaşanan tatsız olaydan sıyrılıp daha güzel bir olaya kaydı.

"Bugün anasınıfına yeni bir çocuk geldi biliyor musun baba? Sen beni almaya geldiğinde seni gördü ve bana 'Baban peri gibi görünüyor.' dedi.

"Peri mi?"

"Evet. Öğretmenimiz bize masal okurken kitaptaki resimleri de gösteriyor. Gerçekten de kitaptaki periye benziyorsun. Onun da saçları seninkisi gibiydi."

Arin tüm bunları heyecanlı bir şekilde anlatırken Felix onun söylediklerine güldü ve yerinde doğruldu. Pratiğe dönmesi gerekiyordu bu yüzden bir an önce ne yapması gereken ne varsa yapmalıydı.

"Bebeğim, beraber aldığımız dondurmayı yemek ister misin?"

"İsterim ama sonra ne yapacaksın? Yine dans mı edeceksin?"

"Evet, yarışma yaklaşıyor unuttun mu? Babanın sıkı çalışması gerek. Sıkı çalışayım ki kazanayım."

"Seni izleyebilir miyim?" derken yerinde hafifçe zıpladı Arin. Fazlasıyla heyecanlı görünüyordu. Ellerini çırptı ve Felix konuşamadan devam etti. "Ben de senin gibi dansçı olmak istiyorum. Bana da öğret baba lütfen, lütfen!"

"Boş bir zamanda öğreteyim tamam mı?"

Arin hemen başını salladı. Çoğu zaman Felix pratik yaparken ve ara ara sahnelere çıkarken onu hayranlıkla izlemekten kendini alamazdı. Zira Felix kadar işine aşık bir insanın tutkusu her hareketinden belli olduğu için anormal olan ona hayran olmamaktı. Bedeni sanki müzikle bir bütün oluyor, iskeleti yokmuş gibi esnek bir şekilde dans ediyordu.

"Ben geldim. Bakıyorum da hiç duymuyorsunuz."

"Baba! Hoş geldin!" dedi Arin. Felix'in yanından birkaç adımda koşup hemen Changbin'in kucağına atladı. Siyah saçlı adam hızla kızını kucakladı ancak çoğu zaman yaptığı gibi onu taşımakta zorlanıyormuşçasına yüzünü buruşturdu.

"Bu kız yine büyümüş galiba. Her geçen gün taşımak daha zor oluyor."

"Büyümüş müyüm?"

"Evet, kocaman oldun."

Kızının yanağına uzun bir öpücük bırakıp onun gülmesini sağladı Changbin. Yaklaşık bir haftadır aralarında bu büyüme mevzusu dönüyordu. Küçük kız sürekli olarak büyümek istediğini söyleyip duruyor, odasındaki boy ölçmek için astıkları posterden her gün boyunu ölçüyordu.

"Nasıl geçti bugün? Yapabildin mi sporunu rahat rahat?" diye sordu Felix eşine bakarak. Şimdiden bakışları onda takılı kalmıştı. Changbin'in üzerindeki siyah, kalın askılıdan görünen kaslı kollarını belli belirsiz süzdü. Ona olan tutumu hâlâ eskisi gibiydi. Hem aşk doluydu hem de tutku.

Little Star | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin